Kars, Ardahan, Iğdır, Ağrı, Bayburt, Erzurum ve Erzincan\'ın binlerce köyü, sokak lambaları sökülerek kör karanlığa gömülüyor. Elektrik işletmesi bu lambaları, sokakları değil evlerin önünü aydınlattığını ileri sürerek söküyor. Oysa köylerde sokak yok; imar plânı mı uygulanmış ki sokak olsun! İşletmenin kâr çılgınlığı işte bu sakat mantıktan besleniyor.
Evlerin önünü aydınlattığı söylenen sokak lambaları sadece direklerin dikili olduğu yeri değil, çevreyi de aydınlatıyor. Böylece bir lambanın yaydığı ışıktan birkaç ev yararlanıyor. Ne var ki şimdi sokak yok diye binlerce köy mezar karanlığına terk ediliyor. Siz köylerde sokak yaptınız da köylü, yok mu dedi?
Köylüler, özellikle hayvan sahipleri tedirgin; köyleri zifiri karanlık basınca hırsızlık vakalarının patlak vermesinden endişeleniyorlar. Ve karanlıkta bırakılmakla hakarete uğradıklarını düşünüyorlar.
Köylüyü elektrik firmasının acımasızlığına terk eden devlet bu insanlık dışı uygulamaya karşı umursamaz bir sessizlik içindedir. Hani köylü milletin efendisiydi? Aslında efendilikle kast ettikleri şey, köylünün her türlü haksızlığa karşı kölece boyun eğmesidir. Bu topraklar onların doğru söz söylediklerine hiç şahit olmadı. Yalan makinesi gibi yalan üretirler. Köylü sesini çıkaracak olsa, devlet elektrik firmasının yanında yer alıp asker ve polisiyle hücuma geçecek! Tomalar ve zehirli gaz ne güne duruyor! Devlet ne de olsa halka karşı kapitalistlerin bekçisidir.
Halktan esirgenen bu elektrik aslında halkındır. Halk tek kuruş ödemeden elektrik tüketme hakkına sahiptir. Bir gün gelecek devlet korumasındaki tüm vurguncular bu topraklardan sökülüp gidecekler. O zaman bu toprakların tüm zenginlikleri, yer altı ve yer üstü tüm hazineler halkın olacak. Şimdi \"efendi\" denilen, aslında köle olan köylünün esenliği de işte o zaman filiz verecektir.
