Kürdlere, Kürd dili ve kültürüne yönelik saldırılar gün be gün artıyor.
Son olarak devletin daimi hedeflerinden birisi olan ve asimile edilmesi için her şeyin yapıldığı Kürd dili ve kültürüne yönelik saldırı, kayyum eliyle Siirt’te gerçekleşti.
AKP iktidarının Siirt halkının iradesini ayaklar altına alarak atadığı kayyum, Celadet Ali Bedirhan Kütüphanesi’ni yıktı.
Kürtçe türkü dinlediği, Kürdçe konuştuğu için saldırıya uğrayanlara, öldürülenlere Barış Çakan adlı Kürd genci de eklendi.
Basında yer alan haberlere göre Kürdçe türkü dinleyen Ağrılı Barış Çakan, Ankara’da bıçaklanarak öldürüldü.
İdam ettiği Kürd liderinin mezarlarını gizleyen anlayış, bugünlerde yine mezarlıklara saldırıyor. Adli Tıp’a gönderilen cenazeler, İstanbul’da yol kenarlarına gömülüyor.
Güney Kürdistan’a yönelik hava saldırıları sürüyor, yerleşim yerleri yerle bir ediliyor, siviller ölüyor, yaralanıyorlar.
Afrin’de Kürdçe eğitim kaldırılıyor. Batı Kürdistan’da, devletin örgütlediği işbirlikçi çeteler, TC’nin bölgenin Kürdsüzleştirilmesi politikasına hizmet ediyorlar. Dünyanın gözü önünde Enfal uyguluyorlar. Öldürüyorlar, Kürd kadınlarına tecavüz ediyorlar, fidye için adam kaçırıyorlar, tutuklayıp hapse atıyorlar. Kürdlerin evlerine, bağ, bahçe ve tarlalarına el koyuyorlar, yakıp yıkıyorlar.
Kayyum atamaları, Kürd siyasetçilere, sivil toplum aktivistlerine yönelik saldırılar son hızıyla devam ediyor.
Sadece Kürdlere değil, başta Ermeniler olmak üzere diğer etnik ve dini guruplara yönelik saldırılar da artıyor.
Hrant Dink Vakfı ve avukatları tehdit ediliyor, kiliseler yakılmak isteniyor, haçlar kırılıyor.
Tüm bunların sorumlusu, birkaç kendini bilmez, meczup değil, Türk-İslam sentezi üzerine kurulu sistemin kendisidir.
Başta CHP’nin tek parti dönemi olmak üzere gelmiş geçmiş tüm siyasal iktidarlardır.
Son dönemdeki saldırılardan ise virüs salgınını tek adam iktidarını güçlendirmek için kullanan AKP hükümeti sorumludur.
Türkiye’deki tüm duyarlı çevreleri, sivil toplum kuruluşlarını, barış, özgürlük ve demokrasi güçlerini gün be gün artan saldırılara karşı seslerini yükseltmeye, birlikte hareket etmeye; .
Başta BM olmak üzere, uluslararası kamuoyunun, uluslararası insan hakları örgütlerinin, hümanist kurum ve kuruluşların dikkatini, Batı Kürdistan’da yaşananlara çekiyor, Enfal’ı önlemek için Türk devletine der demeye;
Kürdistan’da faaliyet yürüten siyasi partiler, kurum ve kuruluşları, duyarlı kesimler ve aydınları, bu ve benzeri saldırılara karşı el ele vermeye çağırıyoruz.
1 Haziran 2020
PSK-Kürdistan Sosyalist Partisi