Rusya\'nın arabuluculuğunda Türkiye ile Suriye arasında yapılacak herhangi bir anlaşmanın genel olarak Rojava’yı özelde de Özerk Yönetim ve DSG\'ye etkisi Kürtlerin ana gündemi haline gelmiş durumda.
Gündeme ilişkin önemli açıklamalarda bulunan Zahiye Alareş, “Türkiye’nin tehditlerini hafife almıyoruz. Çok ciddi görüyoruz. Ancak operasyonun da kolay kolay gerçekleşeceğini düşünmüyoruz. Karadan bir saldırının olması halinde bunun çok olumsuz sonuçları olacaktır. Başta binlerce insanın yeniden göç etmesine neden olacak” ifadelerini kullandı.
Devamında Alareş, operasyon tehdidi altındaki bölgelerde bir milyon 800 bin sığınmacı ve mültecinin yaşadığını hatırlatarak, saldırının bu insanların yeniden göçüne neden olacağını vurguladı.
Özerk Yönetiminin Kürdistan Bölgesi Temsilcisi ; “Daha önemlisi binlerce IŞİD üyesi ve ailesi Rojava Özerk Yönetimi’nin kontrolündeki bölgelerde tutuluyor. herhangi bir saldırı ciddi bir güvenlik sorunu oluşturacaktır” uyarısında bulundu.
Konuya ilişkin görüşlerini paylaşan Suriye Kürdistan Demokrat Partisi (KDP-S) Politbüro Üyesi Muhsin Tahir de uluslararası uzlaşı olmaksızın Suriye ile Türkiye’nin kolay kolay anlaşamayacağını söyledi.
Muhsin Tahir, “Suriye rejimi kendi başına Türkiye ile yakınlaşma yönünde karar veremez. Karar alma iradesi Suriye’nin elinde değil. Daha çok karar verici güç İran ve Rusya’dır” değerlendirmesinde bulundu.
Edinilen bilgilere göre; Türkiye, Suriye hükümeti ile müzakereler için Demokratik Suriye Güçleri\'nin (DSG) Suriye topraklarında tamamen çıkarılmasını ve feshedilmesini ana koşulu olarak öne sürdü.
Ancak uzmanlar, ABD\'nin ve uluslararası Koalisyonun desteğinin DSG güçlerini Suriye’den gelebilecek herhangi bir saldırıya karşı koruyacağı görüşünde.