Amerikan yönetiminin Ankara’dan S-400 tavizi alma karşılığında Türkiye’nin Suriye’deki kimi taleplerine evet deme hazırlığında olduğu ortaya çıktı.
Aynı Amerikan yönetimi, Kürtlerin Şam ile masaya oturup görüşme yapmasına da karşı çıkıyor. Rusya ise İdlib’teki durumu çözme adına KürtLere mesafe koymuş görünüyor.
Bu siyasi ortamda kalabalık bir Kürt heyeti Paris’e gitti ve Fransa Cumhurbaşkanı Macron ile görüştü. Elize Sarayı’ndaki görüşmeyi gazeteci Fehim Taştekin yerinde izledi ve oturuma katılanlarla görüştü.
Taştekin ile bu hafta Elize Sarayı’daki görüşmeyi ve eski Başbakan-Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun manifestosunu görüştük. Taştekin, Davutoğlu’nun partide ve toplumda karşılığı olmadığı ve Türkiye’nin bugün içinde bulunduğu durumda ciddi sorumluluğu olduğu görüşünde.
Gazeteci Fehim Taştekin’in Ahval'da yer alan görüşleri şu şekilde;
S-400 krizi bir noktadan sonra ABD ile Türkiye arasında Suriyeli Kürtlerle bağlantılı bir pazarlığa dönüşebilir. Trump’ın S-400’lerden vazgeçilmesi karşılığında Kürtlere destekten vazgeçme ya da Türkiye’yi Fırat’ın doğusuna sokma ihtimali var.
Bu Kürtler için kötümser bir senaryo. ABD’nin çekilip çekilmemesiyle ilgili belirsizlikler sürerken Kürtler uluslararası desteği sağlama almak için bir kez daha Elysee Sarayı’nın kapısını çaldı. Fransa’nın desteğinin süreceği vurgulandı ama o da ABD’nin sahada kalıp kalmayacağına bağlı.
Kürtler uluslararası koalisyonun esneyip tampon ya da güvenli bölgeye Türkiye’nin ortak edilmesi ihtimalinden tedirgin. Bu iş Kürtleri zor bir seçimde bulunmaya itiyor. “ABD olmasa da çaresiz değiliz” diyorlar. Aslında mevcut ortaklık da Kürtlerin kendi orijinal planları doğrultusunda hareket etmelerini önlüyor.
Türk-Amerikan yakınlaşması gerçekleşirse Kürtlerin önünde tek alternatif seçenek olarak Şam’la müzakere etmek ve Rusların desteğini kazanmaya çalışmak kalıyor. Rusya şu an sessiz. İdlib kördüğümü çözülmeden Rusya Kürtlerle ilgili somut bir adım atmak istemiyor. ABD desteği kesilir Rusya da Türkiye ile ortaklığın selameti için çözüme yönelik ağırlığını koymazsa Kürtlerin pazarlık gücü zayıflamış olacak.
Davutoğlu’nun çıkışı önemli ama fazla karşılığı yok
Türkiye’nin iç siyasetindeki zehirlenmede hatta barış sürecinin sona ermesinde Orta Doğu özellikle de Suriye politikasının doğrudan etkisi var. Bu politikanın patronu da Ahmet Davutoğlu idi. Haliyle Davutoğlu bu kötüleşmeden kendini azade gösteremez. İçeride ve dışarıda Davutoğlu’nu suçlayan çok. Fakat yayımladığı manifesto ile sorunu çok başarılı bir şekilde özetliyor.
Bu bir itiraz ve çıkış olduğu kadar bir nevi itirafnamedir. Parti içinden bu kadar net ve sorunun adını koyan bir çıkış olmamıştı. Bunun ötesinde içeride ve dışarıda karşılığı olması açısından bakılması gereken diğer yer Gül-Babacan tarafındaki parti hazırlığıdır. Davutoğlu’nun aksine Gül’ün tabanda karşılığı var. Babacan da finans çevrelerinde ve dışarIda prim yapan bir isim. Bu iki bileşim AKP’yi zorlayabilir.