İzmir 1. Ağır Ceza Mahkemesi\'nde görülen Lice Katliamı davasının duruşmasında mahkeme heyeti, tutuksuz yargılanan 2 sanığın tutuklanma talebini reddetti.\n
Diyarbakır Lice\'de 1993 yılında devlet güçleri tarafından yapılan katliama ilişkin emekli Albay Eşref Hatipoğlu ve Yüzbaşı Tünay Yanardağ hakkında açılan davanın ilk duruşmasına İzmir 1. Ağır Ceza Mahkemesi\'nde devam edildi.
Duruşmanın öğleden sonraki oturumunda mağdur tanıkların dinlenmesine devam edildi. Duruşmada konuşan Şiyar Kaymaz, suç tarihinde öğrenci olduğunu belirterek, 90\'lardan itibaren geliştirilen konsept ile katliamların gerçekleştiğini söyledi. Katliam tarihinde yaralandığını dile getiren Kaymaz, katlama tanık olduklarını anlattı. Helikopterlerin okulu ve evleri taradığını anlatan Kaymaz, \"Evler ek tek bombalanıyordu. Hayvanlar telef edilmişti. İnsanlar ölmüştü. Bombaları atanlar askerler olduğunu net olarak görebiliyorduk. Bizim okulda saldırıdan etkilenmişti bize de saldırmışlardı. Evimizi, ahırımızı yaktılar. Bizi alıp toplu şekilde götürdüler. Askerler, \'Buradan duman çıkacak bunu görecekler\' dedi. Albay Eşref Hatipoğlu, \'Devlet sizi koruyacak\' dedi. Albay Eşref Hatipoğlu, \'Siz bunları hak ediyorsunuz hepiniz bunu hak ediyorsunuz\' dedi\" diye konuştu.
Kaymaz\'ın ardından konuşan Sebahattin Kaya ise katliamla birlikte köyden göç etmek zorunda kaldıklarını ve mağdur edildiklerini söyledi.
\'Devlet şiddeti İzmir\'de de bizi buldu\'
Mehmet Dursun da olaylar döneminde evlerinin yakıldığını dile getirdi. Albay Hatipoğlu\'nun bulunduğu binanın karşısında kendilerine ait tekstil fabrikası bulunduğunu belirten Dursun, \"Vali Ünal Erkan\'ın yanına götürdüler beni. Beni çok iyi karşıladılar. \'Teröristler bizden haraç istiyor yönünde dilekçe verdi iş adamları, siz neden vermediniz?\' diye sordu Ünal Erkan. Ben de, \'Hayır kimse bana böyle birşey söylemedi\' dedim. Bunun üzerine Erkan, boğazıma sarıldı gözüm sizin üzerinizde\' dedi. O dönemde bu söylem, sizin öldüreceğiz anlamına gelir. O zaman bölgeyi terk ettim. İzmir\'e geldim ama devlet şiddetinden kurtulamadım, bu kez de oğlumu polisler öldürdü\" dedi.
Avukatlar: Tutuklanmaları gerekir
Duruşmada avukatlar, dava ile ilgili olarak keşif kararı alınmasını, iddianamenin yetersiz olduğunu belirterek, suçların insanlığa karşı işlenen suçlardan olduğunun kabul edilmesini, o dönemde bölgede jandarma görevi yapan kişiler, dönemin Genelkurmay Başkanı ve OHAL Valisi Ünal Erkan hakkında da suç duyurusunda bulunulmasını, iki tutuksuz sanık hakkında tutuklama kararı verilmesini talep etti.
Öldürülen Tuğgeneral Bahtiyar Aydın\'ın avukatı ise Aydın\'ın kim tarafından öldürüldüğünün ortaya çıkartılması gerektiğini ifade etti.
Avukat Yunus Muratakan, 23 yıldır adalet talep ettiklerini hatırlatarak, duruşmaya gelmeyen 2 sanıkla yüzleşmek istediklerini söyledi.
Savunmalar ardından mahkeme heyeti, keşif taleplerinin değerlendirileceğini belirterek, sanıkların tutuklanma taleplerini reddederek, duruşmayı 1 Haziran\'a erteledi.
\'Faillerle yüzleşmeye geldik\'
Duruşma sonrası Lice Adalet Arıyor Platformu üyeleri adliye önünde \"Hakikatler araştırılsın failler yargılansın\" pankartını açarak açıklama yaptı. Platform adına konuşan Şiyar Kaymaz, Lice halkının faillerle yüzleşmek için geldiğini, ancak faillerin gelmediğini söyledi.
Hesap sorulmadıkça yeni katliamların olacağına işaret eden Kaymaz, \" O gün Lice\'de nefes alan her canlı mağdurdur. Yaşam, mülkiyet hakkı vardır. Basit bir adli yargılama olmadığı ortada. Türkiye Cumhuriyeti yeni bir toplumsal sözleşme yapacaksa yüzleşme yapılmalı. Bu kirli savaştan medyanın, iktidarın ordunun üstünün örttüğü gerçeklerin ortaya çıkartılması gerekiyor. Dönemin sorumluları hesap versin. Kalekol inşaatı yerine adalet inşa edilsin. Hakikatler açığa çıkması için kamu kurumlarında görevli tüm herkes tanıklık yapmalı. Lice Katliamı insanlığa karşı işlenmiştir\" dedi.
\'Sanıksız yargılama yapıldı\'
Kaymaz\'ın ardından avukat Tahir Elçi konuştu. Yirmi yıldır adalet arayışını sürdüren davanın bugünkü yargılamanın sanıksız yapıldığını söyleyen Elçi, \"Biz sözlerimizi duruşma salonunda söyledik. Çok büyük bir suç işlendiği ortada. Biri general olmak üzere 16 sivil insan yaşamını yitirdi. Ancak yargı 20 yıldır adalet arayışına kulaklarını tıkadı. Bugün 20 yıl sonra bile dava açıldı; ancak sanıkları göremedik. Bu konudaki yargının pratiğini biliyoruz. Küçük çocukların tutuklandığı bir ülkede 16 kişiyi öldüren kamu görevlileri yargı karşısına gelmedi. Böyle bir hukuk devleti olmaz. Böyle bir tutarsızlık karşısında yurttaşların adalete güveni olmaz\" diye konuştu.
Son olarak konuşan HDP Diyarbakır Milletvekili Nursel Aydoğan ise 90\'lı yılların karanlık yıllar olduğunu söyledi. Aydoğan, Türkiye\'de onurlu bir barış için hakikatleri araştırma komisyonunun kurulması gerektiğini vurguladı.