İstanbul seçiminde CHP'li aday Ekrem İmamoğlu'nu destekleyerek kazanmasını sağlayan HDP'den yeni bir açıklama geldi.
Parti Sözcüsü Günay Kubilay, seçimlerde üstenci ve kibirli dilin kaybettiğini belirtti ve “İçeride ve dışarıda barışçıl ve eşitlikçi bir politikaya ihtiyaç vardır. Dolayısıyla Sayın Öcalan’la oturup konuşmak, tartışmak, optimum noktada çözüm yolu bulmak ve Türkiye halklarının eşit, özgürlükçü anlayışa göre çözüm bulmak gerekir” dedi.
HDP, Merkez Yürütme Kurulu (MYK) seçimi değerlendirmek üzere toplantı. İstanbul seçimleri masaya yatırıldı ve bundan sonrası için değerledirmeler yapıldı. Toplantı sonrası parti sözcüsü Günay Kubilay, kameraların karşısına çıktı, açıklamalarda bulundu.
Kubilay, 31 Mart seçimleri sonrası AKP-MHP’nin metropolleri ve kayyum atanan büyükşehir belediyelerini kaybettiğini hatırlatarak, şöyle dedi:
“Kürt illerinde kayyımlar geldiği yere gönderilmişti. AKP-MHP iktidar bloğu İstanbul’daki seçimi YSK eliyle yeniletme kararı aldırmış oldu. İstanbul’da gerçekleştirilen sandık darbesiyle hukuk dışı gayri meşru bir seçimle İstanbul halkının iradesi gasp edilmişti. İstanbul halkı 6 Mayıs'ta gasp edilen siyasi iradesini çok sert bir tepki göstererek geri aldı. Bu sadece bir belediye seçimi olmadı, bütün eksikliklerine rağmen, Türkiye’de bütün teamüllerine rağmen seçimle gelenin seçimle iktidarı bıraktığı bir geleneğin ısrarcısı olduğunu da gösterdi”
Kubilay, CHP’li Ekrem İmamoğlu’nun 23 Haziran seçimin büyük bir farkla kazandığına dikkat çekerek, HDP olarak İmamoğlu’na başarılar temennisinde bulundu. Kubilay, HDP olarak seçimlerde izledikleri stratejileri gereği yerel yönetimler siyaseti bakımından beklentilerini dile getirerek, “Sadece İstanbul'da değil Adana, Mersin, Yalova, İzmir gibi bizim oy desteği yaptığımız bütün şehirlerde beklentimiz yerel demokrasinin güçlendirilmesi, demokratik, ekolojik, kadın özgürlükçü bir yerel yönetim anlayışının önümüzdeki döneme yön vermesidir. Bunun içerisinde önümüzdeki süreci izleyeceğiz ve yerel yönetim çalışmalarını değerlendirmeye tabii tutacağız. Darbe ve demokrasi ikilemi içerisinde kazanan demokrasi olmuştur. Halk büyük bir oy farkıyla büyük bir tepki göstermiştir” dedi.
"İstanbul’un kaybedeni iktidar bloğudur, İstanbul'da üstenci ve kibirli dil kaybetmiştir" diyen HDP Sözcüsü devam etti:
"Çatışmacı ve kutuplaştırıcı siyaset kaybetmiştir kâra ve ranta dayalı belediyecilik anlayışı kaybetmiştir. Kentsel dönüşüm adı altına başta İstanbul olmak üzere büyük metropolleri sürgün şehri haline gelen kentlerin tarihini kimliğini yok eden tekçi, monolitik anlayışlar kaybetmiştir. Bunun iyi anlaşılmasında fayda vardır. Defalarca ifade ettik; İstanbul seçimi sadece bir belediye başkanlığı seçimi olmaktan bizatihi iktidar tarafından çıkarılmıştır. İstanbul seçimi Erdoğan ve Bahçeli tarafından inşa edilmekte olan otoriter rejimin sorgulandığı, barış demokrasi, özgürlük taleplerinin, insanca yaşam özleminin dile getirildiği bir seçim olmuştur. İçinde bulunduğumuz iktisadi krize bakıldığı zaman bu tablo daha iyi anlaşılacaktır. İçeride şiddet ve savaş politikalarının, baskı ve zor politikalarının radikal bir dönüşüme ihtiyaç olduğunu İstanbul seçimleri teyit etmiştir. Giderek yapısal krize dönüşen ekonomik krizin artık bir takım palyatif tedbirlerle çözülmeyeceği, giderek derinleşmekte olduğu, izlenen ekonomik politikalarından köklü bir dönüşüm ihtiyacı ortaya çıkmıştır. Aynı yaklaşım bölgede izlenen militarist, yayılmacı politikalarının iflası anlamına da gelmektedir."
"Artık Türkiye barışçıl bir dış politikaya ve bölge politikasına dönmek zorundadır" diyen Günay Kubilay, "Sayın Öcalan'ın İmralı’dan kurduğu her cümleyi, söylediği her sözü yüzeysel değil, kısır parti politikalarının arasında faydacı bir politikayla değil, tarihsel perspektifle ele almak ve fırsata dönüştürmek gerekmektedir. Kürt halkı bir kez daha, İstanbul seçiminde de Kürt sorununda da çözümün muhatabının Sayın Öcalan olduğunu göstermiştir. Dolayısıyla Sayın Öcalan’la oturup konuşmak, tartışmak, optimum noktada çözüm yolu bulmak ve Türkiye halklarının eşit, özgürlükçü anlayışa göre çözüm bulmak gerekir. Parlamento’ya bu konuda büyük görevler düşmektedir. Parlamento hızla devreye girmelidir, yasama görevi ve halkın vekilliği görevini yerine getirmelidir. Demokratik ortak paydada atılacak her adım için HDP gereken desteği verecektir. Bizim önerdiğimiz 3-5 çevrenin bir araya gelmesi olarak değerlendirilmemelidir" dedi.