Erdoğan'ın Fırat'ın doğusuna operasyon yapılacağı açıklamasından sonra, Washington'da durum ne? Habertürk yazarı Serdar Turgut, ABD'nin fotoğrafını çektiği yazısında bir durum özeti yapıyor ve şunları söylüyor:
"DEAŞ’a karşı mücadelede YPG ile birlikte hareket edileceğinin açıklandığı ilk günden başlayarak Amerikan yönetimi bölgeye yönelik kapsamlı ve tutarlı bir strateji oluşturmadı.
Başkan Trump siyasi açıdan Suriye’ye hiç bir zaman konsantre olamadı. İpler bu siyasi boşluk nedeniyle CENTCOM ve Savunma Bakanı Mattis’in eline geçti. Kuzey Suriye ve Fırat’ın doğusu ile ilgili kararlar alınırken Beyaz Saray hep dışlandı. Hep Pentagon devredeydi. Ortada uzun vadeli bir bakış ve strateji olmadığından askerler hep günü birlik, sahanın o andaki ihtiyaçlarına bakarak kararlar aldılar. Bugün de aynı durum sürüyor."
ABD'nin siyasi tavır koyamadığı için Rusya'nın daha güçlü devreye girdiğini söyleyen Turgut yazısını şöyle sürdürüyor:
"Anayasa oluşturma ve siyasi adımları atma zamanı geldiğinde neler yapılması gerektiğini Ruslar belirleyip Amerika’ya anlatmaya başladılar. Bunu iki liderin yaptığı zirveler dışında Washington-Moskova arasında kurulmuş olan gizli mekanizmalarla da yapıyorlar.
Washington’daki birimler arasında bir tek Dışişleri Bakanlığı ve Pentagon kendi iç tutarlılığını korumakta. Diğer birimler Beyaz Saray’daki dağınıklığı yansıtıyorlar aynen onun gibi bir dağınıklık içindeler. Diplomatlar Suriye hakkında bir siyasi tavır konulmamış olmasından, bir strateji bulunmamasından rahatsızlar..."
Türkiye’ye en sıcak bakan kişi olan James Jeffrey Suriye Özel Temsilcisi olunca yönetim içindeki siyasi tavrın netleştirilmesini savunan birimlerin asker hegemonyasına karşı harekete geçtiğini öne süren Turgut, şu belirlemeleri yapıyor:
"Yönetimin Suriye bağlamında kafasında en net olduğu konu Türkiye ile Rusya’nın artık stratejik ortak gibi hareket etmelerinden duyulan derin kaygı. Hem diplomatlar hem de askeri cephe Rusya’nın Fırat’ın doğusunu Türkiye ile Amerika’nın arasının daha da bozulmasına neden olacak bir gelişme olarak görüp değerlendirdiğini biliyorlar."
Türkiye ile Amerika arasındaki askeri iletişim kanalları hiç bir zaman kopmadığını söyleyen Turgut, YPG’nin daha da güneye Deyrizor bölgesine çekilmesi durumunda Türkiye’nin kaygılarının azalacağını ve bir operasyon gereğinin kalmayacağını söyleyenler olduğunu vurguluyor.
Turgut son olarak şunu söylüyor:
"Bölgede bir Kürt oluşumun kurulması üzerine Rusya ile ABD anlaşması durumunda bunun Türkiye’yi rahatsız etmeyecek biçimde nasıl yapılacağı da üzerinde kafa patlatılan konular arasında Washington’da. Rusya’nın önermiş olduğu Kuzey Irak modelinin yapılabilirliği üzerinde düşünüldüğünü de bilmek lazım."
Yazının tamamı için tıklayın...