Suriye'de küresel ve bölgesel aktörlerin güç mücadelesi

Suriye'de ABD yönetimi İran'ın tasfiyesi hedefinden vazgeçmemişken İsrail'in saldırıları da artmış durumda. Öte yandan Rusya'nın ise, İran'ın Suriye'den 'sürülmesi'yle kendine daha fazla alan açacağı hesapları yaptığı, bu nedenle ABD-İsrail'in bu yöndeki adım ve planlarına zımni onay verdiği yorumları yapılıyor.

08.05.2020, Cum - 10:19

Suriye'de küresel ve bölgesel aktörlerin güç mücadelesi
Haberi Paylaş

Evrensel Gazetesi yazarı Yusuf Karataş, "Suriye'ye yaptırım, Hizbullah'a yasak, İran'a kuşatma!" başlıklı, 8 Mayıs tarihli yazısında, Rusya'nın 2015 yılında Suriye'deki denkleme dahil olmasıyla dengelerin değiştiğini hatırlatıyor ve, "Rusya bu hamle ile sadece bölgede iş birliği halinde bulunduğu Suriye yönetimini ayakta tutmakla kalmadı, Tartus kentindeki deniz üssünün yanına Lazkiye’de önemli bir hava üssü (Hmeymim) kurarak ve devamında Libya’da attığı adımlarla da birlikte bölgede ve Doğu Akdeniz’deki gücünü önemli oranda arttırmış oldu" yorumunu yapıyor.

İran'ın bölgede ciddi bir kuşatma ile karşı karşıya olduğuna değinen Karataş, "...bölgede müttefiki Rusya ile de uyuşmayan hedeflerinin bulunması, işini daha da zorlaştırıyor" görüşünü dillendiriyor ve ekliyor:

"ABD ve batılı emperyalistler, dünyanın en önemli enerji kaynakları ve geçiş yolları ile İsrail’in güvenliği için İran’ın kuşatılıp gücünün sınırlanmasını zorunlu görüyorlar. Bu temelde Rusya’nın bölgede artan etkisinin de kabulü temelinde bir uzlaşma da arıyorlar -ki, bu durum emperyalistler arasında uzlaşmaların geçici, mücadelenin esas olduğu gerçeğini değiştirmez.

Suriye yönetiminin İran ve Hizbullah'ı 'vazgeçilmez müttefikler' olarak gördüğünü kaydeden Karataş, hegemon güçlerin ve İsrail'in tam da bu noktadaki tutumlarını şu satırlarla ele alıyor:

"Tam da bu noktada ABD ve batılı emperyalistler, İran’ı kuşatma stratejisinin başarısı (Ve İsrail için tehdit olarak görülen Lübnan Hizbullah’ının yalnızlaştırılması) için İran’ın Suriye’den çıkartılmasını olmazsa olmaz bir zorunluluk olarak görüyorlar. Ancak Rusya’nın da bölgede kendisine daha fazla hareket alanı sağlayacağı hesabı üzerinden kabul ettiği İran’ın Suriye’den çıkartılması yönündeki baskılara rağmen Esad yönetimi, İran’ın Suriye’de kalması yönünde -ki, Esad bunu kendi iktidarının devamı için de önemsiyor- bir tutumda ısrar ediyor.

İşte Suriye’ye yönelik ABD ve AB yatırımları ile İsrail’in son dönemlerde artan saldırıları da Esad yönetimini bu tutumundan vazgeçirmeyi amaçlıyor."

Almanya'nın Hizbullah'ın siyasi kanadını yasaklamasını da bağlamda değerlendiren Karataş, ABD'nin bu konuda Almanya'ya epeydir baskı yaptığına dikkat çekiyor.

İsrail'in Suriye'ye yönelik saldırılarını da bu konseptte ele alan Karataş, şu ifadeleri kullanıyor:

"Diğer önemli gelişme ise, İsrail Savunma Bakanı Bennett’in “İran’ın Suriye’ye yerleşmesini engelleme stratejisinden, oradan zorla çıkarmaya geçtik ve bundan vazgeçmeyeceğiz” açıklamasında ifadesini bulan İsrail’in Suriye’ye yönelik artan saldırıları oldu. Nisan sonunda Şam’a hava saldırısı düzenleyen İsrail, geçtiğimiz günlerde Halep’teki askeri depolara ve Deyrizor kırsalında İran destekli milislere yönelik hava saldırıları düzenledi. Bennett, bu saldırılarla ilgili açıklamasında İran’ı Suriye’den çıkartıncaya kadar bu saldırıları devam ettireceklerini söyledi.

Toparlamak gerekirse; batılı emperyalistlerin ve bölgedeki en önemli müttefikleri siyonist İsrail’in son hamleleri savaşla deviremedikleri Esad yönetimi üzerindeki baskıyı büyüterek öncelikle İran’ı Suriye’den çıkartmayı hedeflediklerini gösteriyor. Bu temelde siyasi geçiş sürecinde Suriye’nin batılı emperyalistlerle daha uyumlu bir çizgiye çekilmesi ve yine Lübnan Hizbullah’ının yalnızlaştırılması amaçlanıyor."

Yazının kaynağına buradan ulaşabilirsiniz

Nerina Azad
Bu haber toplam: 6184 kişi tarafından görüldü.
Son Güncellenme:02:46:03
Bu gönderiye hiç yorum yapılmamış! İlk yorum yapan kişi olmak ister misin?
Nerina Azad
x