Başbakan Mesrur Barzani, Kürdistan Bölgesi medyasının ilk ortak yayınında Kürdistan Bölgesi’nin birlik ve beraberlik içerisinde tüm sorunların üstesinden gelebileceğini söyledi
Başbakan Mesrur Barzani, ilk ortak yayında gündeme ilşkin soruları yanıtladı.
Başbakan, "Kürdistan Bölgesi’ni bekleyen en büyük tehlike nedir?" sorusuna “Büyük sorunların olduğu bir bölgede yaşıyoruz ancak Kürdistan Bölgesi’nin varlığıyla ilgili bir tehlike olduğunu düşünmüyorum çünkü Kürdistan irade sahibi ve güçlü bir ulusun ülkesidir. Birçok zorluk ve sorun olduğu doğru ancak birlik ve beraberlik içerisinde bunları aşabileceğimizi düşünüyorum. Tüm farklı düşüncelerimize rağmen Kürdistan’ı koruma konusunda birlik ve beraberliğimizi sağlarsak ütesinden gelemeyeceğimiz sorun yok” dedi.
Reform sürecinin devam ettiğini belirten Başbakan, “Reform devamlılık arz eden bir süreç. Kısa bir sürede sona erecek bir süreç değil. 9’uncu hükümet kabinesinin kuruluşundan bu yana birçok alanda reform sürecine başladık. Reform süreci yalnız yolsuzlukla mücadeleyi kapsamıyor. Bu süreç; yeniden yapılandırma, şeffaflık, vatandaşlara nasıl hizmet verileceği konularını kapsıyor. Bu süreç, daha iyi bir ekonomik altyapının oluşturulması ve tüm vatandaşlarımıza nasıl daha iyi hizmet edebileceğini öngörüyor” dedi.
Başbakan, ekonomik durumun iyileştirilmesiyle ilgili soruya şu yanıtı verdi:
“Başta tarım, ticaret, turizm ve sanayi olmak üzere iç gelirleri artırmaya çalıştık ancak Kürdistan Bölgesi’nin karşılaştığı krizler bu çabaları etkisiz hale getirdi. Birçok projemizi söz konusu krizlerden dolayı gerçekleştiremedik. Kararlı olmamamızdan kaynaklı değil, ancak büyük bir krizle karşı karşıya kaldık yine de çabalarımız sürüyor.”
Yeni tip coronavirüsle (Covid-19) mücadele konundaki çabaları da değelendiren Başbakan, şöyle devam etti:
“Hükümet salgının başında çok etkili tedbirler aldı. Ramazan Bayramı’ndan sonra vaklarda artış oldu. Bazı kesimler de bunu hükümeti eleşttirmek için bir fırsat olarak gördü. Ama bir sağlık sorununun siyasi amaçlar doğrultusunda kullanılması halkın tedbirlere uymasını olumsuz etkiledi. Tüm vatandaşlarımızın sorumluluğu hükümettedir.Tüm bakanlık çalışanları ve görevliler vatandaşları korumak için kendi yaşamlarını tehlikeye attı.
Kabine olarak vatandaşlarımızın yaşamlarını korumak için gece gündüz çabalarımızı sürdürürken, vatandaşlarımızdan tedbirlere uymasını istiyoruz”
Bağdat’la sorunların çözümü ve Peşmerge Güçleri’nin Kürdistan Bölgesi idaresi dışında kalan Kürdistani bölgelere dönüşü konusuna da değinen Başbakan, Bağdatla müzakerelerin olumlu yönde devam ettiğini kaydetti.
Başbakanın sözlerinden diğer satır başları şöyle:
-İlk kez Kürdistan Bölgesi Hükümeti için bir uluslararası banka kurmayı başardık. Bu banka bütün gelir ve giderleri, petrol satışından elde edilen gelirleri alıyor, doğrudan Maliye Bakanlığı’na aktarıyor. Yani şeffaflık söz konusudur.
-Vilayetlere yetki paylaşımı konusunda hiçbir şekilde karşı değiliz. Temel şart, Kürdistan Bölgesi’nin statüsünün bir ve bütün, federal bir yapı olarak korunmasıdır. İkili yönetim, bir bölgeyi Kürdistan Bölgesi’nden ayırmak asla kabul edilemez. Bildiğim kadarıyla kimse de böyle bir talepte bulunmuyor, bulunamaz da.
-Irak’la sorunumuz sadece maaşlarla ilgili değildir. Maalesef Bölge’nin tek sorunu maaşmış gibi yansıtıyorlar. Peki koparılan bölgeler sorunu? Ya Peşmerge konusu? Enfal’e uğrayanların tazmini? Birçok şey daha var.
-Sınır kapıları konusu anayasal yetkiyle ilgilidir. Hiçbir şekilde Kürdistan Bölgesi’nin anayasal haklarından asla taviz vermeyeceğiz. Kürdistan Bölgesi’nin yetkilerinde ısrarcı olacağız. Irak tarafı ne zaman hazırsa, biz de heyetimizi Bağdat’a görüşmeler için göndermeye hazırız.
-(Kürdistan Bölgesi heyetinin ABD ziyareti hakkında) Heyet gitmeden önce ABD Dışişleri Bakanı’na bir mektup yolladım ve çok olumlu karşılık buldu, süreç üzerinde de oldukça etkili oldu. Aynı zamanda heyet güvenlik, enerji ve Irak ile Amerika arasındaki stratejik ilişkiler, uluslararası yardımlarda Kürdistan Bölgesi’nin payının ne olacağı konularını görüştü ve eminim sonuçları olacaktır. Çünkü eğer Irak, ABD ve diğer yabancı ülkelere daha çok yatırımcı gelmesi konusunda kanaat getirirse halkın refah düzeyi yükselir. Tabi bu Kürdistan Bölgesi’ne de olumlu etkide bulunur.
