Celal Şırnak ile röportaj-2: Başkan Barzani tüm operasyonlarda sade bir peşmergeydi

Şengal planlaması yapılırken Başkan Barzani’nin bize söylediği bir şey üzerimde çok etki yaptı: Biz ne kadar büyük kahramanlıklarla alanları kurtarırsak kurtaralım, IŞID’i bütün alanlardan sökersek sökelim kimse kahramanlıklarımızdan bahsetmez. Çünkü alnımıza kara bir leke sürüldü...

28.01.2015, Çar - 12:50 [ Güncellenme: 28.01.2015, Çar - 13:06 ]

Celal Şırnak ile röportaj-2: Başkan Barzani tüm operasyonlarda sade bir peşmergeydi
Haberi Paylaş
Röportajın 1. Bölümü…

Nerinaazad: Siz savaşta hangi cephelerde bulundunuz?

Musul Barajının alındığı harekâtta hazırdım ve son olarak Şengal operasyonunda görev aldım. Musul Barajını aldığımız harekâtta yaralandım. Yaklaşık iki ay savaş dışında kaldım. Bu yüzden Rabia, Zumar’ın alınmasında bulunma şansım olmadı. Bulunamasam da bir peşmergeyim ve peşmerge adını kutluyorum.

Barajda da, Rabiada da, Zumarda da çok güçlü savaşıldı. Kimse o düzeyde savaş gücü tahmin etmiyordu. Çok kahramanca şahadetler yaşandı. Önlerinde saygıyla eğiliyorum. Yaralananlar için de aynı şeyi söyleyebilirim. Kahramanca direnildi ve bunda Başkan Barzani’nin rolü büyüktür. Bütün bu operasyonlarda sadece peşmergeydi. Tüm cephelerde peşmergenin hazırlığı ve denetimi üzerinde durdu. Başkan Barzani’nin bu duruşu tüm peşmerge gücü üzerinde büyük etki yaptı. Ve diyorum ki keşke bütün Kürt liderler böyle olsaydı. Halkının acısını herşeyini onlarla birlikte yaşasa, paylaşabilseydi. Böylece doğru kararlar verebilseydi.

Başkan Barzani’yi bu yönüyle anlatmak çok zor. İnsan nasıl ifade edeceğini bilmiyor. Aslında sahip olduğu ulusal ruhu anlatmak çok zor.

Nerinaazad: 16 Ocak tarihli Şengal harekâtında da bulunduğunuzu belirttiniz. Mahsur kalan halkı kurtarma operasyonuydu. Neler hissettiniz?

Başta birşeyi belirtmem gerekiyor: Şengal planlaması yapılırken Başkan Barzani’nin bize söylediği bir şey üzerimde çok etki yaptı: “Biz ne kadar büyük kahramanlıklarla alanları kurtarırsak kurtaralım, IŞID’i bütün alanlardan sökersek sökelim kimse kahramanlıklarımızdan bahsetmez. Çünkü alnımıza kara bir leke sürüldü. Ve ne olursa olsun o lekeyi temizlememiz lazım. O leke de Şengal’dir. O dağın başında kalan halkımızı, çocukları, kadınları kurtarmak zorundayız. Bir çok devlet, insan bunu nasıl çözebiliriz diye soruyor. Bu nedenle Şengal’in kurtarılması bütün kahramanlıklara bedel “.

Gerçekten de bu sözler bütün peşmergeler gibi beni de çok etkiledi. Bütün peşmerge gücünde özellikle Zerevani’de kime sorsak hangi komutana sorsak harekât içinde yer almak istiyordu. Yarışa dönüşmüştü. Ben hazırlığımı yapayım diyorlardı. Birçok komutanlık, Zerevani katıldı. Hepsinin gözlerinden öpüyorum.

Harekât, Başkan Barzani’nin komutasında gerçekleşti. Zafer kazanıldı. Halk kurtarıldı. Kutlamalar yapıldı ve tüm dünya bunu konuştu. ‘Kürtler saldırdı ve halkı kurtardı’ dediler. Bundan birkaç gün sonra ilerleme sırasında IŞID’ın yaptığı bir intihar saldırısında yeniden yaralandım. Güvenliğimdeki peşmergelerden şehit düşenler ve yaralananlar oldu. İkinci yaralanmamdı ve üç ameliyat geçirdim. Ama ne olursa olsun Musul saldırısında yer almak için karargâhla görüştüm. Kabul edilmedi. Bana iki hakkını kullandın üçüncüde kurtulamazsın diye takılıyorlar. Oysa üçüncüyü geçeli de çok oldu. Benim için çok anlamı yok. Karargâh kabul etseydi tekrar giderdim. Kürtlere yönelik bir tehlike varken şahadeti ya da yaralanmayı düşünemem. Koşullarım el verdiği anda yeniden yerimi alırım. Bundan şeref duyarım. Doğrudur; yaranın acısı vardır, çekilir. Ama ulusun, halkın acısından büyük değildir. Kendimi hala bu konuda birşeyler yapma imkanım olduğu için şanslı görüyorum.

Nerinaazad: Şengal’i geri aldınız, yaralanarak döndünüz ve hemen ardından Şengal, kanton meselesiyle yeniden gündeme girdi. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?

Halk karton diye alay ediyor. Haklıdır da aslında. Çok anlamsız. PKK 30-40 yıldır Kuzey Kürdistan’da mücadele ediyor. Neden Şırnak’ta, Hakkari’de, Cizre’de, Van’da, Diyarbakır’da kanton ilan etmiyor? Herşey neden Güney ve Güneybatı Kürdistan etrafında dönüyor? Bu ciddi bir soru işaretidir. PKK bunu gerçekten kendi iradesiyle mi yapıyor? Kendisi doğru yaptığına ikna mı yoksa yönlendiriliyor mu? PKK içindeyken de bu tutumlar benim için soru işaretiydi. Şimdi de soru işaretidir.

Şırnak’ı kanton ilan etsinler. Cizre’de hendekler kazılmış. Cizre Kantonunu ilan etsinler. Gelmişler Kobani, Afrin, Kamışlı, Derik’i kanton yapmışlar. Suriye devleti de buralarda. Ne anladık bundan? Niye Kuzey Kürdistan dışındaki Kürdistan şehirleri kantonlaştırılıyor? Bölge devletlerinin, egemenlerin bu planda rolü var.

Suriye Arap baharı etkisiyle çalkalanmaya başladığında Güneybatı Kürdistan’ın da bağımsızlık imkanı ortadaydı. Ama PKK öyle bir politika esas aldı ki herşey tıkanmış durumda. Orada verilen bir savaş var. Savaşanları selamlıyorum. Şehit düşenlerin önünde saygıyla eğiliyorum. Ama sonuç tıkanmadır. Nedeni ise çizgidir.

Şengal’de IŞID bütün Ezidi halkımıza yöneldi. Hepimizin ortak iradeyle halka sahip çıkması gerekirken PKK durumu daha kötü bir hale getirdi. Neredeyse iki ay orada kaldılar. Bir köprüyü bile kurtaramadılar. Kendileri orada mahsur kaldı. Son gerçekleştirdiğimiz harekâtla Şengal özgürleşti. Şimdi de kanton peşine düştüler. İlan edeceklerse de kendi emekleri üzerine ilan etsinler. Niye gelip başkasının emeği üzerine ilan etmeye kalkıyorlar. Burada bir plan var. Taşı atıyorlar oturdu oturdu, oturmazsa başka bir şey…

Şengal Kantonu meselesinde daha çok İran’ın rolü olduğunu düşünüyorum. Çünkü Şengal coğrafyası askeri açıdan stratejik görünmüyor. Fakat oranın tutulması çevresindeki ülkeler açısından ilerisi düşünüldüğünde önemli rol oynar. Türkler için de ağırlığı var. PKK bunlardan hareketle burada söz sahibi olmak istiyor. Ezidi halkımızın ciddi oranda PKK ile olduğuna inanmıyorum. Şüphesiz yanlarında bir grup olabilir. Madem PKK çizgisine o kadar inanıyor, demokrasiye o kadar inanıyor, bağımsızlaşalım ve orada seçim yapalım. Bakalım halk ne diyor. Seçim hakkı tanıyarak demokrasiyi sağlarsın. Dayatmayla ya da bir avuç insanla egemenlik kurmaya çalışarak demokrasi oluşturamazsın.

300’e yakın insan toplayıp kantonu gündeme soktular. Heyhat! Milletin işi gücü var. Dünya IŞID’la uğraşıyor. Böyle yangından mal kaçırır gibi olmaz. Bağımsız devlet kurmaya çalışıyoruz, işimiz gücümüz var. PKK’de Şengal kantonuyla uğraşmak yerine Şengal’in de katılacağı bağımsız devlet için uğraşsın. Ya da Şengal’de kantonla uğraşacağına Kobani, Afrin, Kamışlı, Derik’i içine alan bölgeyi devletleştirsin. Bunu yapsın. Orada savaşan peşmergelerimiz, orada savaşan gerilla kahramandır. Şehitler veriliyor. Ben de ulusal çizgi doğrultusunda gözümü kırpmadan orada savaşmaya hazırım. Fakat PKK orada savaşan peşmergeler için ‘ileriki dönemde bizim için tehlikedir’ diyor. Ne için tehlike olsun? Sevinmeleri lazım. O insanlar o sokaklara girip çarpıştığında onları kutlamaları lazım.

Dileğim odur ki Kürt yurtseverleri bu gerçekliği görürler. Mahmur kantonu da gündeme girerse kimse şaşırmasın. Halkımızın bu tür yanlış adımları kabul etmemesi lazım.

Bir örnek vereyim: Musul Barajı düştüğünde kıran kırana bir savaşın içindeydik. O çatışmalar arasında duyduk ki PKK Şêxan’ı kurtarmış. Acayip kaldık. Bulundukları cephe nerde, IŞID nerde, Şêxan nerde, savaş nerde. Şêxan’la Laleş neden gündeme girdi? PKK birkaç kişiyi Laleş’in çevresine göndermiş televizyonları da PKK Laleş’i kurtardı diye yayın yapıyordu. Bu kadar sınırları olmayan bir hareket olabilir mi? Diğer tarafta savaş vardı, peşmergeler şehit düşüyordu.

Madem savaş gücünü gönderiyorsun niye Laleş’in çevresine koyuyorsun? Cepheye gönder. “Biz Laleş’in çevresini koruduk. Bunun Kürtlere bir faydası yoktur. Bundan bir şey çıkmaz. Kime faydaları dokunuyorsa onlar anlar. Bizim anlamamız zor. Diğer taraftan anti-propaganda geliştiriyorlar. “PKK den ayrılan grup peşmergeyi YPG ye karşı eğitiyor” diye. Kimsenin YPG ile sorunu yok. Bu yalan. Ama peşmergeyi eğitiyorlarsa helal olsun onlara. Peşmergenin eğitimine katılanların da gözlerinden öpüyorum. Halbu ki, ulusal birliğin sağlanması için en büyük fırsattı. Gönlüm hep bunu diliyor. İnşallah birgün olur.

Sivil olsun, siyasi olsun, peşmerge olsun, kim olursa olsun. Bir peşmergeye hizmet edenin, yardımı dokunanın da gözlerinden öperim. Bu yurtseverliktir. Diğeri oturduğu yerden konuşup siyaset yapıyorsa benim nezdimde hiçbir değeri yoktur. İnsan zor zamanda belli olur derler. Kürdistan’da katliam yaşanıyor. Bu katliam içinde kim birbirine elini uzatırsa bu halk için onun değeri anlamı olur. Tekrarlıyorum peşmergeye maddi manevi ne düzeyde olursa olsun destek olan herkese teşekkür ediyorum. Herkes daha fazla çaba harcamalı.

Nerinaazad: Bu aşamada Kürdistan IŞID’dan temizlendi diyebilir miyiz?

Arapların ve Kürtlerin içiçe olduğu bölgeler var. Bu bölgelerde Arap toprakları da ele geçti. Örneğin Eski Musul denilen bölge. Buralar Arapların yerleşim yerleridir aslında. IŞID’ın durumunu sonuç olarak değerlendirirsek ciddi kırılma yaşıyor. Saldırıp alamadığımız alan kalmadı. IŞID sadece intihar eylemleri ve patlayıcılarla yöneliyor. Çok kısmi de olsa zayıf noktalara baskın eylemi yapıyor. Son saldırıda Musul yolunun kesilmesi de onlara büyük darbe vurdu. Ancak Kürdistan coğrafyası yüzde doksan tamamen kurtarıldı diyebiliriz. Hala kısmi varlığını sürdürmesinin nedeni Irak ordusunun zaaflarıdır.

Nerinaazad: Kürdistan’da ordulaşma konusunda da bu savaş birçok ihtiyacı açığa çıkardı değil mi?

IŞID’ın üzerimize gelmesi ordumuzun zayıf yanlarını açığa çıkardı. Kürdistan’ın korunması için güçlü bir orduya ihtiyaç var. Ulusal ordu ihtiyacı giderek öne çıkıyor. Bu ordu Kürdistan’ın bütün parçalarından savaşçı alabilmeli. Bir bayrak altında toplanmalı. Üzerimizdeki katliamları bu engeller. Ne yazık ki hala askeri alanda partilerin etkisi var. Oysa bağımsız ordunun zemini hazırdır. Başkan Barzani de bu konuya vurgu yaptı. Tek şansımız da budur. Ulusal ordu halka da büyük güç ve moral verir. Böylece ordu ve halk birbirini karşılıklı besleyebilir.

Nerinaazad: Son olarak belirtmek istediğiniz hususlar var mı?

Son olarak bağlı olduğum komutanlığa, General Aziz Veysi’ye bütün yaşamını bu savaşa adadığı için teşekkür ediyorum. Tüm peşmerge güçlerine, özelde Zeravani’de omuz omuza çarpıştığım bütün komutan ve peşmerge arkadaşlarıma direnişleri için teşekkür ediyorum. Kendim için de halkıma şu sözü veriyorum; yeniden savaşabilecek duruma geldiğim gün gözümü kırpmadan yerimi alacağım. Ve inşallah ülkemiz ve halkımız için özgürlüğün yolunu açacağız.

Nerinaazad: Çok teşekkürler zaman ayırdığınız için. Çabucak iyileşmenizi ve başarılar diliyorum.

Siz de sağolun.

Röportajı gerçekleştiren ve redakte ederek bizlere ulaştıran yazarımız sevgili Neval Çelik\'e bu önemli çalışmadaki emeği ve katkısı için teşekkür ediyoruz.

Nerina Azad
Bu haber toplam: 6759 kişi tarafından görüldü.
Son Güncellenme:20:38:38
Bu gönderiye hiç yorum yapılmamış! İlk yorum yapan kişi olmak ister misin?
Nerina Azad
x