AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mahir Ünal, HDP'ye açılan kapatma davasına ilişkin, "Bu meseleyi siyasallaştırmak isteyenler meselenin hukuki tarafını perdelemek istiyorlar. Bugüne kadar rahat bir şekilde PKK'ya katılanlar, buna CHP'liler de dahil olmak üzere, Türkiye'den yana ve demokratik toplumdan yana tavır almak zorundalar" dedi.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mahir Ünal, Kanal 7'de katıldığı canlı yayında, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
HDP'li Ömer Faruk Gergerlioğlu'nun "Meclis'te sabah namazı için abdest almak üzere gittiği lavaboda yaka paça gözaltına alındığı" şeklinde haberlerin yer aldığının hatırlatılması üzerine Ünal, "Düne kadar dine, dindarlara dönük böyle tahfif, tezyif haberleri yapan, teröre, teröriste adeta destek açıklaması yapan bir dil kullananlar neredeyse bugün sabah şöyle bir haber yapacaklardı ki bunların bir özelliği de şudur; PKK'ya katil demezler ama bu ülkenin güvenliğini sağlayan polise 'katil polis' derler, neredeyse şöyle bir manşet atacaklardı, 'Katil polis Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde topluca sabah namazı kılan masumlara müdahale etti' diye bir haber yapacaklardı." değerlendirmesinde bulundu.
Yasaların ve Meclis içtüzüğünün bu konuda son derece açık olduğuna dikkati çeken Ünal, "Yasanın arkasına saklanarak baskı uygulanır mı? Yani sonuçta yasanın gereği neyse bunu yerine getirirsiniz. Siz bir siyasi parti olarak bu yasadan rahatsızsanız bu yasanın değiştirilmesi için demokrasi zemininde, hukuk zemininde siyasetinizi yaparsınız. Buradan bir mağduriyet, din üzerinden bir algı oluşturmak da başka bir algı operasyonu anlamına geliyor" diye konuştu.
Ünal, HDP'nin kapatılma davasına ilişkin, "Burada siyaseti ayrı bir yerde tutmak gerekiyor, yargıyı ayrı bir yerde tutmak gerekiyor" dedi.
Birilerinin ısrarla siyasetle yargı arasında ilişki varmış algısı oluşturmaya çalıştıklarını vurgulayan Ünal, geçmişte böyle bir ilişkinin bulunduğunu ancak bugün yargının kendi içinde bağımsız, Türk milleti adına karar veren bir konumda olduğunu bildirdi.
HDP'nin kapatılma davasıyla ilgili çeşitli kamuoyu araştırmalarının yapıldığını anlatan Ünal, anketlerin birinde "HDP kapatılsın mı?" sorusuna olumlu yanıt verenlerin oranının yüzde 66 olarak açıklandığını aktardı.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ünal, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Toplumda böyle bir hassasiyet varsa siyasetin bunu dile getirmesi ve siyasetçinin bu siyasi partiye 'Terörle arana mesafe koy' demesi siyaseten sakıncalı bir şey midir? Vatandaşlarımızın da vicdanına soruyorum. Yani bizlerin, HDP'ye 'Terörle arana mesafe koy, senin bu yaptığın hukuksuzluktur' dememiz suç mudur? Yine 'demokratik siyaset demek terörden ve şiddetten arındırılmış siyaset demektir, HDP'nin yaptığı demokratik siyaset değildir' diyoruz. Biz HDP ile AK Parti olarak bir dönem görüştük, fakat biz, HDP ile seçim ittifakı yapmadık. Biz, HDP ile terörü bitirmek ve HDP'nin terörle arasına mesafe koymasını sağlamak, demokratik siyasetin zeminini güçlendirmek için görüştük. Ama bugün CHP'ye ve diğer partilere baktığınız zaman açıktan HDP ile seçim ittifakı yapıyorlar, dönüp HDP'ye 'Terörle arana mesafe koy' demiyorlar."
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın Anayasa Mahkemesi'ne bu siyasi partinin terörle ilişkisinin araştırılması yönünde bir dava açtığını hatırlatan Ünal, "Davanın açılmasına bir dahliniz oldu mu?" sorusu üzerine, "Davanın açılmasına siyasetin nasıl bir dahli olabilir? Siyaset konuşur, toplumsal hassasiyetleri dile getirir" yanıtını verdi.
İspanya'daki Batasuna Partisi'nin kapatılmasına ilişkin süreci aktaran Ünal, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin de dava sonucunda 'demokratik toplum yapısına zarar verecek hareketlerde bulunduğu' gerekçesiyle bu partinin kapatılmasını onayladığını anımsattı.
Ünal, "Şimdi HDP meselesinde HDP'nin kapatılıp kapatılmayacağının cevabını siyaset değil yargı verecek. Burada bu meseleyi siyasallaştırmak isteyenler, siyasal bir zeminde tartışmak isteyenler, meselenin hukuki tarafını perdelemek istiyorlar. Bugüne kadar rahat bir şekilde PKK'ya, PKK'nın eylemlerine, PKK'nın cenazelerine katılanlar, buna CHP'liler de dahil olmak üzere, Türkiye'den yana ve demokratik toplumdan yana tavır almak zorundalar" diye konuştu.