Amerikan philly.com internet sitesinde Trudy Rubin imzalı, Kürt lideri Başkan Barzani’nin İslam Devleti’yle savaşı başlıklı bir analiz yayınlandı.
Trudy Rubin, Suriye, Türkiye ile Irak sınırlarının birleştiği bir noktada bulunan ve beyaz römorklardan oluşan Kürt Komuta Karargahında bulunan Mesut Barzani’nin IŞİD ile savaşın bir sonraki aşamasını planladığını belirtiyor.
Helikopter ile Erbil’den karargaha giderken pilotun IŞİD ile çatışmaların halen devam ettiği tepeleri işaret ettiğini belirten Rubin, bölgenin ruh halinin sekiz ay önce Ağustos ayında başlayan IŞİD saldırısının ilk günlerinden çok farklı olduğunu vurguluyor.
Rubin, ABD hava saldırılarının desteklediği Kürt Peşmergelerinin IŞİD’in işgal ettiği Kürt topraklarının yüzde 90’ını geri aldıklarını ve bunun yanısıra bazı Arap bölgelerini de kurtardıklarını ekliyor.
Plastik kaplı haritalarla kaplanmış duvarlarla çevrili uzun bir masada oturan Başkan Barzani’nin “Peşmerge IŞİD efsanesini yerle bir etmeyi başardı, onların yenilmez olmadıklarını gösterdi. Ama onların tamamen yok edildiklerini söylemek inandırıcı değil,” sözlerini öne çıkaran Rubin Barzani\'nin sözlerine şöyle devam ettiğini ifade ediyor: “IŞİD hala çok ciddi bir tehdit olmakla birlikte bu tehdidin boyutu büyük ölçüde azaldı. Bizim ana askeri planımız ön hatlarımızı çok daha sağlamlaştırmaktır.”
Rubin, Barzani’nin bugünlerde Musul’un geri alınması için nasıl bir saldırı organize edebilecekleri konusunda koalisyon güçleri ile Irak hükümeti ile istişarelerde bulunduğunu ifade ediyor.
Rubin, Kürtlerin olası Musul saldırısının anahtarı olduklarını ve bu nedenle herkesin Başkan Barzani ile konuşmak istediğini söylüyor. Irak Başbakanı Haydar el Abadi’nin üst düzey bir heyet ile Erbil’i ziyaret ettiğini ve Başkan Barzani ile yaptığı görüşmelerde Musul’a yönelik askeri bir harekat için ABD ve diğer Koalisyon ortaklarının iştirakiyle kurulacak bir askeri komuta merkezi konusunda görüş birliğine vardıklarını hatırlatıyor ve ABD Merkez Kuvvetler Komutanı General Lloyd Austin’in de detayları görüşmek üzere halihazırda Erbil’de bulunduğunu vurguluyor.
Başkan Barzani’nin Mayıs ayının ilk haftasında, Beyaz Saray ve Kongre yetkilileri ile IŞİD’in yokedilmesine yönelik görüşmelerde bulunmak üzere Washington’u ziyaret edeceğini hatırlatan Rubin, en büyük sorunun Musul’u hangi gücün özgürleştireceğinde kilitlendiğini ifade ediyor. Kürdistan Peşmergelerinin, hâlihazırda Irak’taki en güvenilir savaş gücü olduklarından dolayı anahtar rolüne sahip olduklarını ancak Başkan Barzani’nin Peşmerge’nin ön saflarda bulunmasına sıcak bakmadığını vurguluyor:
Rubin, geleneksel peşmerge kıyafeti ve kırmızı beyak puşisini giyinmiş olan Barzani’nin “Kürtler olarak biz olası Musul harekatını destekleyeceğiz, ama harekattaki baş rol Musul halkı, kabileler ile Musul’da varlığını sürdüren asker ve polis kalıntıların olması gerektiği,” şeklindeki vurgusuna dikkat çekiyor:
“Kürtler olarak bizim rolümüz kapsamlı bir strateji içerisinde destekleyici unsur olarak görülmelidir,” diyor ve “bu stratejinin tüm taraflar arasında etkin bir şekilde çalışması gerektiğini,” vurguluyor. “Böylesi bir strateji oldukça önemlidir çünkü olası bir Musul saldırısı olağanüstü karmaşık olacak ve ciddi bir planlama gerektirecek.”
Mezhepsel farklılıklar öncelikle dikkat edilmesi gereken noktadır
Kürtlerin, tarihi olarak Sünni Arap şehri olduğu için Musul’un kalbini istila etmek istemediklerini, bu yüzden operasyonda öncü rolü Irak ordusunun oynaması gerektiğini düşündüklerini ifade eden Rubin, ancak IŞİD’in Musul’u işgali esnasında Irak ordusunun fiilen çöktüğünü vurguda bulunuyor.
Başkan Barzani, “iyi savaşçılar” olarak tanımladığı Iran destekli Şii milislerin, Sünni şehri Tikrit’e yönelik operasyonda Sünni evlerini yakıp yağmaladıklarından dolayı olası Musul operasyonunda rol almamaları gerektiğine dikkati çekiyor ve “merkezi bir komuta ve kontrol olmadan başarının elde edilemeyeceği” vurgusunda bulunuyor. Bir başka deyişle Başkan Barzani Ulusal ordu komutası dışında Şii milislerin hiçbir şekilde kullanılmaması gerektiğini ifade ediyor. Rubin, Masrur Barzani’ye Musul’un Sünni sakinlerinin IŞİD teröristlerine karşı isyan edebilecekleri şeklinde bir beklentilerinin olup olmadığını soruyor. Rubin’in deyimiyle, “Kürtlerin anlayışlı istihbarat şefi ve Başkan Barzani’nin oğlu Masrur Barzani, bu soruya “IŞİD’in Musul’u kontrol etmesinden rahatsız olan oldukça fazla sayıda insanın varlığından haberdarız, ancak onlar IŞİD’in ne kadar barbar ve vahşi bir örgüt olduğunu biliyorlar.” şeklinde cevap veriyor. Masrur Barzani, Musul sakinlerinin harici bir gücün saldırısı veya IŞİD’in çökmesi halinde yerel bir isyana kalkışabilecekleri beklentisine sahip olduğunu belirterek, “Bunlar gerçekleşmeden onların başkaldırmasını beklemenin gerçekçi olmadığını,” vurguluyor. Başkan Barzani, savaşın askeri olduğu kadar politik olduğunu da ekliyor ve Irak hükümetinin Musul’daki Sünnilere Şii liderliğindeki hükümetin yönetimi altında IŞİD yönetimi altında yaşadıklarına nazaran tercih edilebilir“parlak bir geleceğe” sahip olabileceklerine inandırması gerektiğini belirtiyor. Başkan Barzani, “bölge sakinlerinin IŞİD’i desteklememeleri halinde IŞİD’in bölgede barınamayacağını ısrarla vurguluyor. Rubin, Mesut ile Mesrur Barzani ile gerçekleştirdiği söyleşide her ikisinin de Amerika hava saldırıları ve Kürtler ile ABD güçleri arasındaki yakın ilişkilerden duydukları memnuniyeti dile getirdiklerini ifade ediyor. Mesrur Barzani Peşmerge ile koalisyon güçleri arasında IŞİD hedeflerine karşı hava saldırısı düzenleme konusunda “olağanüstü iyi koordinasyon” sağladıklarına atıfta bulunarak, “IŞİD unsurlarının bulunduğu koordinatları tespit eden irtibat görevlilerini ön saflara yerleştirdiklerini ve “ortak koordinasyon merkezi”ne sahip olduklarını,” vurguladı. Mesrur Barzani olası Musul Operasyonuna katılan tüm taraflar arasında benzer işbirliğinin gerekli olduğunu ve başarının tüm tarafların yeterliliklerine bağlı olduğunu vurgulayarak, “ortak işbirliği merkezi oluşturmak o kadar zor değil ama eğer savaşan kuvvetler işbirliğini gerçekleştirmezlerse aynı sonucu beklemek ham hayal olur,” öngörüsünde bulundu. Başkan Barzani, Washington’a gittiğinde “IŞİD’e karşı verilen savaşı ve bir ulus olarak geleceklerini ve bölgenin genel gelişmeleri,” masaya yatıracağını söyledi. “Amerika’ya ve Başkan Obama’ya Kürt halkının şükranlarını sunma fırsatını değerlendirmek istediğini,” vurgulayan Başkan Barzani ziyareti esnasında, “zırhlı araçlar ve anti-tank füzeleri olmak üzere daha fazla ağır silah talep edeceğini ve silahların Bağdat üzerinden değil de direk olarak Erbil yoluyla ulaştırılmasının garantisini isteyeceğini,” ekledi. Rubin, analizinin sonunda Kürtlerin bölgedeki en önemli ortaklardan biri olduklarını kanıtladıklarını ve IŞİD’e karşı verilen savaşın onlar olmadan asla başarıya ulaşılamayacağının anlaşıldığını özellikle vurguluyor. Bu nedenle Amerikalı yetkililerin Musul saldırısının başarılı olması için Kürtlerin talep ve fikirlerini yakından dinlemeleri gerektiğinin altını çiziyor.