Kürt Ulusal Kongresi İran'ın, Bağımsızlık Girişimine Müdahalesini Kınadı
Ortadoğu’daki Kürt hareketlerini bir şemsiye altında toparlayan Kürdistan Ulusal Kongresi (KUK), Kürdistan Bölgesi’nin bağımsızlık mücadelesini engellemeye yönelik İran girişimlerini kınayan bir açıklama yayınladı.<br><br>KUK söz konusu .
Ortadoğu’daki Kürt hareketlerini bir şemsiye altında toparlayan Kürdistan Ulusal Kongresi (KUK), Kürdistan Bölgesi’nin bağımsızlık mücadelesini engellemeye yönelik İran girişimlerini kınayan bir açıklama yayınladı.
KUK söz konusu açıklamada, İran’ın, Kürdistan Bölgesel Hükümeti tarafından yönetilen bölgedeki bağımsızlık arayışını engellemek amacıyla Kürtleri bölmeye çalışacağına vurgu yapıldı.
Ortadoğu genelinde Kürtler için ortak bir politik vizyon oluşturmak için kurulan KUK tarafından yayınlanan açıklamada “Ne bölgesel devletler ne de dünya ülkeleri Kürdistan’ın mücadelesine karışmak ve Kürdistan halkı adına kararlar almak hakkına sahiptir.”
Irak ordusunun, Musul ve Irak’ın diğer Sünni bölgelerinde geçen ay yaşadığı çöküş, Kürdistan Bölgesini ülkenin geri kalanından etkin biçimde kopardı. Kürt Güçleri, halihazırda, eskiden Irak ve Suriye İslam Devleti (ISİS) olarak adlandırılan, kendi kendini deklare eden İslam Devleti ile arasında 1.000 km’yi aşan bir sınırı savunuyor.
Irak’ın iç krizi KBY Başkanı Mesut Barzani’yi, Kürdistan halklarının kendi geleceklerini belirlemeleri için bir referandum hazırlığı için Hewler’deki Kürdistan Parlamentosuna danıştı.
Tahran Kürtlerin Güney Kürdistan’da olası bir bağımsızlık kararını reddettiğini ve referanduma yönelik girişimlere karşı uyarılar yayınladı.
İranlı Kürt Politikacı Salahadin Muhtadi, Kürtlerin asırlardır süren bağımsızlık rüyalarına sabote edici girişimlere karşı koyabilmek için en iyi silahın Kürt Birliği olduğunu söyledi.
Muhtadi Rudaw’a verdiği söyleşide, “İran büyük bir ülkedir. Kürtler gibi nisbeten daha küçük halkın çevresindeki herhangi büyük bir ülke Kürtlerin bağımsızlık rüyasını etkileyebilir ve ona zarar verebilir.” Dedi ve şunları ekledi:
“Ama Kürtler kendi silahlarına sahipler. Kürdistan’ın tüm parçalarını birleşmesi, işbirliği ve dayanışma Kürtlerin elindeki silahlardır. Eğer biz birbirimize yardım edersek, büyük ülkeleri ikna edebiliriz.”
Geçtiğimiz hafta, İran Dışişleri Bakan yardımcısı Hüseyin Emir Abdullahiyan, “Siyonist Komplo” olarak adlandırdığı Irak’ı parçalamayı amaçlayan girişimlere asla izin vermeyeceklerini açıkladı. İran’ın Al Alalam Televizyonuna verdiği demeçte, İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu’yu kastederek “Geçtiğimiz günlerde, büyük bir mutluluk ve heyecanla, Irak Kürdistan’ının bağımsızlığını destekleyen ve Kürdistan Bölgesini ayrılmak için cesaretlendiren yegane resmi kişinin Netanyahu olduğunu unutmayacağız” dedi.
Bu söyleşisinde Emir Abdullahiyan “Biz Netanyahu’nun Irak’taki hayallerinin ve Batı Asya’daki önemli ve hassas bir bölgenin parçalanmasının gerçekleşmesine asla izin vermeyeceğiz” diyerek İran’ın Kürdistan’a yönelik duyduğu büyük nefreti ve korkuyu dile getirdi.
Geçtiğimiz ay, önemli İsrailli liderler arasında bulunan Netanyahu, Kuzey Irak’ta bir Kürt devletinin kurulmasını memnuniyetle söylediğini açıklamıştı.
İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Merziye Afham “Kuşkusuz uyanık Irak halkı Siyonist rejimin ve birleşik Irak’ın düşmanlarının, bölgeye dair olgunlaşmamış, gerçek dışı fantazilerini ve planlarını gerçekleştirmelerine izin vermeyeceklerdir.” şeklinde görüşünü beyan etmişti.
Tehranlı yetkililerin, Irak’ı bölmek için Kürt liderlerin İsrail ile bir komplo içerisinde bulundukları şeklindeki suçlamaları İran’ın Reşalat gazetesinde de yayınlanan bir haberde de yinelendi. Gazete editörü tarafından kaleme alınan bir makalede, “Hiç şüphesiz Barzani ve diğer Kürt liderleri Irak’ın bölünmesi ve Kürdistan devletinin ilan edilmesinin risklerinin farkındalar. Sadece Irak değil, İran, Suriye ve Türkiye de, başta İngiltere olmak üzere Siyonizm ve Amerikan güçlerinin Kürdistan’ın ayrılmasını içeren tehlikeli planlarına karşıdırlar.” şeklindeki görüşlere yer verildi.
Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin Tahran diplomatları bu suçlamaları reddettiler. KBY Tahran Temsilci yardımcısı Muhammet Sıddık “Irak’taki hiçbir etnik ya da dini topluluk, demokrasiye uyma ve yasaları uygulama konusunda Kürtler kadar gayret göstermedi.” diyerek bu iddiaların asılsızlığına vurgu yaptı.” şeklinde görüşlerini belirtti ve “Başkan Barzani’nin söylemleri Kürdistan halkının görüşleri ve istekleridir. Hükümetimiz ve insanlarımız, komşularımıza, bilhassa İran İslam Cumhuriyeti’ne yönelik yabancı bir planın parçası olmamıştır.” diye ilave etti.
Tahran’dan gelen tehditlere rağmen, Kürt Komala Partisi lideri İbrahim Ali Zada, “İran’ın Kürtleri referandumdan alıkoymak için yapabileceği çok fazla bir şey olmadığını, ancak sonradan müdahalede bulunabileceğini” söyledi.
Ali Zada Rudaw\'a verdiği demeçte, “İran İslam Cumhuriyeti Kürdistan halkının olası bir referandumunu engelleyemez. Ancak Kürdistan bağımsızlığına kavuşursa, şüphesiz, İran İslam Cumhuriyeti sahip olduğu tüm güçleri ve enerjisiyle karşılık verecektir.” dedi.
Ali Zada Türkiye’nin bağımsız bir Kürdistan için verdiği potansiyel desteğin, kısa ömürlü bir bağımsızlık ilanı olacağını öngördüğünü söyledi: “Sadece İslam Cumhuriyeti değil, Türkiye’de, destekliyor görünmesine rağmen, Kürdistan bağımsızlığının karşısında olacaktır. Şayet Kürdistan’ın bağımsızlığı gerçekleşirse, Türk devleti karşı duranlar arasında yerini alacaktır.
*** Rudaw\'in ingilizce yayın yapan sitesinden çevrilmiştir
Rudaw
Bu haber toplam: 7333 kişi tarafından görüldü.
Son Güncellenme:00:06:52