Afganistan'da 34 vilayetten 31'inde kontrolü ele alan Taliban, başkent Kabil'de de kontrolü sağladı. Ancak birçok ülkenin aksine Türkiye Kabil’de bulunan büyükelçiliğini henüz boşaltmadı ve vatandaşlarını Afganistan’dan çıkarmadı.
Rûdaw’ın yayınına katılan TASAM Başkanı Süleyman Şensoy, Türkiye'nin bu tutumunu değerlendirdi ve Taliban’dan herhangi bir garanti almadığını söyledi.
Türkiye’nin Rusya, İran ve Çin'e benzer bir tutumla hareket ettiğini hatırlatan Şensoy, “Türkiye uzun bir süredir orada görev yapıyor. Türkiye, Taliban unsurlarına resmi ya da gayrıresmi olarak ulaşmakta sorun yaşamıyor. Doha’daki müzakereleri yürüten heyetle görüşmesi de oldukça kolay. Türkiye’nin özel bir garanti aldığını düşünmüyorum. Taliban tarafından yapılan açıklamaların netliğini ve sahadaki uygulamalarını görmek istiyor ve doğru bir karar aldığını düşünüyorum” değerlendirmesinde bulundu.
“Devleti yönetmeye aday gibi açıklama yapıyorlar”
Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) Taliban’a tek şart koştuğu ve bu şartın da El Kaide’den uzak durması olduğu iddiasını değerlendiren Şensoy, “Taliban’ın şu ana kadar yaptığı açıklamalar herkes için sürpriz oldu. Bir örgütten çok bir devleti yönetmeye aday bir organizasyon gibi açıklama yapıyorlar. Kendi ideolojik duruşlarını da korumaya devam ediyorlar. El Kaide’yle fiilen bir birliktelik olmayabilir. Bu beklentiye cevap verebilirler diye düşünüyorum. Çünkü Çin’in de örgüt ismi vermeden öne koyduğu bazı şartlar var. Ama bunlarla ilgili net bir şey söylemek için çok erken. Fakat şu ana kadar gelen açıklamaların dünyanın beklediğinin tam tersine olduğunu söylemek mümkün” dedi.
Taliban’ın ilerisi için nasıl bir strateji geliştireceği ya da Afganistan’da neler yapabileceğiyle ilgili soruyu yanıtlayan Şensoy,“Taliban korku salarak bugüne kadar imajını korudu. Afganistan’ın vilayetlerinin ve Kabil’in bu kadar hızlı ve sürpriz bir şekilde düşmesinin arkasında da bu korku yatıyor. Fakat örgüt açıklamalarında hükumete hizmet edenleri affettiğini, herkesin evlerine dönebileceğini ve daha çok İslami bir fetih hoşgörüsüyle hareket ettiğini görebiliyoruz. O açıdan devleti nasıl yönetecekleri ve saldıkları korkuyu besleyip beslemeyeceklerini ya da ilan ettikleri kurallara uyup uymayacaklarını zaman gösterecek. Ayrıca Taliban yekpare bir örgüt değil. Askeri kanadı ve sivil kanadı kendi içlerinde farklı beklentileri olan kanatlar. İktidarı paylaşırken de bunların nasıl hareket edeceği, bir sorun çıkıp çıkmayacağı belirleyici olacaktır” açıklamasında bulundu.
“ABD ile müzakerelerin anlamı kalmadı”
Şensoy, Türkiye’nin Kabil Havaalanı’nı koruma planının sürüp sürmeyeceğine ilişkin, “Kabil’in tamamen düşmesiyle o müzakereler sonuçsuz kaldı, çünkü NATO kapsamında Türkiye oradaydı. ABD ve müttefikler çıktıktan sonra NATO kapsamı da bitmiş oldu ve ABD-Türkiye arasında herhangi bir anlaşma olmadan Kabil düşmüş oldu. Dolayısıyla ben sürecin sarkıt olduğunu düşünüyorum. Ama orada bulunan Türk askerleri nasıl çekilir, kalacaksa ne şartlarda kalır, bunun da yeni yönetimle olan gelişmelere göre belirleneceğini düşünüyorum. Ama Kabil Havaalanı’nı Türkiye’nin koruması gibi bir alternatifin özellikle ABD ile müzakere etmenin hiçbir anlamı kalmadı” ifadelerini kullandı.
“Mülteci akını olmayabilir”
Son olarak, Afganistan’dan Türkiye’ye doğru bir göçmen akını olup olmayacağını yorumlayan Şensoy, “Türkiye Milli Savunma Bakanı, Genelkurmay Başkanı ve kuvvet komutanları sınır hattında incelemelerde bulundu ve tedbirleri gözetlediler. Cumhurbaşkanı da tedbirlere ilişkin konuştu, fakat bu büyük bir meydan okuma. Göçmenleri harekete geçiren şey korku. Taliban’ın izleyeceği strateji ve kucaklayıcı olup olmayacağı belirleyici olacak. Kapsayıcı bir devlet organizasyonu şeklinde hareket edecekse zaman içinde mülteci akını da yavaşlayacaktır. Fakat yavaşlasa da Türkiye'nin mutlaka göçmen akınını engellemesi ve sınırlarını koruması gerekiyor” dedi.