Son olarak Sudan kökenli 11 genç doktor ve tıp öğrencisinin IŞİD kontrolundaki Suriye topraklarına girmesinin ardından gözler Türkiye’ye çevrildi. Ankara – Hatay arasında mekik dokuyan aileler adına sözcülük yapan bir baba, Amerika’nın Sesi’ne, “Çocuklarımızı geri alıncaya kadar Türkiye’de ayrılmayacağız” dedi.
Amerika’nın Sesi, o aileleri Sudan ve İngiltere büyükelçilikleriyle yeniden görüşmek üzere geldikleri Ankara’da buldu. CHP Hatay Milletvekili Mehmet Ediboğlu’nun aracılığıyla görüşme talebimiz kabul edildi. IŞİD’in sempatizanlarınca rahatsız edilmekten ve Suriye’deki çocuklarına IŞİD militanlarınca zarar verilmesinden korkuyorlardı. Ankara merkezde konakladıkları otelde buluştuğumuzda, yeniden sınır bölgesine dönmek üzere THY’den bilet almışlardı. Sudan kökenli, yurt dışında yaşayan, zengin ve eğitimli oldukları belirtilen aileler İngilizce bilgisine sahipti ancak ayrı ayrı açıklamalarda bulunmayacaklarını belirterek, kendisi de doktor olan babayı işaret ediyorlardı. Aileler adına sözcülük görevini üstlenmiş baba, ne kendisini ne de diğer aileleri fotoğraflamamıza izin vermedi. Güvenlik gerekçesiyle kendileriyle hangi otelde görüştüğümüzü açıklamamamızı ve fotoğraflarını çekmememizi talep etti. İlk önce yazılı açıklama dışında konuşmak istemediğini belirten Sözcü-Baba, birkaç kısa soruyu da yanıtlamaya ikna oldu. Ancak kendilerini anlamamızı ve çocukları kendilerine dönünceye değin tedbirli konuşmak zorunda olduğunu da söyledi. Bu koşullar altında görüştüğümüz Sözcü-Baba, özellikle çocuklarıyla ilgili onları IŞİD destekçisi gösterecek her türlü ifaden kaçınılması gerektiğini ve doktorluk mesleği gereği insanlara yardım etmek için idealist davranan gençlerden söz edilmesi gerektiğini de dile getirdi.
Sözcü-Baba, kayboluşları ardından Türkiye’ye geldikleri doktor çocuklarıyla ilgili durumu maddeler halinde özetledi. “Bizim oğullarımız ve kızlarımız, mükemmel akademik geçmişe sahiptir. Her zaman insani yardım faaliyetleri parçası olmuşlardır” diyen Sözcü-Baba, 11 gencin “kendi rızalarıyla” Türkiye’ye gönüllü olarak sığınmacılara tıbbi yardım sunmaya geldiklerini söyledi. Çocuklarının amaçlarının kesinlikle IŞİD’e katılmak değil, tıbbi yardım olarak savunan Sözcü-Baba, 11 gencin özellikle insani amaçlarla hareket ettiklerini de vurguladı.
“Türkiye’ye geldiğimiz günden bugüne çocuklarımızın nerede oldukları ve güvenlikleri konusunda muazzam gayretler içerisindeyiz” diyen Sözcü-Baba, maalesef henüz çocuklarıyla ilgili elle tutulur nitelikte bilgi sahibi olamadıklarını da ifade etti.
Türkiye’ye geldikleri andan itibaren İngiliz, Türk ve Sudan yetkililerinden umut verici sözler işittiklerini belirten Sözcü-Baba, ama bundan sonrası için 11 gencin en kısa sürede kendilerine geri dönmesi için her üç ülke hükümetleri, resmi makamları arasında daha etkili ve hızlı koordinasyon sağlanmasını istedi.
Amerika’nın Sesi’nin “Türkiye’de kaç gün daha kalmayı planlıyorsunuz” sorusu üzerine Sözcü-Baba, “Çocuklarımızı geri alıncaya kadar” yanıtını verdi. “Bütün aileler, biz çocuklarımızı geri almak için savaşıyoruz. Her yetkili makam ile, her aracı kesim ile görüşüyoruz ve görüşmeye hazırız. Bizim yapabildiğimiz bunlar iken aynı zamanda dünyanın farklı bölgelerindeki akrabalarımız, arkadaşlarımız aracılığıyla da hükümetler üzerinde çocuklarımızı geri getirebilmek için de kamuoyu baskısı oluşturmaya çalışıyoruz. Bizim en temel hedefimiz çocuklarımız her neredelerse güvenlikte olmalarını sağlamaktır” dedi.
Sözcü-Baba, “Buradaki ailelerden bazıları nadir zamanlarda çocuklarından dolaylı yollarla kısmen sağ olduklarında dair bilgi aldı ancak bu doğrulanabilir ve yeterli bilgi değil’ diye de konuştu.