Suriye Gelecek Partisi Genel Sekreter Yardımcısı, “Afrin'de olup bitenler Heyet Tahrir El-Şam (HTŞ) ve diğer silahlı gruplar arasında varılan koordinasyonun sonucunda yaşandı" ifadelerini kullandı.
HTŞ’nin, Afrin ve çevresini kontrol etmesinin bölgedeki güçler arasında yapılan siyasi pazarlıklar sonucunda geliştiği söyleniyor.
Türkiye hükümetine yakın kaynaklar ise Afrin'de yaşananların, Türkiye ordusunun, Suriye'de silahlı grupları tek komuta altında toplama planının bir parçası olduğunu söylüyor.
Rudaw'ın Suriye Gelecek Partisi Genel Sekreter Yardımcısı Ahmed Sultan Ebu Erac'ın açıklamalarına dayandırdığı haberinde Erac, "Afrin’de meydana gelenler, Heyet Tahrir El-Şam ile Süleyman Şah, Feylak El Şam, Ahrar El Şam ve Hamza Tümeni isimli gruplar arasında varılan anlaşma ve koordinasyon sonucunda gelişti. Oysa garantör ülkeler Rusya, Türkiye ve İran arasında Astana ve Soçi'de varılan anlaşmaya göre birçok bölge hükümete ve Rusya'ya devredilmeliydi. Ayrıca Afrin'de yaşananlar Türkiye'de varılan anlaşmayla da yapıldı. Suriye halkı dışında tüm taraflar bundan faydalandı” diye konuştu.
Diğer yandan Türkiye hükümetine yakın kaynaklar, Afrin'de yaşananların, Türkiye ordusunun Suriye'de silahlı grupları tek komuta altında bir araya getirme planının bir parçası olduğunu söylüyor.
Şarkul Avsat Enstitüsü araştırmacılarından Urwe Ecub, “Türkiye, Suriye'nin kuzeyinde barışı tesis etmek, Suriye'den gelen göç dalgasını önlemek ve aynı zamanda Suriyeli göçmenleri Suriye'ye geri göndermek istiyor. Silahlı gruplar arasında çatışmalar buna engel oluyor. Türkiye şimdi bu grupları Hayat Tahrir el-Şam üzerinden kontrol etmek istiyor” görüşünü ileri sürdü.
Suriye İnsan Hakları Gözlemevine göre Mart 2020 ile Aralık 2021 arasında, Türkiye destekli silahlı gruplar, Suriye’de ve Rojava’nın Serekniyê bölgesinde 184 kez birbirleriyle çatıştı. Siyasi yorumcular bu nedenle Türkiye’nin, bölgede yeniden güçlü siyasi kartlara sahip olabilmek için HTŞ’nin bölgeyi kontrol etmesine izin vermek zorunda kaldığını söylüyor.