Rûdaw bültenine katılan Muhammed Emin Pencwini, Papa Franciscus’un Irak ve Kürdistan Bölgesi’ne ziyaretini değerlendirdi.
1995 baharında Papa II. Ioannes Paulus’u ziyaret ettiklerini anlatan Pencwini, “Türkiye’de Kürt sorununun barışçıl yollarla çözülmesi talebinde bulunduk. Bu Kürtler için manevi bir ziyaret anlamına geliyordu” dedi.
Aynı amaçla New York’ta Birleşmiş Milletler ve Avrupa Birliği’nden yetkililerle görüşmeler yaptıklarını belirten Pencwini, “Bu çerçevede Papa ile de bir görüşmemiz oldu. Görüşmeden önce Roma’da Papa’nın misyoneri ile görüştük. Önce ‘biz siyasi gruplarla görüşmüyoruz, siz siyasi bir grupsunuz’ dediler. Fakat biz Kürt Enstitüsü adına görüşme talebinde bulunduğumuzu ilettik. Kültürel bir kimlikle görüşmemiz kabul edildi” diye konuştu.
Muhammed Emin Pencwini, görüşme öncesinde Papa’ya bir mektup ulaştırdıklarını belirterek, “Mektupta, mezopotanya kültürünün bir parçası ve İbrahimi dinlerin bir devamı olan Kürt kültürünün yok olma tehlikesi ile karşı karşıya olduğunu belirttik. Kürdistan’ın işgal altında olduğunu bu yüzden toprakları ile birlikte dili, inancı ve kültürünün de kaybolma tehlikesi altında olduğunu yazdık. Belgeleri ile Ortadoğu’da Kürt halkının yaşadığı mazlûmiyeti anlattık. Mektubumuzu Fransızca, İtalyanca ve İngilizce yazdık. Kendi mektubumuzun yanı sıra sayın Abdullah Öcalan’ın mektubunu da Papa Hazretlerine takdim ettik. Kendisinden, kendi kanalları ile Türkiye’de Kürt sorununun demokratik ve barışçıl yollarla çözülmesi için çaba sarfetmelerini istedik” ifadelerini kullandı.
Daha sonra Papa ile kısa bir görüşme gerçekleştirdiklerini anlatan Kürt siyasetçi, şu ifadeleri kullandı:
“Dört kişilik bir heyettik, heyette benimle beraber rahmetli İsmet Şerif Vanlı, Abdurrahman Düre ve Dilbixwin Dara da yer alıyordu. Papa ile bir görüştük, orada da kısaca bu talebimizi ilettik. O da bizim için dua edeceğini ve ibadet edeceğini, ‘umarım kendi ülkenizde barış ve huzur içerisinde yaşarsınız ve umarım ülkeniz özgür olur’ dedi. Papa normalde siyasi heyetlerle görüşmez. Fakat biz, modern Kürt tarihinde Papa ile görüen, siyasi teması ve mesajı olan ilk heyet olduk. Görüşmeye gittiğimizde ben Kürt milli kıyafetlerini giymiştim. Papa uzun uzun beni süzdü. Dışarı çıktığımızda da Papa’yı ziyarete gelen kişiler de buna dikkat etti.”
“Papa’nın ziyareti açık bir mesajdır”
Papa’nın Irak ve Güney Kürdistan’a ziyareti bölge için açık bir mesaj niteliğinde olduğunu ifade eden Pencwini, “Irak, Güney Kürdistan da dahil birlikte uzun süredir bir mezhep ve iç savaşa sahne olmuş. Bu mesaj, her iki Müslüman mezhebe, Şiilere ve Sünnilere, ‘İbrahim Halil Peygamber Ur’da doğdu. Yani bu ülke sadece Müslümanların değil, aynı zamanda Hristiyanların da ülkesi. Bizim de ismi Irak olan bu ülkede hakkımız var. Bu nedenle ülkede barış ve huzur olmasını istiyoruz’ anlamına geliyor” dedi.
Pencwini, “Ur bir Sümer kenti ve bu kentte insanlar Ay Tanrısı Enlil’e tapmış. Sümerlerden günümüze olduğu gibi kalan tek ibadethane (zigurat) bu kettedir. Bazı Hristiyan ve Avrupalı kaynaklar İbrahim Peygamberin bu kentte doğduğunu aktarır. Papa’da bu temelde Irak’ın değişik dinlerin birlikte yaşadığı bir ülke olduğunu ve bu ülkede barışın egemen olma yönündeki temennilerini vurgulamak istiyor” şeklinde konuştu.
“Papa’nın Kürdistan ziyareti ise gerçekten çok değerli ve anlamlıdır” diyen Pencwini, “Çünkü Vatikan da Papa da şunu iyi biliyor ki ne zaman Irak’ta Hristiyanlar zulme uğramışsa Kürdistan onlar için bir sığınak olmuştur. Şimdi hala Kürdistan Bölgesi hükumeti Hristiyanları koruyor, yardımcı oluyor, burada huzur içerisinde yaşamalarını sağlıyor. Papa işte bu çaba ve yaklaşımdan ötürü de Güney Kürdistan’ı ziyaret etmek istiyor” dedi.
Kürt siyasetçi, 1996’da da Kürt kadınlarlardan bir heyetin Papa’yı ziyaret ettiğini, Papa’nın kendilerine Kürtçe, “Hûn bi xêr hatin” (Hoş geldiniz) dediğini anlattı.