Cumartesi Anneleri'nin 700. oturma eylemi girişimine devletin saldırısı, insanlıktan uzak, çağdışı, bozuk fabrika ayarlarına dönüşün yeni bir göstergesidir.
17 bin ‘Faili meçhul’ü gerçekleştirenler bugün de ya devletin değişik organlarına danışmanlık yapmakta ya da kendileri veya çocukları devletteki görevlerini sürdürmektedirler.
95 yılda onlarca kez 17 bin ‘fali meçhul’ü gerçekleştiren bu devlet, 2002-2010 arası kısmi değişimden çark ederek, bugün tekrar ‘faili meçhul’cülerin zihniyetiyle yönetilmekte ve hala 17 bin ’faili meçhul’den duyulan korkunun ecele faydasının olmayacağını anlamamakta diretmektedir.
Devlet çözümün şiddette, savaşta ve Kürt düşmanlığında değil; sivil, demokratik, siyasal yollarda ve diyalogda olduğunu hala anlamak istememektedir. Elbette ki Kürtler olarak bizlerin de bugün şiddetin çözümsüzlüğü derinleştirdiğini, kazanımlarımızı ortadan kaldırdığını, davamıza ve halkımıza zarar verdiğini görmemiz gerekmektedir.
Evet, bugün İstanbul’da partili arkadaşlarımız da Cumartesi Anneleri’nin eylemini desteklemek için, 17 bin ‘faili meçhul’ü gerçekleştirenleri lanetlemek için eylem yerindeydiler, gazlı saldırıya uğradılar.
Bugün 17 bin annenin yüreklerinden kayan yıldızlarla bir kez daha buluşma günüydü. Hiç bir sebep Cumartesi Anneleri’nin yanında olmaya engel olmamalıdır. Çünkü bugün ‘kayb ettirilen’ sendin, bendim; sen ya da ben de olabilirdik.
Ve Cumartesi Anneleri eylemini hiç kimse kendisine mal etmeye kalkışmamalı, bu onurlu sivil ittiatsizlik eylemini suistimal etmemelidir. Bu etkinlik, insanlığın ortak vicdanının etkinliğidir. Ve bu duruş, bir gün mutlaka ‘her türlü faili meçhul’e karşı duruşun da bir sembolü olacaktır, olmalıdır.25.08.2018
