Mesut Barzani: Bağımsız Kürdistan’ın başkanı olmayacağıma söz veriyorum

Amberin Zaman, referandum, Kürdistan’ın bağımsızlığı, Suriye’de ilan edilen federalizm, yolsuzlukla mücadele, Kürt birliği gibi gündemdeki önemli konuları Mesut Barzani’ye sordu.

23.03.2016, Çar - 15:29

Mesut Barzani: Bağımsız Kürdistan’ın başkanı olmayacağıma söz veriyorum
Haberi Paylaş

Al-Monitor’da Amberin Zaman imzasıyla “Mesud Barzani Kürdistan Bölgesi’nin IŞİD karşıtı savaşta sergilediği aynı kararlılıkla yolsuzlukla mücadele edeceği sözünü veriyor” başlığıyla Kürdistan Bölgesi Başkanı Mesut Barzani ile yapılan bir söyleşi yayınlandı.

Tek amacını Kürdistan’ın bağımsızlığını gerçekleştirmek olarak ifade eden Başkan Barzani, Bağımsız Kürdistan’da başkanlık yapmayacağı sözünü verdi.

Referandumun ABD Başkanlık seçiminin yapılacağı 2016 Kasım ayından hemen önce Ekim ayında yapmayı planladıklarını dile getiren Başkan Barzani, Bağımsızlık ilanının engellenemeyeceğini, bu ilanın karşısında duranlarla yollarını ayıracaklarını vurguladı.

HDP’nin 7 Haziran seçimleri sonrasında Koalisyonda yer almayarak tarihi bir fırsatı kaçırdığını dile getiren Başkan Barzani, Barış sürecinin kesintiye uğramaması için ellerinden gelen tüm gayreti gösterdiklerini vurguladı.

Al-Monitor: Son zamanlarda geçmişten çok daha yüksek sesle bağımsızlık ve referandumu dillendiriyorsunuz. Bazı insanlar bu duruma şüpheyle bakıyor ve sizin dikkatleri ekonomik ve politik problemlerden uzaklaştırmak için böyle hareket ettiğinizi ileri sürüyorlar. Onlar sizin ciddiyetinize inanmıyorlar. Ciddi misiniz? Eğer ciddiyseniz bize referandum için bir tarih verecek misiniz? Referandumun konusu ne olacak?

Barzani: Milyonlarca insanın kaderini yakından ilgilendiren böylesine kritik bir konuyu, yaşanan bunca acıdan, verilen bunca kurbandan sonra salt şahsi siyasi kariyerim uğruna araçsallaştıracağıma inanabiliyor musunuz? Bu karara, alternatif bir yol olmadığından, uzun ve zorlu yıllarda edindiğim çok acı tecrübelerden sonra ulaştım. Soruyorum, bunun bir başka yolu var mıdır? Birlikte Bağdat ile ilişkilerimizi irdeleyelim. Kabaca iki dönem mevcut. 1992 ile 2003 arasındaki ilk dönemde 2.500 köyümüz yok edildi; 182.000 insanımız katledildi; 12.000 Kürdün akıbeti bilinmiyor; aşiretimden, Barzanilerden 8.000 insan öldürüldü. Halepçe’de 5.000 insan kimyasal gazlarla katledildi. Bu ilk dönemin ağır bilançosudur.

2003’te, tüm Iraklılara şiddet uygulayan rejimin devrilmesi mücadelesine katıldık ve tüm Iraklılara tam ve eşit haklar sağlayan yeni ve demokratik bir anayasa temelli yeni bir Irak’ta hep birlikte yaşamak için yola çıktık. Bu yeni anayasanın yazılmasına yardımcı olduk ve onun için oy kullandık. İyiniyet gösterdik ve iyi niyetle hareket ettik.

Irak’ın birliğinin anayasanın temel ilkesi olduğu anayasada açıkça belirtilmekteydi. Ancak Irak başbakanı birkaç kalem darbesiyle bunu sonlandırdı. Merkezi hükümet Kürtlerin bütçedeki payını dondurdu ve çok sayıda kritik konuda taahhütlerinin gereğini yerine getirmedi. Şimdi önümüzde iki seçenek var. Birincisi federalizmden vazgeçerek Irak’taki bir bölge haline gelmemiz anlamına gelen tüm haklarımızdan vazgeçmek, diğer seçenek ise referandum yoluyla halkımıza gitmek ve onların ne istediğini sormaktır. Açıkça mevcut statükonun sürdürülebilir yanı yoktur. Eğer, herşey değişmeden devam ederse, geçmişin kanlı ve tahribat dolu dönemlerine dönüş yapacağız.

Al-Monitor: Peki insanlara soracağınız soru ne olacak?

Barzani: Bu henüz kesinleşmiş değil. Hala bunun üzerinde tartışmalarımız devam ediyor.

Al-Monitor: Seçenekler neler olacak?

Barzani: Sadece bir tek soru olacak.

Al-Monitor: Demek istediğiniz insanlarınızın bağımsız bir Kürdistan isteyip istemeyeceği mi? Yoksa önerilen referandum Irak anayasasında öngörülen tartışmalı bölgelerde gerçekleştirilecek ve insanlara Irak’ın bir parçası olarak kalmaya devam etmek mi veya bağımsız Kürdistan’ın bir parçası olmak istedikleri mi sorulacak?

Barzani: Bu da sürecin bir parçasıdır.

Al-Monitor: Her iki ayrı soruyu da aynı referanduma koyabileceğinizi mi ifade ediyorsunuz?

Barzani: Henüz karar vermedik. Sorular birlikte yer alabilecekleri gibi ayrı ayrı da sorulabilir. Ama kesin olan bir referandumun yapılacağıdır.

Al-Monitor: Kesin olan referandumun bu yıl yapılacağı, değil mi?

Barzani: Kontrolümüz dışındaki koşulları engelleyebilirsek, bütün kalbimle Evet, referandumu bu yıl içinde yapmak istiyoruz diyebilirim

Al-Monitor: Peki aklınızda bir tarih var mı?

Barzani: Ekim ayını düşünüyoruz. [Kasım ayındaki ABD Başkanlık seçimleri öncesinde]

Al-Monitor: Uluslararası kamuoyu Kürdistan’ın bağımsızlığını ilan edebilmesi için komşu devletler Türkiye ve İran’dan en az birinin desteğini alabilmesinin şart olduğu konusunda hemfikir. Geçmiş yıllarda Türk dış politikalarının önemli ölçüde lehinize değiştiğini gözlemledik. Türkiye Irak’tan ayrılan bağımsız bir Kürt devletini destekleyecek mi?

Barzani: Başlangıçta Türkiye Kurdistan Federalizmine de karşıydı. Oysa bugün yaşanılan ilişkilere bakın. Referandum sadece Irak Kurdistan’ı ile alakalı olduğundan Türkiye’deki Kürtleri etkilemeyecektir. [Problem olmaması gerekiyor] Bu nedenle biz Türkiye’nin Kürdistan’ın ne istediğini kavrayacağını ve buna uygun davranacağını umuyoruz. Tabi biz Türkiye ile görüştüğümüz gibi eş zamanlı olarak Bağdat ve İran ile de görüşüyoruz. Bağımsızlığımızı barışçıl ve istikrarlı bir şekilde ilan etmek istiyoruz.

Al-Monitor: Bağımsızlık ilan ettiğinizde, Türkiye’nin mevcut hükümetinin bunu kabul edeceğine inanıyor musunuz?

Barzani: Eğer mevcut AK Parti hükümeti bağımsız Kürdistan’ı tanımaz ve kabul etmezse, Türkiye’deki diğer hükümetlerden hiç birinin kabul edeceğini sanmıyorum.

Al-Monitor: Recep Tayyip Erdoğan 2019 yılına kadar Türkiye’nin başkanı olacak. Bu manada siz ne olacaksa o tarihe kadar olması gerektiğini mi belirtiyorsunuz?

Barzani: Ne demek istediniz?

Al-Monitor: Yani, bağımsızlığın ideal olarak bu tarih aralığında gerçekleşeceğini ifade ediyorsunuz, doğru mu?

Barzani: Erdoğan başbakan olduğunda Erbil’e geldi ve burada Kürtleri inkar döneminin sona erdiğini dile getirdi. Bu çok önemli bir gelişmeydi. Erdoğan’ı bir çok defa ziyaret ettim ve Erdoğan’ın Kürt sorunun bir çoğundan çok daha iyi anladığını gözlemledim. Erdoğan’dan duyduğumu daha önce hiç kimseden duymadım.

Al-Monitor: Ancak Türkiye kendi Kürtleriyle çok büyük sorunlar yaşıyor ve durum gittikçe kötüleşiyor. Bana göre Türkiye bu problemi çözmedikçe, Türkiye bağımsızlığınızı desteklese dahi, bu destek sağlıklı bir temelde olmayacaktır.

Barzani: Barış sürecinin durmamasını arzuladık ve barış sürecini korumak için elimizden gelen tüm gayreti gösterdik. Ayrıntılara girmek istemiyorum, ama 7 Haziran 2015 seçimlerinden sonra Halkın Demokrasi Partisi (HDP) parlamentoda 80 koltuk kazandığı zaman yaptığımız bir açıklamada HDP’nin AKP ile birlikte bir koalisyon hükümetinde yer almamasının tarihi bir hata olacağını dile getirdik. O esnada, AKP’nin, HDP’nin koalisyon hükümetinde yer almasını istemediğini düşündüm, ancak sonra HDP içindeki insanlardan koalisyonda yer almak istemeyenin asıl HDP olduğunu öğrendim. Bunun büyük bir hata olduğunu düşünüyorum.

Al-Monitor: Çünkü onlar Erdoğan’ın bir “sultan” olmasını desteklemek istememiş olamazlar mı?

Barzani: Sultan çağı geride kaldı. Aksine, koalisyonunda yer almış olsalardı, kendilerini ilgilendiren konularla ilgili söz söyleme hakları doğacaktı. Parlamentoda değişiklikler yapmak için mücadele etme şansına sahip olduklarını düşünüyorum, bunu değerlendirmeleri gerekirdi. Şimdi çok endişeliyim ve korkuyorum. Şehirlerde belirsiz terörist örgütler adına bombalamalar, şiddet eylemleri gerçekleştiği zaman Türk halkı bütün Kürtleri sorumlu tutacaktır. Bu durumun Kürt ve Türk halkı arasında bir etnik çatışmaya dönüşmesinden endişe duyuyorum.

Al-Monitor: Öyle görünüyor ki, PKK’ye karşı, belki Şengal’de daha fazla etkinlik göstermeniz için Türkiye’den çok daha fazla baskı gelecek. Bu baskıyı hissediyor musunuz?

Barzani: Hayır, bizim kendi gündemimiz var.

Al-Monitor: Ama, Kürdistan İstihbarat şefi olan oğlunuz Masrur Barzani’den PKK’nin Şengal’i terketmesi gerektiğini bizzat kendi kulaklarımla duydum.

Barzani: Kesinlikle, PKK Şengal’i terketmelidir. Biz, onların Şengal’i zorla değil, barışçıl bir şekilde terk etmelerini istiyoruz.

Al-Monitor: Peki Amerikalılar bu konuda sizin adınıza müdahale ettiler mi?

Barzani: Amerikalılar yerli sorunlara dahil olmazlar. Ama Amerikalılar Şengal’deki PKK varlığının bir anlam ifade etmediğini biliyorlar.

Al-Monitor: Federal Kuzey Suriye deklarasyonunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Barzani: Federalizm konseptinin Suriye’deki statüye uygun olduğunu düşünüyorum. Ancak bu konuda Suriyeliler kendi aralarında bir konsensüs oluşturmalılar. Biz Kürdistan bölgesinde federalizm ilan ettiğimizde bunu tek taraflı olarak yapmadık.

Al-Monitor: Bu deklarasyonun arkasındaki itici güç olan Demokratik Toplum Partisi (PYD), deklarasyonun diğer demokrasiye ve diğer gruplara saygı konusunda kararlı olduğunu belirtti.

Barzani: PYD, sahadaki uygulamaları göz önüne alındığında demokrasi konusunda samimi görünmüyor.

Al-Monitor: Suriyeli Kürt Halk Savunma Güçleri [PYD’nin askeri kanadı] ile Amerikalılar arasında gittikçe gelişen askeri ve belki de siyasi bağlantılar konusunda ne düşünüyorsunuz?

Barzani: PYD’ye yapılan destekler PKK’ye yapılmış anlamına gelir..

Al-Monitor: PYD ile PKK’nin aynı olduğuna inanıyor musunuz?

Barzani: Onlar kesinlikle bir ve aynıdırlar.

Al-Monitor: Amerikalılar buna inanıyor mu?

Barzani: Elbette onlar da bunu çok iyi biliyor, ama bunu bildiklerini ifade etmek istemiyorlar… Bildiğiniz gibi Amerikalılar ve bizim için en önemli öncelik IŞİD’e karşı savaştır, bu nedenle görmezden geliyorlar

Al-Monitor: Biraz da IŞİD karşıtı savaşı konuşalım. Musul’un bağımsızlıktan önce kurtarılacağına inanıyor musunuz?

Barzani: Musul ile Kürdistan’ın bağımsızlığı konusunda bir ilişki yok.

Al-Monitor: Öyle demek istemedim? Bağımsız olduğunuzda IŞİD hala Musul’da olabilir mi?

Barzani: Neden olmasın?

Al-Monitor: Tehlikeli komşu.

Barzani: Kürtler belalı komşularla yaşamaya alışkındır.

Al-Monitor: Bağımsızlığın peşine düşmek için bugünlerin doğru zaman olduğuna neden inanıyorsunuz?

Barzani: Ben buna her zaman inandım. Birileri bize “Neden şimdi?” diye sorduğunda ben de onlara “Neden şimdi değil?” diye sorarım.

Al-Monitor: Çünkü Bağdat ile yürümedi?

Barzani: Başarısız oldu.

Al-Monitor: Devletin sınırlarını nasıl çözeceksiniz ve merkezi hükümeti bir anlaşmaya nasıl razı edeceksiniz? Kerkük hakkında ne düşünüyorsunuz?

Barzani: Merkezi hükümet tarafından hiçbir zaman uygulanmayan anayasanın 140. Maddesi, tartışmalı bölgelerde, Kerkük ve Şengal’de referandumu içeriyor. Eğer orada yaşayan insanlar Kürdistan’ın bir parçası olmak isterlerse, onların seslerine kulak verilmeli ve saygı duyulmalı. Eğer onlar Kürdistan’ın parçası olmama kararı alırlarsa, biz bu sesi duyar ve ona saygı duyarız.

Al-Monitor: ABD’nin bu konuda yumuşak bir geçiş sağlayacak bir rol oynadığını düşünüyor musunuz?

Barzani: Eğer oynamak isterlerse, hiç kimse ABD’nin oynayabileceği kadar büyük bir rol oynayamaz. ABD’nin güvenlik garantileri Kürtlerin yaşayabilmeleri için hayati öneme sahiptir, ve bağımsızlığımızın karşısında durmamaları halinde onlara minnettar olacağız

Al-Monitor: Bir diğer problem ise Kürtler arasındaki birlik eksikliği.

Barzani: Kürdistan Yurtseverler Birliği (YNK) ile ciddi bir ortaklığımız var ve diğer partilerle de olmaya çalışıyoruz. Gorran yıkıcı bir rol oynadılar ve kendi kendilerini konu dışı bıraktılar.

Al-Monitor: Bağımsızlığı hedefleyen biri olarak bir yol haritanız var mı

Barzani: Evet, kesinlikle. Parlamentoyu yeni bir parlamento sözcüsü seçimleriyle yeniden aktifleştireceğiz. Kürdistan’ın bağımsızlığı parlamentodan ve politik partilerden daha önemlidir. Her kim, bu bağımsızlığın bir parçası olmak isterse memnuniyetle karşılarız ve her kim bunun karşısında durursa ayrılmak ve kendine yeni bir yön çizmek zorundadır.

Al-Monitor: Peki bu kritik dönemde başkan olarak kalmanız gerektiğini düşünüyor musunuz?

Barzani: Amacım bu noktaya, bağımsız bir Kürdistan’a ulaşmak. Bu benim için bir şereftir. Bağımsız Kürdistan’ı gerçekleştirdiğimiz gün, Kürdistan’ın başkanlığından ayrılacağım. Ve Kürdistan halkını kutlayarak bu görevimi yerimi alacak kişiye devredeceğim. Bağımsız Kürdistan’ın başkanı olmayacağıma dair söz veriyorum.

Al-Monitor: Gerçekten?

Barzani: Evet. Amacım bağımsız bir Kürdistan’ı kurmaktır, onun başkanı olarak kalmak değil.

Al-Monitor: Planlarınız, petrol/enerji zenginliğinin ülkenizi finans etmesi fikrine dayanıyor. Petrol fiyatları dibe vurdu. Türk Başkonsolosu Aydın Selcen, Türkiye’nin Irak Kürdistan’ında üretilen tüm varlıkların hisselerini satın alması ve yaklaşık 8 milyar dolarlık bir doğal gaz boru hattı döşenmesi önerisinde bulundu. Bu iyi bir formül mü? Bunu Türk hükümetiyle tartışabildiniz mi?

Barzani: Gerçekten, ayrıntılara girmek istemiyorum. Ekonomi ve petrol konusundaki bu ayrıntılı sorunun doğru adresi, onların sorumluluğunda olduğundan, bakanlar kuruludur.

Al-Monitor: Ama, yapılan enerji anlaşmalarının yöntemi ve yeterince şeffaf olmaması ile ilgili genel eleştiriler var.

Barzani: Eksiklikler olabilir, ama ayrıntılı bilgiye sahip değilim. Bu nedenle en iyisi kurula sormanız.

Al-Monitor: YNK’li bir heyet Ankara’ya giderek petrol konusunda görüşmelerde bulunacak

Barzani: Gaz tüm Kürdistan halkına aittir. Bu konu politik partilerin değil, Kürdistan Bölgesi Hükümeti’nin sorumluluğundadır. Petrol ve doğalgaz Kürdistan Bölgesi Hükümeti’nin işidir, YNK’nin değil.

Al-Monitor: Bu zor zamanlarda rüşvet ve yolsuzluk sorunu çok daha fazla konuşulmaya başlandı. Yolsuzluğu bastırmak için planınız nedir? Yüksek rütbelere veya mevkilere sahip olsalar dahi suçluları cezalandırmak yoluyla caydırıcı olmaya hazır mısınız?

Barzani: Dün yargı kurumlarının şeflerinin katıldığı çok önemli bir toplantıya katıldım. Bunlar finansal reformları uygulamaktan sorumlu olan kurumlardı.

Al-Monitor: O halde kısa süre içinde bazı tutuklamalar veya adli soruşturmalar görebilir miyiz?

Barzani: Onlara sadece bir şey söyledim. Kimse dokunulmaz değildir. Eğer benimle ilgili bir şey bulursanız, beni çağırın. Mahkemeye geleceğim. Neçirvan [Başbakan, Mesut Barzani’nin yeğeni] mahkemeye gelmek zorundadır. Masrur [Mesut Barzani’nin oğlu] ile ilgili bir şüphe varsa mahkemeye gelmek zorundadır. Evvela benim ailemden başlamak zorundayız, daha sonra Kürdistan Demokratik Parti (PDK) ve ondan sonra da diğer politik partiler. Böylelikle, görevini istismar eden, kötüye kullanan kim olursa olsun, bu kurumlara tüm gücümle arkalarında olduğumu söyledim. Resmi olarak yolsuzluklarla mücadeleden sorumlusunuz. Bu nedenle bununla mücadele etmenizi istiyorum. Ama eğer görevinizi yapmazsanız, o halde sizi devre dışı bırakarak bu mücadeleyi ben şahsen sürdüreceğim. Ancak o taktirde Kürdistan’da hukuğu devre dışı bıraktığım için beni suçlamayın. Çünkü yolsuzlukla mücadele ve sahip oldukları resmi pozisyonlarını petrol anlaşmaları, tarım arazilerinin satışı ve bunun gibi şeyler için kötüye kullanan kişilerle mücadele bizim için çok önemlidir. İçişleri Bakanlığı, Peşmerge Bakanlığı, Başbakan, herhangi bir bakan, bir parti lideri, bir güvenlik yetkilisi sorumluluğu ne olursa olsun yaşananlardan sorumlu olmak zorundadırlar.

Al-Monitor: Çok sayıda genç insanla konuştum ve hepsi yolsuzluklardan şikayetçiler.

Barzani: Bizim için, yolsuzlukla mücadele varoluşsal bir sorundur. Bu nedenle, nasıl ki büyük bir motivasyon ve tüm güçlerimizle IŞİD7e karşı savaştıysak yolsuzluklarla da aynı kararlılıkla mücadele edeceğiz.

Amberin Zaman tarafından gerçekleştirilen ve Al-Monitor\'da yayınlanan söyleşinin orjinali:

http://www.al-monitor.com/pulse/originals/2016/03/turkey-iraq-syria-kurds-massoud-barzani-interview.html

Nerina Azad
Bu haber toplam: 18459 kişi tarafından görüldü.
Son Güncellenme:22:13:35
Bu gönderiye hiç yorum yapılmamış! İlk yorum yapan kişi olmak ister misin?
Nerina Azad
x