DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, partisinin Diyarbakır’daki iftar programına katılarak gündeme dair açıklamalarda bulundu. Babacan, Türkiye’nin yıllardır süren çatışma ortamından zarar gördüğünü belirterek, “Ya ileriye bakıp hep birlikte kararlılıkla yürüyeceğiz ya da bin yıllık fırsatı kaçıracağız. Ya birleşeceğiz ya da ayrışmaya devam edeceğiz” dedi.
Babacan, temel hakların pazarlık konusu olamayacağını ifade ederek, şu sözleri kullandı: "Daha önce de söyledim; barış savaştan iyidir. Sükunet kavgadan iyidir. Diyalog çatışmadan iyidir. Yaşamak ölmekten iyidir. Ülkemiz bitmek bilmeyen çatışmalardan, saldırılardan, kardeşi kardeşe kırdıranlardan çok çekti. Artık kaybedecek tek bir saatimiz bile yok.”
Babacan, Türkiye’de otoriter zihniyetin yalnızca iktidarda değil, muhalefet içinde de yer aldığını söyleyerek, öfke, düşmanlık ve ırkçılıkla beslenen gruplarla mücadele edeceklerini belirtti. "Biz hiçbir zaman Diyarbakır’da kuzuyu hatırlayan, Ankara’da kurtun yanında olan olmadık. Popülizmin arkasına saklanmadık, sürekli siyaset ürettik. Kimlikler üzerinden kavga yaratılan bir Türkiye istemiyoruz. Seçmenin iradesini gasp eden kayyım uygulamalarına karşıyız."
Babacan ayrıca, anadilin temel insan hakkı olduğunu ve bu konuda anayasal güvenceye ihtiyaç duyulduğunu vurguladı.
“Çözümünadresi TBMM’dir”
Babacan, sorunların çözümünün demokratik siyaset zemininde olması gerektiğini ifade ederek şunları söyledi: "Haklar ve özgürlükler pazarlık konusu yapılamaz. Çözüm meşru siyasetle olur. Türkiye’nin sorunları, ancak TBMM çatısı altında çözülmelidir.”
“Kürtçe içinanayasal güvence gerekiyor”
Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Babacan, anadilin temel insan hakkı olduğunu belirterek, şu ifadeleri kullandı: "Bugün İmralı’dan gelen çağrı Kürtçe okunmaya başladığında birçok kanal yayını kesti. Kimi korktuğundan, kimi ideolojik sebeplerle. Bunun için kanuna gerek var mı? Bunları açmak çok kolay ama daha büyük resme baktığımızda anayasa değişikliği gerektiren konular var. Biz temel haklarla ilgili 354 maddelik bir taslak hazırladık.”