ABD, Rusya ve İsrail’in Kudüs’teki üçlü güvenlik zirvesinde İran’ı Suriye’den çıkarmayı hedefleyen yeni bir anlaşmada mutabık kaldığı, bunun da ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey’nin sözlerine yansıdığı belirtiliyor.
ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey, Şark’ul Avsat’a yaptığı açıklamalarda ülkesinin, İsrail’in Suriye’deki İran askeri noktalarını hedef alan saldırılarını diplomatik ve lojistik olarak desteklediğini ifade etti. Jeffrey ayrıca Rusya hariç, Türkiye, İran ve ABD de dahil olmak üzere, 2011’den önce bulunmayan tüm yabancı güçlerin Suriye’den çıkması gerektiğine dikkati çekti.
Anlaşma İşareti
Jeffrey’in açıklamaları Suriye ve dünya kamuoyunda yeni tartışmalara kapı açtı. Çok sayıda yorumcu Rusya hariç diğer güçlerin Suriye’den çıkması yönündeki açıklamanın yeni bir ABD-Rusya anlaşmasına işaret ettiğine dikkat çekti.
Bu anlaşmaya göre İran’ın tüm güçlerinin Suriye’den çıkarılacağı ve Suriye iktidarının da kalıcı olacağı yorumları yapılıyor. Jeffrey’in bu açıklamaları aynı zamanda İsrail uçaklarının Suriye’deki İran üslerini bombaladığı bir sırada gelmesi ise dikkat çeken bir diğer nokta. Zamanlama aynı zamanda İran’a, “Suriye’de yerin yok” mesajını mı veriyor yorumlarına neden oldu.
Rusya, ABD ve İsrail’i memnun etmek için acilen İran’ı Suriye’den çıkartmak istiyor. Aynı zamanda Suriye’de büyük bir ekonomik krize neden olan yaptırımların kaldırılması için de ABD ve İsrail’i memnun etmek zorunda. Rusya’nın atacağı adımlarla Suriye hükümeti destek elde edebilir.
Bu nedenle Rusya, İran’a yapılan saldırılara sessiz kaldı. Saldırıların Rusya’nın koordinesinde yapılmış olması da uzak bir ihtimal değil. Moskova sadece saldırılara değil İsrail Savunma Bakanı Naftali Bennett’in “İsrail, İran’ın Suriye’deki varlığını sınırlamak değil sonlandırmak istiyor” açıklamasına da sessiz kaldı.
İdlib İçin Uygun Zaman Bekleniyor
Birkaç gün önce bir basın toplantısında yeniden konuşan James Jeffrey, bir kez daha İran güçlerinin Suriye’den tamamen çekilmesi gerektiğini ifade etti. Jeffrey’in açıklamalarını Putin’in stratejisinden ayrı değerlendirmek eksik kalmasına neden olur. ABD’nin en büyük sorunu ise Suriye’deki askeri güçlerini ne zaman ve nasıl çekeceğidir. Rusya da İdlib’de Türk devleti ve desteklediği gruplara el atmak için en uygun zamanı bekliyor. Tüm bu denklemde Trump yönetimi Suriye’de doğrudan bir ABD-Rusya savaşı yerine Suriye’den çekilmeyi doğru seçenek olarak buluyor.
Açıklamalar Benzeşti
Jeffrey’in yaptığı açıklamalar ile Rusya’nın Suriye’deki varlığını meşrulaştırması ABD ve Rusya arasındaki ılımlı havayı gösterdi. Bu ılımlı havanın 24 Haziran 2019’da Kudüs’te gerçekleştirilen üçlü (ABD-Rusya-İsrail) güvenlik zirvesinden kaynaklandığı aşikardır. Güvenlik zirvesinin ardından İsrail Devlet Başkanı Benjamin Netanyahu ve James Jeffrey’in açıklamalarının birbirine benzer olması dikkatlerden kaçmadı.
Netanyahu, güvenlik zirvesini tarihi olarak nitelendirerek, her üç devletin Suriye’nin güvenliğinin sağlanması konusunda mutabık kaldığını açıklamıştı. Bu mesaj güvenlik zirvesine katılan üç ülkenin ortak kararıydı. Bu kararın yanında alınan bir diğer önemli karar da 2011’den sonra Suriye’ye giren yabancı güçlerin Suriye’den çıkarılması. Netanyahu, Ortadoğu’nun güvenliği için ortak amaçları olduğunu iddia etmişti.