ABD'nin, gece saatlerinde Irak Uluslararası Bağdat Havalimanı'nda Haşdi Şabi konvoyuna füze saldırısı düzenlelemesi sonucu, İran'ın ikinci adamı olarak kabul edilen Kasım Süleymani öldürülmüştü. ABD'ye saha istihbaratını veren muhbir, İran'dan en fazla rahatsızlık duyan isimlerinden Arap Şiiliğini savunan Mukteda es Sadr mı?
ABD'nin Irak'ta İran'ın üst düzey komutanı Kasım Süleymani'yi öldürmesinin ardından, saldırıya dair saha istihbaratını kimin verdiği tartışma konusu oldu.
Askeri uzmanlar, ABD'nin 3 Ocak gecesi düzenlediği nokta saldırının, sahadan nokta bir istihbarat sağlanmadan düzenlenmesinin mümkün olmadığı görüşünde.
Bilindiği gibi ABD, daha önce Afganistan, Yemen, Suriye gibi birçok bölgede düzenlediği nokta hava saldırılarında yerel ajanları ve muhbirleri kullanıyordu.
Bu muhbirlerin verdiği anlık istihbarat doğrultusunda ABD, birçok üst düzey ismi hava saldırılarıyla öldürmeyi başarmıştı.
Süleymani Suikastinin Muhbiri Kim?
Bu paralelde, Süleymani'nin ölümüne yol açan saldırı sonrasında akla gelen ilk sorulardan biri, sahadan ABD'ye bilgi sağlayanın kim olduğu sorusuydu.
Süleymani'nin Irak'a iniş yaptıktan kısa bir süre sonra ve üst düzey isimlerle beraberken nokta bir saldırıyla öldürülmesi, saldırıda sahadan bir muhbirin rol oynadığına dair kanaati artırmıştı.
Bu kapsamda henüz güvenlik ve istihbarat kaynakları doğrudan bir muhbire işaret ediyor olmasa da, akıllara gelen isimlerden ilki, Irak'ta Şii ittifakın İran'dan en fazla rahatsızlık duyan isimlerinden biri: Mukteda es Sadr.
İstihbarat Sadr'dan Mı Geldi
Irak'ta son dönemde İran'ın artan etkinliğinde duyduğu rahatsızlık, saldırıyla ilgili olarak Sadr'a dair şüpheleri artıran en önemli etken oldu.
IŞİD'in yenilgiye uğratılmasının ardından Irak'ta Şiiler arasında ihtilaflar yeniden su yüzüne çıkarken, ülkede adı en çok anılan isim Sadr'dı. Seçimlerden galip çıkan Sadr, Irak’ın tartışmasız şekilde en geniş tabanlı Şii hareketi olan Sadr Hareketi'ni yönetti ve yoksul Şiilerin sosyo-ekonomik reaksiyonerliğinden güç almayı sürdürdü.
Sadr'ın babası Muhammed Sadık es Sadr, Irak'ta İran destekli Şiilere olan mücadelesiyle tanınıyordu. Babasının ölümünden sonra, Irak tamamen İran etkisine girinceye kadar Sadr genel olarak İran ve İran destekli Şiilere karşı mücadelesini sürdürdü.
Ülkede IŞİD'in ortaya çıkması, İran destekli olan ve Irak'ın en üst düzey Şii mercii olan Ali Sistani'nin fetvasıyla Haşdi Şabi'nin kurulması ve İran destekli Şii milislerin ülkeyi ele geçirmesi, Sadr'ın önemini oldukça azalttı.
Bu doğrultuda Sadr, İran destekli Şii milisler ve Sistani karşısında pasifize oldu. Kasım Süleymani öncülüğünde kurulan Şii milis örgütler, Sadr Hareketi'ni ve Sadr'a bağlı milisleri devre dışı bırakarak zamanla Irak'ın tek hakimi oldu.
Irak'ta Patlak Veren Protestolar
Ancak IŞİD'in sona ermesi ve Irak Şiileri için görünen bir tehdidin kalmaması, Şii grupları yeniden birbirine düşürdü.
Irak'ta 2019 yılının sonlarında patlak veren gösteriler, İran destekli Fars Şiiliği etkisine karşı yerel Arap Şiiliğini savunan Sadr için bir fırsat oldu.
Sadr, her fırsatta gösterileri desteklerken, İran destekli hükümetin yıkılmasını sağladı ve ülke derin bir protesto sarmalına girdi. İran destekli milis güçler protestolara saldırırken, Sadr'a bağlı Seraya Selam milisleri de gösterileri korumaya başladı.
Kasım Süleymani'nin Irak'a gelme nedeninin, İran destekli hükümete karşı protestoları bitirmek ve ülkede İran istikrarını yeniden tesis etmek olduğu ifade ediliyordu.
Bu doğrultuda Süleymani'nin faaliyetleri etkisini göstermeye başlarken, Süleymani'nin öldürüldüğü haberi gündeme düştü.
Göstericiler Tutuklandı
Her ne kadar Sadr, Süleymani'nin ölümü sonrası tepkili açıklamalar yapsa ve ABD karşıtı söyleme ağırlık verse de, İran etkisini Irak'ın her tarafına yayan Süleymani'nin ölümünün en çok Sadr'ın Fars Şiiliği karşıtı politikasına destek olacağı düşünüldü.
Sadr'ın desteklemiş olduğu Iraklı protestocular da sokaklara dökülerek, Kasım Süleymani'nin ölümünü kutladı.
İhtimaller
Orta ve uzun vadede bakıldığında, İran etkisindeki Irak'ta bu etkinin kırılmasından en çok istifade edecek ismin Sadr olduğu düşünülebilir.
Zira Sadr, hem ülkedeki Şii çoğunluğun büyük kısmından destek görüyor, hem de Irak'ta İran destekli olmayan en büyük Şii hareketi yönetiyor.
Sadr'ın ABD'ye Süleymani'nin öldürülmesi için gerekli istihbaratı sağlaması ve uzun vadede ABD ile bir işbirliğine kapı aralaması, Sadr Hareketi'nin İran etkisinden arındırılan Irak için tek alternatif olmasıyla sonuçlanabilir.