Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in, Ukrayna savaşını sonlandıracak bir anlaşma için ocakta ABD'nin başına geçecek Donald Trump'la çalışmaya açık olduğu bildiriliyor.
Kimliğinin açıklanmasını istemeyen 5 Rus kaynağın, İngiltere merkezli haber ajansı Reuters'la paylaştığı bilgilere göre Putin, olası anlaşma kapsamında büyük çaplı toprak tavizlerine yanaşmayacak. Ayrıca Kremlin, Ukrayna'nın NATO'ya üyelik başvurusu sürecinin de sonlandırılmasını istiyor.
Diğer yandan Rusya'nın, ilhak ettiği Donetsk, Luhansk, Zaporijya ve Herson bölgelerinin paylaşımına yönelik pazarlıklara açık olduğu belirtiliyor. Reuters'ın aktardığına göre bölgenin yaklaşık yüzde 80'i Rusya'nın kontrolünde.
Buna ek olarak anlaşma kapsamında Moskova'nın, Ukrayna'nın kuzeyindeki Harkov ve güneyindeki Mıkolayiv şehirlerindeki birliklerini kısıtlı ölçekte geri çekmeyi kabul edebileceği aktarılıyor.
ABD Başkanı Joe Biden'ın, uzun menzilli balistik Ordu Taktik Füze Sistemleri'nin (ATACMS) doğrudan Rus toprağına saldırı amacıyla kullanılması için yeşil ışık yakması, Kremlin-Washington hattında gerginliği yeni bir seviyeye çıkarmıştı. Putin de Rusya'nın balistik füze saldırılarına uğraması halinde, buna nükleer silahla yanıt verilmesinin önünü açan nükleer silah doktrinini imzalamıştı.
Rusya Savunma Bakanlığı, Ukrayna'nın dün gece Bryansk bölgesine, Amerikan menşeli ATACMS füzeleriyle saldırı düzenlediğini bildirmişti.
Reuters'a konuşan kaynaklar, Washington'ın ATACMS kararının barış anlaşmasını geciktirebileceğini ve süreci daha da karmaşıklaştırabileceğini söylüyor.
Yetkililer, Ukrayna'nın NATO'ya katılmasının Rusya için kabul edilemez olduğunu belirtirken, Kremlin'in Kiev yönetimine güvenlik teminatı sağlanmasına dair görüşmelere açık olduğunu ifade ediyor. Moskova'nın, Ukrayna'nın ordusunu küçültmesi ve Rusçanın kullanımını sınırlandırmaması gibi taleplerde bulunabileceği de aktarılıyor. Kremlin, 2014'te ilhak ettiği Kırım'la ilgili hiçbir pazarlığa yanaşmıyor.
İstanbul'daki taslak anlaşma
Rus yetkililer, olası barış planı için 2022'de İstanbul'da yapılan fakat sonuca bağlanamayan müzakereler sırasında hazırlanan taslağa işaret ediyor.
Taslak metinde Kiev'in Avrupa Birliği (AB) üyelik sürecine karşı çıkılmazken, NATO'ya katılmasına itiraz ediliyordu. Ayrıca Ukrayna'nın daimi tarafsızlığı kabul etmesi, bunun karşılığında Kiev yönetimine Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin 5 daimi üyesi olan Birleşik Krallık, Çin, Fransa, Rusya ve ABD tarafından güvenlik garantileri verilmesi isteniyordu.
Rusya 6 kat daha fazla toprak kazandı
Putin'in emriyle Şubat 2022'de başlayan savaşta Ukrayna, en son büyük hamlesini Rus toprağı Kursk'a ağustosta başlattığı operasyonla yapmıştı. Ancak Washington merkezli düşünce kuruluşu Savaş Çalışmaları Enstitüsü'nün verilerine göre, Rus birlikleri Ukrayna'nın ilerleyişini geri püskürttü. Diğer yandan Rusya bu yıl, 2023'e kıyasla neredeyse 6 kat daha fazla toprak kazandı. Rus birlikler, Donbas bölgesindeki kilit lojistik merkezlere doğru ilerleyişi sürdürüyor.
Reuters'ın verilerine göre Rusya toplamda 110 bin kilometrekareden fazla toprak kazandı. Ukrayna ise Kursk bölgesinin yaklaşık 650 kilometrekaresini elinde tutuyor.
Kaynaklar, Batı'nın Ukrayna'ya verdiği tüm desteğe rağmen Rusya'nın savaşı kazanmasını engelleyemediğine dair "acı gerçeği" kabul etmesi gerektiğini savunuyor.
Washington'dan tartışmalı mayın kararı
Öte yandan ABD'nin, Rus ilerleyişinin durdurulması için Ukrayna'ya anti-personel kara mayını tedarikine yeşil ışık yaktığı savunuluyor. Amerikan gazetesi Washington Post, bunların Rus ilerleyişini engellemek ve cephe hattını güçlendirmek için yapılacak mayınlamalarda kullanılacağını yazıyor.
İnsan hakları örgütleri, ABD'nin Ukrayna'ya bu mayınları verme kararına tepki gösterdi. ABD merkezli İnsan Hakları İzleme Örgütü'nden (HRW) kararı "şoke edici ve yıkıcı bir gelişme" diye değerlendirdi.
ABD ve Rusya, antipersonel kara mayınlarının konuşlandırılmasını ve transferini yasaklayan "Mayın Yasağı Anlaşması" olarak da bilinen Ottawa Sözleşmesi'nin tarafları arasında yer almıyor.