Şeyh Bedreddin HAKİKAT

Yönetmenliğini Hakan Alak’ın, senaryosunu ise Hakan Alak ve Ali Şahin’in birlikte üstlendiği ‘Şeyh Bedreddin: Hakikat’ isimli film henüz vizyona girdi.

09.10.2021, Cts - 18:13

Şeyh Bedreddin HAKİKAT
Haberi Paylaş

Şeyh Bedreddin’in 1400’lerin başında Osmanlı’ya karşı hurucunun son dönemine odaklanan filmin en büyük problemi ya da yanlışı ayaklanmayı Kızılbaş ayaklanması gibi görmesi ve göstermesidir. Halbuki Şeyh Bedreddin bir Kızılbaş değildir, uzun yıllar eğitim almış yetkin bir İslam alimidir, ulemadır. Film, kalkışmayı bir Kızılbaş kalkışması olarak göstermeye çalışıyor. Film, Sakızlı Rum esnafı ve Yahudileri de bu ‘Kızılbaş’ ayaklanmasına destek veren toplumlar olarak belirtiyor.

Kızılbaş tarihinde yeri olmayan bir kalkışmayı Kızılbaşlara mal eden, sanki Kızılbaş ayaklanması gibi gösteren film bu haliyle sorunludur. Bu nedenle yönetmen, senarist ve yapımcılar Kızılbaş toplumuna seslenmeli ve Şeyh Bedreddin ayaklanmasını neden Kızılbaş ayaklanması olarak gördüklerine dair bir açıklama yapabilir, gerekiyorsa özür dileyebilir (Kızılbaştan kastım Cem içeren toplumlardır). Elbette filmde Kızılbaş Türk toplumu kötü gösterilmemiş, olduğu gibi yansıtılmaya çalışılmış.

Kızılbaş toplumunun tarihselliğinin ve güncelinin temsilinin, korunmasının ve savunusunun günümüzde henüz başarılmamış olması, Kızılbaş toplumunun tarihin herhangi bir dönemine yapayca monte edilmesini getirmez. Kızılbaş toplumu herhangi bir çevrenin istismar edemeyeceği, kendi yörüngesine dahil edemeyeceği kadar güçlü ve kararlı bir kimliğe sahiptir. Filmin maddi olarak büyük zorlukları aşması, dayanışma ve fedakarlık ile ortaya konması elbette oldukça kıymetli; ancak, işlenen süreç tarihsel olarak Kızılbaş toplumunun tarihinde olmayan bir ayaklanmada Kızılbaşların ana karakter ve sorumlu olarak gösterilmesine karşı hassasiyet taşımalıydı.

Filmin odaklandığı konulara ait sahnelerin süresi filmin toplam süresi yanında önemsenmeyecek kadar kısadır. İki defa göç sahnesi görüntüsüne, sayısız kez ve uzun süre manzara görüntülerine ve müziğe yer verilmesi filmden sıkılmayı sağlıyor. Müziklerin gergin ve dramatik yapısı hiç dinmiyor. Müziğin gerginliğinin sahnelerle beslenmemesi müziğin filmin süresi uzatmak için kullanılan bir argüman olduğunu düşündürüyor. Geçmiş ve güncel olaylara, uygulamalara göndermeler yapan, semboller kullanan film çoklu tartışmaları da içermeyi deniyor.

Daha önce bir deneyimi olmayan ve rolü boyunca bu deneyimsizliği yansıtan Suavi’ye Şeyh Bedreddin rolü verilmesi ise elbette senaryonun ortağı yönetmenin inisiyatifinde. Film o kadar boşluktaki, filmde hayali bir Ali karakterine yer vermek zorunda kalınmış. Karakterlerin derinliğinin olmaması ayrı bir mesele. Zaten Osmanlı devletinin askeri olan Ali, bir ailenin elinde kalan her ne ise onun da vergi adı altında zorla, zorbalıkla alınmasına ilk kez şahit oluyor olabilir miydi?

Tarihsel bir konuyu, ya da meseleyi ilk kez sinamasal olarak anlatmak anlatıcısına o konuyu ya da meseleyi istediğiniz hale büründürme, istediğiniz gibi yansıtma hakkı vermez ve bu yüzden gelecek eleştirilere karşı anlayış bekleme ya da eleştirilere karşı önlem alıcı sözler sarf edilemez.

Şeyh Bedreddin: Hakikat filmi bir başlangıç, bir tartışma, bir dönemi yansıtma filmi değildir, uzatılmış bir kısa filmdir. Ayrıca, bu film aracılığı ile Kızılbaş toplum tarihinin bir dönemine odaklanması bilgisinin kabullenilmesine ve bunun yerleşmesine izin verilmemelidir. Simavna kadısı oğlu Şeyh Bedreddin üzerine okumamış, inceleme yapmamış bir kişi için bu film Kızılbaş toplumuna yaklaşımda problemli, yanıltıcı bir referans olabilir.

Aziz Yağan

Nerina Azad
Bu haber toplam: 6849 kişi tarafından görüldü.
Son Güncellenme:07:24:00
Bu gönderiye hiç yorum yapılmamış! İlk yorum yapan kişi olmak ister misin?
Nerina Azad
x