“Tarihi fırsat olan barışı tartışmaya çalışırken birileri çıkmış Lozan tartışılıyor, ‘devlet bölünecek, devlet battı, bitti' diyor. Devleti batıran, bitiren cumhuriyeti yok eden bir anlayış yok” diyen Bakırhan, cumhuriyetin demokratikleşmesi ve Kürt halkının eşit vatandaşlık hakkının tanınması gerektiğini vurguladı.
DEM Parti’nin “Tarımsal Krize Karşı Çiftçilerle Buluşuyoruz” programı kapsamında Muş’ta konuşan Bakırhan, Lozan’a ve barış sürecine dair yapılan spekülasyonların amacının toplumda korku yaratmak olduğunu söyledi. “100 yıl önce birlikte kurduğumuz cumhuriyetin demokratikleşmesini istiyoruz. 100 yıl önce beraber Çanakkale’de, Maraş’ta, Urfa’da dedelerimizin birlikte mücadele ederek emek verdikleri bu cumhuriyet Kürt'ü de tanısın, Kürt'ü eşit yurttaş olarak görsün, Kürt'e de kardeşi gibi yaklaşsın” ifadelerini kullanan Bakırhan, devletin doğudaki yatırımlarını artırması gerektiğini dile getirdi.
"Bu süreç DEM Parti ile AK Parti arasında değil"
Lozan Antlaşması üzerinden yapılan korku politikalarına işaret eden Bakırhan, “Barıştan rahatsız olanlar da var. Hiçbirimizin çocuklarının yaşamını yitirmediği, annelerimizin dizlerinin bağı çözülmediği bir sürece itiraz edenler de var” diyerek, Türkiye’nin barış ve demokrasi temelinde yeni bir sürece ihtiyacı olduğunu belirtti.
Bakırhan, barış sürecinin sadece bir partiye değil, tüm topluma ait olduğunu vurgulayarak, “Bu süreç DEM Parti ve AK Parti arasında yürüyen bir süreç değil. Bu süreç devlet ve hükümetle 86 milyon insan arasında yürüyen, kadim kardeşliği ve eşitliği sağlayacak bir süreçtir” dedi.
“Geçmişin kısır döngülerine hapsolmayalım”
Barış ve demokratik çözümün önündeki engellerin bilinçli olarak yaratıldığını savunan Bakırhan, şu çağrıyı yaptı:
Bugün ve yarın için toplumsal kesimlerin kendini eşit ve özgür hissedeceği bir Türkiye’yi birlikte gelin inşa edelim. Geçmişin kısır döngülerine artık hapsolmayalım.
Bakırhan, Türkiye'nin çatışmalı geçmişten çıkmasının ancak Kürt meselesinin barışçıl yollarla çözülmesiyle mümkün olacağını belirtti. “Tarihsel bağlamlar üzerinden barış çabalarını sabote etmek, 100 yıllık paranoya ve korkuları Türkiye halkının önüne koymak 'barış olmasın, insanlar ölsün' demenin başka bir adıdır” diyen Bakırhan, halkı sağduyulu davranmaya ve barışı sahiplenmeye çağırdı.
“Çatışmalar açlık, yoksulluk ve kriz getirdi”
Bakırhan, konuşmasının son bölümünde çatışmalı sürecin ekonomik sonuçlarına dikkat çekti:
Eğer bugün emekliler 12-14 bin lira alıyorsa bu çatışmalı süreçten dolayıdır. Eğer 22 bin lira asgari ücretle insan ev kiralarını bile ödeyemeyecek şekilde perişan halde yaşıyorsa bu çatışmalı süreç sebebiyledir. Çatışmaya giden milyar dolarları çiftçiye ve emekçiye, ezilenlere ve yoksullara hizmet olarak göndermek hepimizin boynunun borcudur.
DEM Parti Eş Genel Başkanı, konuşmasını toplumsal barış ve demokratik dönüşüm çağrısıyla bitirdi:
Tarihsel bağlamlar üzerinden barış çabalarını sabote etmek, 100 yıllık paranoya ve korkuları Türkiye halkının önüne koymak 'barış olmasın, insanlar ölsün' demenin başka bir adıdır. Muşlular bunu bilmiyor mu? Muşlular kimin bu sürecin karşısında ne yaptığını anlamıyorlar mı? Bu süreci sabote etmeye çalışanlar Türkiye toplumunu, Kürtleri ne zannediyorlar? Bizler odağımızı kaybetmeyelim. Ayrıntılarla boşa vakit harcamayalım. Odağımız Kürt meselesinin barışçıl çözümüne imkan sunan silahsızlanmayı selametle gerçekleştirmek ve ülkemizi demokratik hukuk devleti yapmaktır. Bunun için bu süreci büyük bir sabırla, büyük bir mücadeleyle devam ettireceğiz. Her birimizin üzerine düşen asıl vazife barışı inşa etmek, kapsayıcı bir dil kurmak, toplumun hassasiyetlerine göre hareket etmektir. Herkesi kutuplaştırıcı söylemlerden uzak durmaya, sağduyulu bir dille bu süreci sahiplenmeye davet ediyorum.
