HAK-PAR: Yürütülen süreç Kürt meselesinin de çözümüne uygun bir zemine dönüştürülmelidir

Hak ve Özgürlükler Partisi HAK-PAR Parti Meclisi 11 Ocak 2025 tarihinde Ankara Genel Merkez’de toplandı. 8 Ocak 2025 tarihinde yaşama veda eden HAK-PAR kurucularından Necati Tank’ın anısına bir dakikalık saygı duruşu ile başlayan Parti Meclisi toplantısı sonucunda  aşağıdaki bildirinin de  kamuoyu ile paylaşılması kararlaştırıldı.

12.01.2025, Paz - 12:47

HAK-PAR: Yürütülen süreç Kürt meselesinin de çözümüne uygun bir zemine dönüştürülmelidir
Haberi Paylaş

HAK-PAR'ın bir kopyası da Nerinaazad'a gönderilen basın açıklamasının tam metni:

Basına ve Kamuoyuna

YÜRÜTÜLEN SÜREÇ KÜRT MESELESİNİN DE ÇÖZÜMÜNE UYGUN BİR ZEMİNE DÖNÜŞTÜRÜLMELİDİR.

Ortadoğu’da meydana gelen değişimin yaratacağı etkileri gören Türkiye’de MHP lideri Devlet Bahçeli’nin sözleri ile başlatılan ve sadece PKK’nin silahlı mücadelesinin sonlandırması ile örgütün tasfiye edilmesinin hedeflendiği  ‘devlet projesi’  devam ediyor.

DEM partinin Genel başkanlarının devre dışı bırakılarak Devletin bizzat kendi belirlediği ‘DEM’ heyeti eliyle yürütülen ve İmralı da Öcalan’la, TBMM de bulunan partilerle gerçekleştirilen görüşmeler dizisi ile tüm aktörlerin bu ‘devlet projesine’ ortak edilmesi hedefleniyor.

PKK’nin silah bırakması veya tasfiyesi ile Ortadoğu’dan esen değişim fırtınalarından sakınılacağı, iç barışın, birliğin, bütünlüğün sağlanabileceği umuluyor.

Oysa hedeflenen iç barış ve istikrarın, Kürt halkının meşru haklarının teslim edilmeden sağlanamayacağı 100 yıllık deneyimle sabittir.

Kürt sorununu görmezden gelen, onu PKK’ye ve onun silahlı mücadelesine indirgeyen devlet anlayışı terkedilmedikçe ne barış, ne de ‘iç birlik’ mümkün olmayacağı görülmelidir.

Kürt sorunu, Türkiye’yi yönetenlerin Osmanlı’dan devraldığı ve 100 yıldır adil bir çözüme kavuşturmak yerine bastırarak, gelecek nesillere büyüterek devrettiği bir sorundur.

Kürt meselesinde adil çözümler üretmek yerine, izlenen inkârcı, baskıcı, asimilasyoncu politikalar, kaynakların militarist mekanizmalara harcanmasına, darbelere, ekonomik krizlere zemin hazırlamaktadır.

Kürt meselesinin adil bir şekilde çözülmemesi, Türkiye’nin komşularıyla ve tüm çağdaş dünya ile sürekli gerilim içinde olmasına, ırkçılığın, şovenizmin, şiddet kültürünün artmasına, toplumsal yapının çürümesine ve demokratik kurumların işlevsizleşmesi de dâhil pek çok soruna yol açmakta veya bu sorunları ağırlaştırmaktadır.

Kürt sorunu mutlaka eşitlikçi/adil bir çözüme kavuşturulmalıdır.

Şiddet ortamının sonlandırılması, PKK'nin silahsızlandırılması çabalarına Kürt sorununun adil çözümüne yönelik adımların atılması da eşlik etmelidir.

Bu süreç Kürt meselesinin de çözümüne uygun bir zemine dönüştürülmelidir.

Türkiye sınırları içinde yaşayan 30 milyonluk bir nüfusa sahip olan Kürtlerin kolektif hakları teslim edilmelidir.

Kürtçe Türkçenin yanı sıra resmi dil olmalı ve ilkokuldan üniversiteye kadar eğitim dili olarak kullanılmalıdır.

Türkiye devleti federal tarzda yeniden yapılandırılmalıdır.

Türkiye’yi yönetenler dünyada, Ortadoğu’da meydana gelen olayları iyi okumalı ve  ders çıkarmalıdır.

Bilindiği gibi; Suriye deki BAAS rejimi de tıpkı Irak’taki gibi başta Kürt milleti olmak üzere sınırları dâhilindeki farklı etnik ve dinsel yapıları bir zenginlik olarak görmek ve meşru haklarını tanıyarak iç birliğini ve huzurunu sağlamak yerine, Irkçı mezhepçi anlayışla baskı ve asimilasyon yolunu seçmişti.

Ancak bu politikalar acı ve felaket dışında bir şey üretmedi.

Toplumun değişim taleplerine, beklentilerine cevap vermek ve sorunlarına adil çözümler üretmek yerine Rusya’nın, İran’ın ve mezhepçi örgütlerin desteğiyle iktidarını korumaya çalışan Esad rejimi de kendi zulmünde boğuldu.

İç savaşa, kentlerin harap olmasına, yüz binlerce insanın ölümüne, milyonlarcasının mülteci durumuna düşmesine neden olan, sorunlara akılcı ve adil çözümler üretmeyen, halkın taleplerini varil bombalarıyla bastıran, değişime direnen BAAS rejimi de nihayet yıkıldı.

Suriye’de İktidara getirilenler BAAS rejiminin tekçi anlayışının yarattığı sorunları, yıkımı görerek, toplumun çok uluslu, çok dinli, yapısına uygun olarak, Nusayri, Sünni Arapların, Kürtlerin, Dürzülerin ve diğer etnik grupların kendilerini güven içinde idare edecekleri, barış içinde birlikte yaşayacakları federal bir yapılanmayı inşa etmelidirler.

Türkiye ve diğer etkili güçler ise Kürt karşıtı politikalardan vazgeçmeli ve Suriye’de Kürtlerin ve diğer halkların kendilerini yönetme iradesine saygı duymalıdır.

Öte yandan Kürt yurtsever hareketinin dağınık ve etkisiz yapısını da ele alarak kapsamlı olarak değerlendiren Parti Meclisimiz; Ortadoğu’da ve Türkiye’de yaşanan, fırsatlar ve tuzaklarla dolu bu süreçte, tüm yurtsever güçlerin bir araya gelerek Kürt halkının meşru ve kolektif haklarının savunulması için güçlü bir inisiyatif oluşturma konusunda gerekli çabayı göstermeleri çağrısını yapmaktadır.

HAK-PAR bu amaçla elinden geleni yapacaktır.
11 Ocak 2025

Hak ve Özgürlükler Partisi
HAK-PAR PARTİ MECLİSİ

Bu haber toplam: 2925 kişi tarafından görüldü.
Son Güncellenme:17:33:18
Bu gönderiye hiç yorum yapılmamış! İlk yorum yapan kişi olmak ister misin?
Nerina Azad
x