Kerkük’ün Kürtler ile Bağdat arasında on yıllardır tartışmalı bir bölge olduğuna atıfta bulunulan yazıda, Saddam Hüseyin’in Kerkük’ün demografisini Kürtler aleyhine bozmaya çalıştığı belirtiliyor ve bir taksi şoförünün “ailesinin 2003 yılındaki ABD öncülüğünde gerçekleşen saldırı ile geri dönene kadar köylerinin bomboş kaldığı” sözlerine vurguda bulunuluyor.
“Irak ordusunun, 2014 yılındaki IŞİD saldırısı esnasında bir kurşun dahi atmadan Kerkük’ü terkettiğini gördüklerini” dile getiren bir Peşmerge’nin sözlerine yer verilen yazıda, şehrin Kurdistan Bölgesi’nin bir parçası olduğu ve öyle kalacağı mesajı veriliyor.
Irak Parlamentosu’nun 14 Eylül’de Kerkük valisi Necmeddin Kerim’i görevden almasına rağmen Kerim’in görevde kaldığı dile getirilen yazıda, Kerkük sakinlerinin % 80’inin referanduma katılım gösterdiğine dikkat çekiliyor.
Referandum nedeniyle öfkeye kapılan Bağdat’ın Kürt yönetiminden havaalanlarının ve sınır kapılarının teslim edilmesini istediği dile getirilen yazıda, Irak Parlamentosu’nun Başbakan Haydar Abadi’den Kerkük’e askeri güç göndererek dünya petrollerinin % 4’üne sahip olan ve her gün yüzbinlerce varil petrol çıkaran kentin geri alınmasını istediği belirtiliyor.
Bunun üzerine çok sayıda Kürt Peşmerge gücünün bölgeye konuşlandığına dikkat çekilen yazıda bu gelişmenin Havice’de IŞİD’e karşı ABD öncülüğündeki Koalisyon, Peşmerge ve Irak ordusunun iş birliğindeki operasyonu etkileyeceğine dikkat çekiliyor.
Irak ordusunun, Amerikalı danışmanlarıyla birlikte, ABD önderliğindeki koalisyona da yakın olan Kürt birlikleriyle bir çatışmaya girmelerinin pek olası olmadığı dile getirilen yazıda, bununla birlikte, Kürt liderlerin, İran'ın desteklediği ve 2016 yılından beri resmi olarak Irak güvenlik güçlerinin bir parçası olan ve 100 binlik bir sayıya ulaşan Şii Haşdi Şabi milislerinin "provokasyon" amacıyla kullanılabileceğinden endişe ettikleri dile getiriliyor.
Frantzman, savaşın başından beri Kerkük cephesinde savaşan Kürdistan Özgürlük Partisi (PAK) Genel Başkan Yardımcısı ve Peşmerge Komutanı Hüseyin Yezdanpena’nın “Irak diye bir devlet yok, bir milis devleti var. İran, Irak ve Haşdi Şabi ile karşılaşmaya hazırız” sözlerine yer verdiği yazısında, önümüzdeki günlerde Irak Parlamentosu’nun popülist baskısının Bağdat yönetimini Kerkük’e saldırmaya itebileceği dile getiriliyor, ancak ABD öncülüğündeki koalisyon, Rusya ve diğerlerinin oluşturacağı karşı baskının Bağdat’ı çatışmaya girmekten ziyade diyaloğa girmeye teşvik edeceği ileri sürülüyor.
Üç yıl boyunca IŞİD ile savaşan Peşmergeler, Şii milisler ve Irak Ordusunun her birinin karşı karşıya geldiklerinde neler olacağını merak ettiklerine dikkat çekilen yazıda Kürtlerin, tüm olasılıklara hazır olduklarını ve koalisyonun hava desteği olmadan Irak güçlerinin ilerleyemeyeceği inancına yer verilerek, Iraklıların da Musul ve Tal Afar'daki savaşta güçlü bir kuvvet kurduklarına vurguda bulunuluyor.
Frantzman yazısını her iki tarafın da diğer tarafa baktığını ve Kerkük'ün gelecekteki herhangi bir çatışmada önemli bir rol oynayacağını bildikleri tespitiyle noktalıyor.
