Max Planck Biyofizik Kimya Enstitüsü ve Kıbrıs Enstitüsü’nden araştırmacılar, 1970’den bu yana bölgedeki aşırı sıcak gün sayısının ikiye katlandığına dikkat çekiyor.
Max Planck Enstitüsü Direktörü Jos Lelieveld, “Gelecekte, Ortadoğu ve Kuzey Afrika’nın geniş bölgelerinde görülen iklim, bölge halklarının varlığını tehdit edecek hale gelebilir” diyor.
Araştırmacılar, küresel ısının, sanayi devrimi öncesine göre 2 derece artışla kalması durumunda dahi, bu bölgelerde yaz ısılarının iki katına çıkabileceğini belirtiyor.
Bu da bu yüzyılın ortasında yazın en sıcak günlerinde ısının gece 30 derecenin altına düşmemesi ve gün içinde 46 derece olması demek.
Daha da ileriye bakıldığında öğlen sıcaklarının 50 dereceye varabileceği ve sıcaklık dalgalarının sayısının 10 katına çıkabileceği düşünülüyor. Bu da bugünlerde yıl içinde ortalama 16 gün yaşanan sıcaklık dalgalarının yılda ortalama 80 güne yayılması anlamına gelebilir.
Kıbrıs Enstitüsü’nden iklim değişimi uzmanı Panos Hadjinicolau, insanlığın şimdiki gibi karbondioksit salımını sürdürmesi durumunda Ortadoğulu ve Kuzey Afrikalılar’ın, ellerindeki modellere göre ortalama 200 aşırı sıcak gün geçirebileceğine dikkati çekiyor.
Araştırmada, “ince parçacıklı madde hava kirliliği”ne bakıldığında, Suudi Arabistan, Irak ve Suriye’nin atmosferindeki toz oranının da yüzyılın başından bu yana yüzde 70 arttığı belirtiliyor. Bilim insanları bunun nedeninin iklim değişikliğinin yarattığı artan sayıdaki kum fırtınası olduğuna inanıyor.
İki ayrı model yaratan araştırmacılar, birinci modelde küresel ısınmanın, sera gazlarının kontroluyla azaldığını, ikinci modelde ise her şeyin bugünkü gibi sürdüğünü varsaymış.
İki model de bölgenin geleceği ile ilgili umut vermiyor. Araştırmacılar, iklim değişiminin Kuzey Afrika ve Ortadoğu’daki yaşam koşullarının ciddi biçimde kötüleşmesine neden olacağına dikkati çekerken, çok sayıda insanın er ya da geç bölgeyi terk etmek zorunda kalabileceğinin altını çiziyor.
