AZADİ HAREKETİ, PAK, PAKURD, PDK BAKUR, PSK yayınladıkları ortak açıklama ile Kürdistan Bayrağı gününü kutladı.
Kürdistani partiler tarafından ortak yapılan açıklama da şu ifadelere yer verildi.
17 Aralık Kürdistan Bayrağı günüdür. 1919 yılından bu yana Kürtler, Kürdistanlılar tarafından benimsenen Kürdistan bayrağı, aynı zamanda İhsan Nuri Paşa’nın, Qazi Muhamed’in, Molla Mustafa Barzani’nin bizlere bıraktığı milli bir mirastır.
Uğruna yüzbinlerce insanımızın şehit düştüğü ulusal , Kürdistani değerimiz Kürdistan Bayrağı’nın, bugün Rojava Kürdistanı’nında PYD ‘liler tarafından yakılması, ayaklar altına alınması, hakarete maruz bırakılması, tahribat ve dejenerasyonun ne denli tehlikeli boyutlara vardığını göstermesi açısından dikkat çekicidir.
Bugün Kürdistan halkının milli sembolü olan bayrağımızı dalgalandırma günüdür. Kürdistan bayrağı günü kutlu olsun.
Bugün tarihsel olarak maruz kaldığımız haksızlık, ölüm ve yıkım siyasetinin yeniden dayatıldığı bir süreçten geçiyoruz.
Devletin Temmuz 2015’ten bu yana sürdürdüğü savaşın yarattığı yıkım ve ölümler, parlamenter, belediye başkanı, siyasetçi, aydın, gazetecilerin tutuklanması, belediyelere kayyum atanması ile devam etmektedir.
Hendek, barikat ve bombalama siyasetinin halkımızın kazanımlarına, ülkemize, özgürlük davamıza verdiği zararlar gün gibi ortada iken, PKK de hala şiddeti, bombalı eylemlerini sürdürmektedir.
Yaşanan savaş ve çatışma ortamı, aslında Kuzey Kürdistan’da siyasal, sivil, demokratik mücadele yol, araç ve alanlarının ortadan kaldırılmasını, daraltılmasını amaçlamaktadır. Ve kısmen de bu başarılmıştır.
Kürtlere tüm sivil, siyasal mücadele alanları kapatılarak tek yol olarak şiddet adres gösterilmek isteniyor. Ama bu oyuna gelmeyeceğiz. Kürdistan halkı engin tecrübelerine dayanarak, şiddete, ölüm ve yıkıma pirim vermeyecek, bu siyaseti boşa çıkaracaktır. Halkımız bugün kendi çıkarının çatışmada değil; siyasal çözümde olduğunu biliyor.
Bugün halkımızın büyük çoğunluğunun çıkar ve istemi ‘savaşa hayır, siyasal çözüme evet’ talebinde ifadesini bulmaktadır. Kürdistan halkının en geniş kesimlerinin bu talebi ile ortak duruş sergilemesi, geleceğimize bugünden konulmak istenen ipoteğin de reddedilmesi anlamını taşıyacaktır.
1923’ten bu yana uygulanan şiddet siyaseti ile Türkiye Devleti Kürt milletinin özgürlük ve hak arama mücadelesini ortadan kaldıramayacağını görmelidir.
PKK, İstanbul, Diyarbakır, vd. yerlerdeki benzer eylemlerle Kürt halkına, Kürdistan’a , özgürlük mücadelemize zarar verdiğini görmelidir. Bu tür eylemler, Türk Devletinin şiddet siyasetine, Türk toplumunda ırkçı, şoven saldırıların yaygınlaşmasına daha elverişli zeminler yaratmaktadır.
Güney Kürdistan’da halkımızın yakalamış olduğu bağımsızlık fırsatının, IŞİD ve halkımızın özgürlüğünü istemeyen bölge devletlerinin saldırı ve planlarıyla dumura uğratılmaya çalışılması girişimleri, kahraman peşmergenin direnişiyle büyük oranda boşa çıkarılmıştır. Ama, açıktır ki Güney Kürdistan’daki Kürdistan Bölgesel Yönetimindeki kimi siyasal partiler arasında boyveren sorunlar da, bağımsızlık sürecinin uzamasına yol açmaktadır. Tüm partiler, Kürdistan’ın bağımsızlığının Bağdat ile barışçıl yol ve yöntemlerle sonuca ulaştırılması için el ele vermek gibi tarihsel bir görevle karşı karşıyadırlar. Hiçbir grupsal menfaat, bu ulusal görevden daha üstün değildir. Güney Kürdistan’ın bağımsızlığı tüm dünya Kürtleri için yeni bir sayfanın açılması anlamını taşıyacaktır. Tüm Kürtler Güney Kürdistan’ın bağımsızlık talebinin destekçisi olmalıdır.
Rojava Kürdistanı’nda TEVDEM ve PYD, Hewler ve Dihok Mutabakatlarına uyarak, ENKS ve diğer Kürt partileriyle ortak bir yönetim oluşturacağına, kendisi dışındaki parti ve şahsiyetleri tutuklamakta, onların siyasal çalışmalarına engel olmaktadır. Özgürlüğü, demokrasiyi yok sayan bu uygulamalar kabul edilemez. PYD bu tür uygulamalardan derhal vazgeçmelidir. Tüm Kürt partilerinin ortak bir askeri, siyasi, ekonomik yönetim oluşturmaları yaşamsal önem taşımaktadır.
Doğu Kürdistan’da halkımızın özgürlük mücadelesinin yanındayız. Doğu Kürdistanlı ulusal demokratik güçlerin ittifakıyla, uluslararası devletler topluluğunun desteği ile özgürlük mücadelesine yeni mevziler kazandırılabilir.
Kuzey Kürdistan’da en geniş kesimlerin ulusal demokratik iş birliği ve ittifakları bugün daha bir önem taşımaktadır.
Ulusal demokratik işbirliği ve ittifakların en temel prensiplerini şu şekilde tanımlamak mümkündür: Kürtlerin millet, Kürdistan’ın ülkesel varlığının esas alınması, Kürdistan bayrağının kabulü, Kürdistan’a siyasi bir statünün tanınması, Kürdistan dört parçasındaki tüm kazanımların sahiplenilmesi, Kürtler arası iç hukukta demokrasi, özgürlük ve birbirlerinin varlığına saygı ve kabullenmenin esas alınması. Bu prensipleri içeren işbirliği ya da ittifakların ulusal, Kürdistani bir nitelik taşımasından söz edilebilir.
Bizler Kuzey Kürdistanlı parti ve hareketler olarak, yaşanan tüm bu travmalara rağmen , halkımızın özgürlük mücadelesini yükseltmek ve en geniş toplum kesimleriyle birlikte, bizlere dayatılan bu ablukayı kırmak için, ‘Savaşa Hayır, Siyasal Çözüme Evet’ diyoruz.
17.12.2016
AZADİ HAREKETİ, PAK, PAKURD, PDK BAKUR, PSK