Kürdistan Bölgesi 25 Eylül’de tarihi bağımsızlık referandumu için sandık başına gitti. Başta Türkiye ve İran olmak üzere birçok ülke referandumun ertelenmesini, iptal edilmesini, Bağdat’la yeniden masaya oturulmasını istese de Kürdistan Bölgesi Başkanı “Sonunda ölüm de olsa sandığa gideceğiz” dedi. Başkan Barzani, son gün dahi ertelemesini bekleyenlere rağmen halkı bağımsızlık referandumu için sandığa götürdü. Sonuç olarak Kürdistan Bölgesi halkı Irak’la ayrılmaya ve bağımsızlığa yüzde 92.73 oranında ‘Evet’ dedi
Tarihi referandumun sonucu da tarihi olarak kabul edilirken Ankara, Bağdat ve Tahran’ın Erbil’e karşı söylemleri sertleşti. Bağdat hükümeti referandumun sonucunu tanımayacaklarını, sınır bölgelerini ve havaalanlarını kendilerine bırakılmasını isterken Türkiye de sonucu gayri meşru bulduğunu bildirdi. Türkiye bunun yanı sıra geçtiğimiz yıl Başika krizinden dolayı çatışma noktasına geldiği Bağdat ile yakınlaşmayı politik ve ekonomik olarak yakın ilişkiler kurduğu Kürdistan Bölgesi’ne karşı cephe almaya başladı. Aynı zamanda sınır kapılarını kapatma sinyalini veren Ankara, Türkiye üzerinden dünyaya ihraç edilen petrolün de ‘Vanasını kapatmakla’ tehdit etti. Ekonomik yaptırım ve ambargo sinyallerini veren Türkiye, Bağdat yönetiminin isteği üzerine Kürdistan Bölgesi’ne uçuşlarını da süresiz olarak durdurduğunu duyurdu. Irak Ordusuyla sınırda ortak tatbikat yapan Türkiye’nin tavrının ilerleyen günlerde hangi yöne evrileceği ise merak konusu. Bağdat ve Ankara’nın yanı sıra İran’ın benzer uygulamalarda bulanacağı iddia edilmişti.
Referandum sürecinde özellikle Kasım Süleymani sık sık Süleymaniye kentinde YNK’li yetkililerle bir araya gelerek referandumun engellenmesi için uğraşmış ancak İran’ın bu baskına rağmen Kürdistan Bölgesi’ndeki tüm partiler 24 Eylül akşamı sandığa giderek ‘Evet’ oyu kullanacaklarını açıklamıştı.
Şii yönetimindeki Bağdat’la yakınlaşan Türkiye’nin bu yolla dolaylı olarak İran’la da yakınlaşacağı iddia ediliyor. Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 5 Ekim’deki İran ziyareti öncesinde Kürdistan Bölgesi’ne yönelik söylemleri sertleşse de Kürdistan Bölgesi yetkilileri bunun kısa süreli bir gerilim olacağını ilişkilerin yeniden düzeleceğini ifade ediyor.
Türkiye’nin bölgeye yönelik ambargo uygulamalarını değerlendiren ekonomi uzmanları bu kararların Kürdistan Bölgesi’ne kısa vadede zarar verebileceğini ancak uzun vadede asıl zararlı çıkacak tarafın Türkiye olabileceğinin sinyalini veriyor. Kürdistan Bölgesi’nin bağımsızlık referandumuna karşı çıkan İran’ın buna rağmen sınırlarını kapatmayacağı ve ticari ilişkilerini sürdüreceği belirtiliyor. Ankara’nın tavrının bu şekilde devam etmesi halinde Türkiye’nin bölgedeki yerini İran’ın alabileceği ifade ediliyor. Diğer yandan petrolü Türkiye üzerinden dünyaya ihraç eden Kürdistan Bölgesi’nin de olası bir ambargoya karşılık alternatif çözümler üretmeye başladığı ve duruma göre petrolü Suriye üzerinden dünya pazarına süreceği bildiriliyor. Kürdistan Bölgesi’ne karşı tutumunu sertleştiren Bağdat yönetimi bölgeye yapılan uçuşları askıya almasıyla Türkiye de Kürdistan Bölgesi’ne 29 Eylül’den itibaren uçuşlarını süresiz durdurdu. Birçok havayolu Bağdat’ın talebi üzerine uçuşlarını askıya alsa da Lufthansa ve Avusturya Havayollarının uçuşlarını sürdüreceği bildirildi. Öte yandan Türkiye uçuşları durdursa da karayolu ulaşımında herhangi bir aksama yaşanmadı.
Tahran’ın Ankara’yı bypass hamlesi
İran’ın, Türkiye’nin Kürdistan Bölgesi ile ticari ilişkileri kesmesine ve Kürdistan Bölgesi’ndeki pazarlara hâkim olma girişimi içinde olduğu belirtildi. Bölgedeki kaynakların verdikleri bilgilere göre İran, Türkiye – Kürdistan Bölgesi arasında kriz çıkararak, Kürdistan Bölgesi pazarlarına hâkim olmak için Türkiye’yi kışkırttığı ifade ediliyor. Kürdistan Bölgesi Hükümeti yetkililerinden alınan bilgilere göre; bağımsızlık referandumun yapıldığı 25 Eylül’de İranlı bir grup siyasetçi referandumu gözlemlemek, Kürdistan Bölgesi yetkilileri ile görüşmek üzere Kürdistan Bölgesi’ne gitti. Görüşmede referandum ve sonrası gelişmelerin görüşüldüğü toplantıda İranlı yetkililerin, “Eğer Türkiye sınırlarını kapatsa bile biz sınırlarımızı kapatmayacağız. Bölgede önemli çıkarlarımız var. Bizim sınırlarımız açık olacak” ifadelerini kullandıkları öğrenildi. Öte yandan Bas’a konuşan, Haci Omeran Sınır Kapısı yetkilisi de İran’ın sınır kapılarını kapatmayacağını söyledi. İsmini vermek istemeyen Haci Omeran Sınır Kapısı yetkilisi, “Sınır kapısındaki yetkililer referandum günü oy kullanmak için sandık başına gittiler ve bir süre çalışmadılar. İranlı yetkililer, ‘Biz sınırlarımızı kapatmıyoruz. İlişkiler devam edecek. Siz sınırlarınızı kapatıyor musunuz?’ dediler. İran sınırlarını kapatmayacak” dedi. İranlı yetkililerin sınırların kapatmayacakları şeklindeki açıklamaları, İran’ın Türkiye’yi bypass hamlesi şeklinde yorumlanıyor. Türkiye’nin Kürdistan Bölgesi’ne yıllık 12 milyar dolar, İran’ın ise 7 milyar dolar tutarında ihracat yapıyor.
Rusya alternatifi
Her ne kadar Kürdistan pazarlarında İran Türkiye’nin yerini almaya çalışsa da Kürdistan Bölgesi iki ülkeye alternatif olarak Rusya ile ilişkileri arttırma yoluna gitti. Zengin petrol ve doğalgaz yataklarının bulunduğu Kürdistan Bölgesi, Türkiye’nin ekonomik yaptırım ve ambargo ihtimallerine karşı güçlü alternatiflere yöneliyor. Erdoğan’ın “Vanayı kapatırız” açıklamasının hemen ardından Kürdistan Bölgesi Rusya ile yakınlaştı. Özellikle Suriye’de güçlü olan Rusya ile yakınlaşma, Kürt petrolünü Suriye üzerinden ihraç etmenin de kapısını aralıyor. Referandumun hemen öncesinde Rusya’nın en büyük petrol üretici firması olan Rosneft ile Kürdistan Bölgesi’nin anlaşma imzalanması bu alternatifi de güçlendiriyor. İsmini açıklamak istemeyen KDP’li temsilcilerden biri de Kürdistan Bölgesi ile Rusya’nın Kürt petrolünü Rojava üzerinden ihraç etmek ihtimalini de masada bulundurduğunu bildirdi. Ankara’nın “Vanayı kapatması” ve ekonomik ambargo uygulamasıyla Kürdistan Bölgesi’nin kısa vadeli bir zorluk yaşayacağını ancak uzun vadede asıl zararlı çıkanın Türkiye olacağını belirten Ortadoğu uzmanları, Türkiye’nin bölgeden çekilmesiyle Rusya’nın bu boşluğu dolduracağını ifade ediyor. Öte yandan Rusya’nın en büyük petrol şirketi Gazprom, Kürdistan’da petrol ve doğal gaz alanındaki yatırımlarını daha da geliştireceklerini bu çerçevede Kürdistan yönetimi ile 10 yeni proje konusunda görüşmelerini sürdürdüklerini açıkladı.
Ambargo sadece Kürdistan Bölgesi’ne mi zarar verir?
Türkiye hemen her gün TIR’ların geçiş yaptığı Habur Sınır Kapısı’nı kapatmayı da gündeme getirdi. Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci geçtiğimiz hafta kapının kapatılmadığını ancak giriş çıkışların azaldığını duyurmuştu. Bölgede yaklaşık 3 bin 500 şirketi ve binlerce vatandaşı bulunan Türkiye’nin bu kapıyı kapatması durumunda Türk şirketlerinin de zarara gireceği ifade ediliyor. Üstelik yıllık ticaret hacmi en fazla olan ülkelerden biri Kürdistan Bölgesi olan Türkiye’nin sınır kapılarını kapatması durumunda sadece Kürdistan Bölgesi’nde değil Türkiye’de de işsizliğin artacağı belirtiliyor.
Söz konusu 9 milyar dolarlık ticaret hacmi
Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, ise hükümet yetkililerinin yanı sıra ambargonun uygulanmaması gerektiğini belirtti. Kürdistan Bölgesi’ne ekonomik ambargonun Türkiye’yi de zor durumda bırakacağının mesajını veren Zeybekçi, “Ekonomik ambargo tehlikeli bir söylem. Ambargo koyduğunuzda satışlarınız duruyor. Diyebilirsiniz ki, ‘Musul-Kerkük kutsal davamız, sen hala ticaret’ diyorsun. Ama benim işim ticaret. 8-9 milyar dolarlık bir ticaretten, Türkiye’nin menfaatinden bahsediyoruz” dedi.
Petrol ihracatı durmadı
Öte yandan referandum sonrası Bağdat ve Ankara’nın Kürdistan Bölgesi’ne yönelik tehditlerin artmasına rağmen petrol ihracı ve satışının normal şekilde ve günlük 553 bin varil ham petrolü dışarıya ihraç edildiği kaydedildi. Geçtiğimiz hafta Kürdistan Bölgesi’nde çıkarılan petrolünün başta Ortadoğu olmak üzere İtalya ve Hırvatistan gibi ülkelere ihracının devam ettiği bildirildi. KAR Grup şirketinden bir kaynağın aktarımına göre; Kürdistan Bölgesi’nde petrol üretimi devam ederek normal bir şekilde petrol akışı sağlanıyor.
Bağımsızlıktan geri adım yok!
Ayrıca referanduma karşı çıkan başta Bağdat ve Ankara sonuçlar için ‘gayri meşru’ değerlendirmesinde bulunsa da Kürdistan Hükümeti yetkilileri sonuçları Birlemiş Milletlere göndermek için hazırlanıyor. KDP’li yetkililer tarihi bağımsızlık referandumun sonuçlarını Birleşmiş Milletlerin yanı sıra Avrupa Parlamentosu’na ve ABD Kongresi’ne de göndereceklerini duyurdu. Bir yandan referandumun sonuçlarının uluslar arası arenaya taşınması ve dış ülkelerin referandum sonucunu kabul etmeleri için çalışmalar sürerken diğer yandan Ankara’nın yakınlaştığı Bağdat yönetiminin Kürdistan Bölgesi Başkanı Mesud Barzani ile görüşmek istediği ifade ediliyor. Irak Başbakanı Haydar el İbadi’nin Başkan Barzani ile Fransa’da görüşeceği iddia edildi. Kürdistan Hükümeti yetkilileri de Bas’a yaptığı açıklamada Başkan Barzani’nin görüşme ve diyaloga açık olduğunu ancak bağımsızlığı kesinlikle pazarlık konusu yapmayacağını ve tıpkı referandum gibi bu konuda da geri adım atmayacağını söyledi.