AK Parti Van Milletvekili Abdulahat Arvas, Van Valisi Mehmet Emin Bilmez ve jandarma komutanları ile birlikte dün öğlen saatlerinde depremin meydana geldiği Gelenler ve Özpınar köyüne gitti. Burada birçok köylü yardımların sağlıklı ulaşmadığını belirterek tepki gösterdi.
Tepkilerin artması üzerine burada konuşma yapan Arvas, “Valimiz ve bakan yardımcımız sizin hizmetinizde. Cumhurbaşkanımız talimat vermiş. Üç gündür sizin için buradayız. Eğer beğenmiyorsanız tüm ekibimizle kalkıp gidelim, onlar gelsin size baksın. Talimat verelim diyelim biz bu köyü terk ediyoruz. Diyeceğiz bu köyün ihtiyacı yoktur ve perişan olmamıştır. Bu köy zengin ve ağa köyüdür. Kim geliyorsa gelsin bu köye sahip çıksın. Bunu da yapabiliriz” ifadelerini kullandı.
Orhan: Su Yetersizliği ve Ciddi Sağlık Sorunları Var
Arvas’ın konuşmalarına tepki gösteren HDP Van Milletvekili Muazzez Orhan, Başkale Elbes köyünde tespit çalışmalarını sürdürdüklerini belirterek, “Tuvalet, banyoların henüz oluşturulmaması, su yetersizliği ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir barınma sorunu, yatak ve günlük ihtiyaçların yetersizliği de önemli bir sorun. Bütün engellemelere rağmen birlikte aşacağız” dedi.
“Çadırlar kurulmuş ama içleri bomboş” diyen Orhan “Ciddi bir koordinasyonsuzluk var. Türkiye’nin her yerinden yardım geliyor ama ulaşamıyor. Daha çok askeri güç kullanılıyor ve adeta ablukaya alınmış. Asker yığınağı ile depremzedelerin sorununa çare bulamazsınız” şeklinde konuştu.
"Depremzedeleri Tehdit Etmek Nasıl Bir Cüret"
HDP’li Orhan, AK Parti Van Milletvekili Abdulahat Aras’ın konuşmasına ilişkinse şunları söyledi:
“AKP’nin vekili gelmiş Başkale’de depremzedeleri halkı tehdit ediyor. 5 gündür acil karşılanması gereken ihtiyaçları devlet olarak karşılamayacaksın, hem de gelen yardımların ulaşmasını engelleyeceksin. HDP’ye engel olacaksın sonra gidip depremzedeleri tehdit edeceksin. Bu ne cüret. Yapmaya mecbur oldukları şeyleri dâhil lütuf olarak topluma sunuyorlar. Bir taraftan kendi kirli politikalarını tasvip etmeyen, kendi partisiyle HDP ile buluşmasını engellediler ve ardından yapamadıklarına dair itirazları tehditle bastırarak insanlarımızı kendilerine mahkum bırakma siyaseti güdüyorlar. AKP’nin savaş ve tekçilik politikası bu deprem mağduriyeti üzerinden de sürdürülüyor.”
