İsrail ile İran arasındaki çatışma sekizinci gününe girerken, dikkatler Beşşar Esad rejimi düşmeseydi muhtemelen bu çatışmanın bir parçası olacak olan Suriye'ye çevriliyor.
Suriye, Tahran ile Tel Aviv arasında benzeri görülmemiş bir doğrudan çatışmanın patlak vermesi nedeniyle birkaç gün önce hava sahasını tamamen kapattı.
Ancak daha sonra hava sahasını kısmen yeniden açtı ve Suriye Havayolları sınırlı sayıda uçuş gerçekleştirdi. Bu durum, Batı başkentlerinin ülkeye uyguladığı savaş ve ekonomik yaptırımlar nedeniyle yıllardır böyledir. Bu yaptırımlar bir süre önce kaldırılmış olsa da, etkileri bugün de devam ediyor.
"En önemli iki düşman meşgul"
Şam, bu çatışmayı "en önemli iki düşmanını" kendi işlerinden uzaklaştırmak için bir fırsat olarak görüyor, özellikle de Tel Aviv'in son iki ayda Suriye topraklarını defalarca hedef alması nedeniyle.
Yeni yönetim, İsrail ve İran'ın Suriye işlerine müdahalesini durdurduğu sürece bu çatışmayı sürdürmeyi umuyor.
Suriyeli akademisyen ve siyasi analist Ghassan İbrahim, Al Arabiya'ya "Suriye, şu anki durumuyla, olan bitende bir pozisyon veya rol alamaz, ancak kaçınılmaz olarak bundan etkilenecektir." dedi.
Ancak, "bazı Suriyelilerin, İsrail'in Irak'tan Akdeniz'e kadar Ortadoğu'da tek güç haline gelebileceğinden endişe duydukları ve bunun Suriye topraklarına girme isteğini artırabileceği" ihtimaline işaret etti. "Tahran'daki rejimin devrilmesi, Araplar, uluslararası toplum, İsrail ve bölgedeki diğer oyuncular tarafından yeni rejim kabul edilirse, bölgeyi bir ılımlılık vahasına dönüştürmeye katkıda bulunacak ılımlı bir rejim getirebilir" diye ekledi.
Ancak, İran meseleleri konusunda uzmanlaşmış bir siyasi analist ve araştırmacı olan Wijdan Abdul Rahman, İsrail-İran çatışmasının yeni Suriye hükümeti için "doğru zamanda" geldiğine inanıyor. Abdul Rahman, Al Arabiya'ya, "Tel Aviv ve Tahran arasındaki bu çatışmalar, yeni Suriye hükümeti için doğru zamanda geldi, çünkü iki en büyük rakibiyle karşı karşıya geliyorlar." dedi.
"Bu çatışma olmasaydı, İran yeni hükümetin işlerine karışırdı, tıpkı Ahmed el-Şara'nın iktidara gelmesinden bu yana Suriye üslerini ve tesislerini hedef alan İsrail gibi." diye düşünüyordu.
"Baskıyı hafifletiyor."
Ayrıca, "bu İsrail-İran meşguliyetinin, Şam'ın istismar edebileceği bir süre için hükümet üzerindeki baskıyı hafiflettiğini" de düşünüyordu ve Suriye'nin bu çatışmaya dahil olma ihtimalini birkaç nedenden ötürü dışlıyordu.
Ayrıca, "Şam bu çatışmaya girmeyecek, çünkü hedef yeni hükümetin sert bir muhalifi ve Suriye halkına karşı katliamlar yaptı. Dahası, Suriye, İsrail uçaklarının hava sahasını kullanmasını engelleme yeteneğine sahip değil, askeri kapasiteye de sahip değil ve bu nedenle bu savaşta tarafsız kalacak."
Geçtiğimiz yılın sonunda Esad rejiminin devrilmesinden bu yana iki ülke arasında üst düzey görüşmeler yapılmasına rağmen yeni Suriye yönetiminin Tahran ile hiçbir ilişkisi yok. Ancak bu, iki ülke arasındaki ilişkilerin yeniden kurulmasına yol açmadı.
Suriyeli ve İsrailli yetkililer arasında da görüşmeler yapıldı ancak Tel Aviv, kuzey sınırında İsrail askeri güçlerinin varlığını reddeden yeni yönetimin niyetlerinden şüphe etmeye devam ediyor.
Son birkaç günde İsrail, ülkenin güneyindeki Suriye hava sahasında, Şam kırsalı, Deraa ve Kuneytra gibi İsrail kara güçlerinin bulunduğu bölgelerde düzinelerce İran füzesini düşürdü.
Kuzeydoğu Suriye'de(Rojava) konuşlanmış olan ABD liderliğindeki IŞİD karşıtı uluslararası koalisyon da birkaç İran füzesini düşürdü.
