Dünyayı durma noktasına getiren korona virüsüne karşı umutlar, etkili bir aşı ve ilaca bağlanmış durumda, Peki en kötü senaryoda, yani bir aşının bulunmaması halinde 'normal' ne olacak? Hayatlarımız nasıl ilerleyecek? Bulaşıcı hastalık uzmanları anlattı...
Korona virüsü salgınının son bulup hayatın küresel çapta normale dönmesi için bir aşının bulunup yaygınlaştırılmasına bel bağlanıyor. Peki ya HIV virüsünde olduğu gibi, bir aşı yakın zamanda veya hiç bulunmazsa ne olacak? Ya da kızamıkta olduğu gibi, aşının yaygınlaştırılması konusunda sorunlar yaşanırsa dünya hangi ‘normal’e dönecek?
CNN International, siyasetçilerin hiç değinmediği ama uzmanların olası gördüğü bu senaryoya ilişkin bir analiz yayımladı. Bir dizi önde gelen enfeksiyon uzmanı doktor, mümkün gördükleri bu senaryoda bireysel olarak herkese büyük iş düşeceğini söyledi.
Her An Yeniden Karantina Gelebilecek
Covid-19 hastalığına karşı bir aşının hiçbir zaman bulunmadığı senaryoda, toplumlar yeni korona virüsünün kökünü kazıma umudundan vazgeçip onunla birlikte yaşamayı öğrenmek zorunda kalacak. Şehirler yavaş yavaş açılacak ama yeni bir salgın dalgasının ortaya çıkması halinde bir anda yeniden farklı ölçeklerde karantina tedbirlerinin devreye sokulması ihtimali hep olacak. Tedaviler geliştirilse bile, korona virüsü can almaya devam edecek.
HIV Ve DENG Hummasının Aşısı Hala Yok
CNN’in görüştüğü uzmanlar, korona virüslerinin HIV veya sıtma kadar hızlı mutasyon geçirmemesi sebebiyle nihayetinde bir aşı bulunma ihtimalinin yüksek olduğunu söylüyor. Bununla birlikte, olası bir aşının en erken 18 ayda yaygın kullanıma sunulması bekleniyor. Dahası, HIV virüsü üzerinde yaklaşık 40 yıldır devam eden aşı çalışmalarının hâlâ bir sonuca ulaşmadığına, dolayısıyla bu senaryonun düşünülmesi gerektiğine dikkat çekiliyor. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre yılda 400 bin kişiye bulaşan Deng humması da aşısı bulunamayan viral hastalıklar arasında gösteriliyor.
"Korunurken Yaşamayı Öğreneceğiz"
Londra’daki Imperial College’dan küresel sağlık uzmanı olan Profesör David Nabarro, “Hâlâ aşısını bulamadığımız virüsler var. [Yeni korona virüsü için] bir aşı olacağına veya bu aşının etkinlik ve güvenlik testlerini geçeceğine dair kesin bir varsayımda bulunamayız” diyor. Nabarro, “Bütün toplumların, sabit bir tehdit olarak korona virüsünden korunduğu ve toplumsal hayat ile ekonomik faaliyetlerin virüs içimizdeyken devam edebildiği bir pozisyon almaları hayati önemde” yorumu yapıyor.
Peki bu ‘pozisyon’ nedir? Aşısız bir hayat nasıl olacak?
"Yeni Bir Kürsel Toplum Sözleşmesi Gerekiyor"
“Covid’e hazır olmak üzerinde çalışmamız kesinlikle hayati önem taşıyor” diyen Nabarro, yeni ‘bir toplum sözleşmesi’ çağrısında bulunuyor. İngiliz profesör, her bir ülkenin vatandaşlarının normal hayatlarına başlarken, hastalık belirtilerini göstermeleri veya hasta bir kişiyle temas kurmaları halinde kendilerini tecrit edeceği bir ‘sözleşme’ gerektiğini söylüyor. Nabarro önerisini, “Virüs tehdidi karşısında hayatta kalmak ve sağlıklı olmak için yapılaca kolektif bir anlaşma” olarak niteliyor.
"Uzaktan Çalışma Standar Haline Gelecek"
Buna göre, basit grip/soğuk algınlığı gibi semptomları ciddiye almayıp işe gidilen kültür son bulacak; uzaktan çalışma özellikle beyaz yakalılar için yeni standart haline gelecek. Şirketlerin ofis alanlarını fazla kalabalık olmayacak şekilde düzenlemesi, evden çalışmaya bakışı değiştirmesi gerekecek.