Kürdistan Bölgesi Başbakanı Mesrur Barzani, "PKK'nin varlığı, Türkiye'nin askeri operasyonlarının çoğunu sınır bölgelerinde, bazen de Kürdistan Bölgesi'nin derinliklerinde gerçekleştirmesine yol açmıştır." dedi.
Başbakan Mesrur Barzani, Al Arabiya televizyonuna verdiği özel röportajda gündemle ilgili önemli açıklamalarda bulundu.
Al Arabia: Sayın Muhammed Şiya Sudani Hükümetinin kuruluşunun üzerinden iki yıl geçti. Bağdat'la ilişkilerinizi nasıl değerlendiriyorsunuz?
Başbakan Barzani: Hoş geldiniz, size tekrar röportaj vermekten memnun oldum. Elbette hükümete ortak olmak isteriz. Sayın Sudani'ye saygımız sonsuz. Erbil ile Bağdat arasındaki ilişkiler Sayın Sudani'nin göreve gelmesinden bu yana iyileşti. Bazı sorunlar devam ediyor, ancak her iki taraf da bunları sona erdirmeye çalışıyor. Bizim için önemli olan, Kürdistan Bölgesi'nin Irak yönetim sisteminde gerçek bir ortak olduğunu hissetmesi için anayasaya uymak ve anayasanın tüm maddelerini uygulamaktır.
Al Arabia: Pek çok politikacı anayasadan bahsediyor ancak bazıları uygulayanın gördüğü faydalara bağlı olduğuna inanıyor. Erbil ile Bağdat arasında anşamaya varılamayan anlaşmazlıklar nelerdir, maaş konusu mu, petrol mü yoksa doğalgaz mı?
Başbakan Barzani: Bizim sorunumuz maaş ya da petrol ve doğalgaz konusundan daha büyüktür. Bildiğiniz üzere Orta Doğu ve Irak'taki Kürt davasının tarihi kökleri var ve Irak devletinin kuruluşuna kadar uzanıyor. Irak'ta iki ana toplum olan Kürt ve Araplar ile diğer Irak topluluklarından oluşan bir devletin kurulması ve Irak'ın hepimize eşit bir ülke olabilmesi gerekiyordu. Bizim sorunlarımız ulusal kimlik, toprak, ihtilaflı bölgelerdir. Petrol ve doğalgaz, bütçe ve maaş sorunları, sonradan ortaya çıktı. Sorunumuzun çözümü anayasada yer alıyor.
Anayasa, bir partiye fayda sağlayacak bir araç olarak kullanılamaz. Anayasa, tüm tarafların müzakere edip üzerinde mutabakata vardığı ve Iraklıların çoğunluğunun haklarını güvence altına alan bir dizi maddeden oluşmaktadır. Iraklıların çoğunluğunun onayladığı, herkesin saygı duyması gereken bir anayasamız olduğuna inanıyoruz. Biz anayasayı olduğu gibi uygulamaya kararlıyız.
Al Arabia: Kürdistan Bölgesi'nin yetkilerini azaltmaya çalışan bazı tarafların olduğundan emin misiniz? Kotalara ilişkin son mahkeme kararlarını nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu seçimlerde Kürdistan Demokrat Partisi'ni (KDP) olumsuz etkileyecek mı?
Başbakan Barzani: Elbette hala Irak'ta yönetimin merkezi olması gerektiğine inananlar var. Bunlar federalizme, anayasaya ve Irak'ın yeni hükümetine inanmıyor. Hepimiz bu düşünceye karşı çıkmalıyız.
Anayasanın onaylanmasından sonra hepimizin haklarını güvence altına alacak yeni bir Irak inşa etmeliydik. Evet görevlerimiz var ama haklarımız da var. Sadece görevler konuşup haklarımızdan mahrum kalamayız. Bu şekilde düşünenler Kürdistan Bölgesi'ne zarar vermeden önce kendilerine zarar veriyorlar. Irak'ın başarılı olması birbirimize olan saygımıza bağlıdır. Irak, Kürdistan Bölgesi'nin ilerlemesini Irak'ın gücü ve zaferi olarak kabul ettiği zaman başarılı olacak.
Kota meselesine gelince, bence haksız bir karardı. Anayasayla, hukukla alakası olmayan bir karardı. Kürdistan Parlamentosu tarafından belirlenen kota sandalyesi yalnızca yasama organı tarafından değiştirilebildi ancak bu siyasi karar bir yargı kurumu aracılığıyla alındı.
Kürdistan Bölgesi'nde Hristiyanlar ve Türkmenler gibi bileşenler var. Kota onların temsilcilerinin parlamentoya katılımını garanti altına alacak şekilde tasarlandı. Bunun nedeni ise nüfuslarının çok fazla olmamasıdır. Dolayısıyla kendilerine kotalar tahsis edilerek, katılımları garanti altına alındı. Ancak bu, yargı kararıyla reddedildi. Biz kaldırılan sandalyelerin bir kısmının iade edilmesinde ısrar ettik ve Kürdistan Parlamentosundaki kota sandalyelerinden beşini geri almayı başardık. Bu çözüm pek adil olmasa da hiç yoktan iyidir.
Al Arabia: Geçtiğimiz aylarda Mossad karargahının varlığı gerekçesiyle Kürdistan Bölgesi füze saldırısına maruz kaldı, İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan birkaç önce gün Kürdistan Bölgesi'ne ziyarette bulundu. Bu tartışmalı noktalar çözüldü mü?
Başbakan Barzani: Bizim bu konuda tutumumuz çok netti, biz ilk günden itibaren Kürdistan Bölgesi'nde İsrail üssünün bulunmadığı yönünde açıklama yaptık. Federal hükümet tarafından incelemeler yapıldı. Bağdat'tan gelen heyetler, Kürdistan Bölgesi Hükümeti heyeti eşliğiliğnde füzelerin hedeflediği bölgeleri ziyaret etti. Sonuç olarak hiçbir kanıt bulunmadı.
Gerekçeler ne olursa olsun, ister yanlış bilgilendirmeden ister başka bir nedenden kaynaklansın, Kürdistan Bölgesi'ne yönelik saldırı acımasız ve sertti. Kürdistan Bölgesi'ne yönelik suçlamalar doğru değildi. İran İslam Cumhuriyeti'nden iddialarını delillerle ispat etmesini istedik, şu ana kadar Kürdistan Bölgesi'ne yönelik iddialarının doğru olduğunu ispatlayacak bir delil sunulmadı. Federal hükümetin soruşturma komiteleri de bu iddiaların doğru olmadığını kanıtladı.
İran Cumhurbaşkanı'nın ziyaretine gelince, bunun yeni, önemli ve güzel bir gelişme olduğunu düşünüyorum. Biz de bu ziyareti, ilişkilerin geliştirilmesi ve iş birliğine dayalı iyi komşuluk ilişkilerinin yeniden tesis edilmesi için iyi bir başlangıç olmasını temenni ediyoruz.
Al Arabia: Kürdistan Bölgesi'nde tartışmalı bir konu daha var. O da Kürdistan İşçi Partisi'dir (PKK). Birkaç gün önce federal hükümetten güvenlik, diplomatik ve siyasi bir heyet Türkiye'ye gitti, şimdi ise Irak, Türkiye ile bir anlaşma imzalamayı planlıyor. Şengal Anlaşması tam olarak uygulandı mı? PKK, Kürdistan Bölgesi'ne ne ölçüde güvenlik engeli oluşturuyor? PKK'nin varlığından faydalanan Kürt partileri var mı?
Başbakan Barzani: PKK'nin varlığı kendi çıkarlarına, Kürdistan Bölgesi'nin ve bölgesel güvenliğin çıkarına değil, özellikle de savunduğu siyasi gündemle hiçbir ilgisi olmayan bazı bölgelerde varlık göstermeleri mantığa yatkın değil. Örneğin Şengal'de ne yapıyorlar? Xaneqin'de veya Türkiye sınırına uzak bölgelerde ne işleri var?
Açıkçası onların varlığı komşumuz Türkiye'de büyük bir hassasiyet teşkil etmiştir. PKK'nin varlığı, Türkiye'nin askeri operasyonlarının çoğunu sınır bölgelerinde, bazen de Kürdistan Bölgesi'nin derinliklerinde gerçekleştirmesine yol açmıştır.
Federal hükümetle Şengal Anlaşması'nı imzaladık ama ne yazık ki uygulanmadı. Anlaşmada, (Tüm yasa dışı silahlı grupların bölgeyi terk etmesi gerekiyor, sadece federal hükümetin resmi güçleri ve Peşmerge güçlerinin bölgede kalması gerekiyor) diye bir madde var. Ancak bu grupların varlığını sürdürdüğünü görüyoruz, bu da Şengal halkının geri dönüşüne ve kentin yeniden inşasına engel teşkil ediyor.
Sorun sadece güvenlik değil, konu siyasileştirildi, dolayısıyla ihtilaflı bölgeler sorununun çözümü için bir başlangıç olacak Şengal Anlaşması'nın uygulanması gerektiğini vurguluyoruz.
Al Arabia: Önemli konulardan biri de uluslararası gücün Irak'tan çekilmesi konusudur. Irak Hükümetinin 2025-2026'da bu güçlerin misyonuna son verme niyeti var. Uluslararası koalisyonun misyonunun sona ermesini ve Irak'tan çekilmesini nasıl değerlendiriyorsunuz? Sizce DAİŞ hala bir tehdit ve Irak'ın bu güçlere ihtiyacı var mı?
Başbakan Barzani: Irak'a yönelik terör tehdidinin henüz bitmediğini düşünüyorum. DAİŞ, Irak'ın ve bölgenin güvenliğine ciddi bir tehdit oluşturuyor. Biliyorsunuz DAİŞ'ten önce El-Kaide bu bölgelerdeydi, onlardan önce de Ensar El Sünne vardı.
Bazı Iraklılar intikam almak adına DAİŞ'e katıldı. Kabullenemeyen ve sindiremeyen bir rejime karşı intikam. Bu faktör, bazılarını aşırılık yanlısı bir partiye veya terörist gruba katılmaya teşvik etti. Peki yolsuzluğun üstesinden geldiler mi? Ya da yoksulluk ve adaletsizlik giderildi mi? Bu nedenlerden dolayı insanlar intikam almayı düşünüyor, DAİŞ ve buna benzer terör örgütleri bundan faydalanıyor.
Bugün Irak'ta güvenlik durumu daha iyi, güvenlik güçlerinin kapasitesi daha iyi ama terör tehdidiyle mücadele edecek seviyeye ulaştı mı? Hayır, henüz o seviyeye ulaşmış değildir. Çünkü terör tehdidi sadece DAİŞ ile sınırlı tutulamaz. Bu güçlerin terör tehdidiyle yüzleşmeye tam anlamıyla hazır olmamalarının birçok nedeni var ve hala uluslararası yardım ve desteklerine ihtiyaç duyuyorlar. Umarım Irak halkının çıkarları diğer tüm tarafların çıkarlarının önünde gelir.
Al Arabia: Çok teşekkür ederiyoruz Sayın Başbakan.