Kürdistan Sosyalist Partisi (PSK) Genel Başkanı Mesut Tek, Türkiye’de bu defa yapılacak seçimlerin geçmiş seçimlerden daha önemli olduğuna vurgu yaparak, seçime katılmayı düşündüklerini vurguladı. Günümüz Türkiye şartlarında Kürt oylarının kilit öneme sahip olduğuna dikkat çeken Tek, Kürt taraflara ortak bir proje ile seçime katılması önerisinde bulundu.
PSK Genel Başkanı Mesut Tek başkanlığında bir heyet önceki gün Kürdistan Bölgesi’ne gelerek Başkan Mesud Barzani ve diğer partilerle görüşme gerçekleştirdi.
Rûdaw TV’de Hêvîdar Zana’nın sunduğu 15:00 bültenine konuk olan Tek, ziyaretin amacı, görüşmeleri, Türkiye’deki siyasal durum, Kürt taraflar arasındaki ilişkiler ve Kürtçe seçmeli dil dersi konusunda değerlendirmelerde bulundu.
Koronavirüs salgını nedeniyle uzun bir süredir Kürdistan Bölgesi’ni ziyaret edemediklerine dikkat çeken Tek, bu süreçte fırsat bulduklarını ve Erbil’e gelerek Başkan Barzani ve diğer siyasi taraflarla görüştüklerini söyledi
“Başkan Barzani, Kürt tarafların birliğine vurgu yaptı”
Başkan Barzani ile görüşmelerinin içeriği hakkında konuşan PSK lideri Tek, “Bugün Kürt sorunu Kuzey Kürdistan, Rojava ve Güney Kürdistan’da iç içe geçmiş. Görüşmemizde bu konudaki görüşlerimizi Barzani’ye aktardık. O da görüş ve öngörülerini dile getirdi” dedi.
Gündemede Türkiye’de olası bir erken seçim konusunun gündeme gelip gelmediği sorusunu yanıtlayan Tek, “Görüşme özel olarak erken seçimlere dair değildi. Türkiye’deki siyasal duruma ilişkindi. Bu konudaki görüşlerimizi, düşüncelerimizi anlattık. O da görüş ve önerilerini dile getirdi. Fakat Kürt taraflar arasındaki birliğin şart olduğuna vurgu yaptı. Çözümün anahtarı birliğimizden geçiyor. Her şeyden önce gücümüzün ve tavrımızın bir olması gerektiğine dikkat çekti” ifadelerini kullandı.
“Beş siyasi taraf olarak bir noktaya ulaştık”
PSK olarak, Kürdistan Özgürlük Partisi (PAK), Kürdistan Demokrat Partisi-Bakur (PDK-Bakur), PÊLKURD ve Kürdistan Demokratik Hareketi (TEVGER) ile iki yıl önce ortak bazı çalışmalara başladıklarını hatırlatan Tek, “O zamanlar koronavirüs salgını bu kadar önplanda değildi. İki yıl önce Diyarbakır’da diğer taraflar, şahsiyetler ve demokratik güçlerle kapsamlı bir toplantı yapmaya karar vermiştik. Burada işbirliğimizi deklere etmeyi düşünüyorduk ancak pandemi buna engel oldu. Yine de ilişkilerimiz devam etti. Bazı münasebetlerle ortak açıklama yaptık, ortak tavır belirledik. Son dönemde yüz yüze görüşmelerimiz yeniden başladı. Beş siyasi taraf olarak bir noktaya ulaştık. Bu ortak nokta da ulusal faaliyetlere dönüktür. Fakat gerçeği söylemek lazım; Türkiye’de demokratik çalışmamalara ortak katılım konusunda bazı çelişkilerimiz var. Biz bunu da normal görüyoruz. Çünkü biz farklı partileriz ve farklı görüşlere sahip olmamız doğaldır. Fakat genel olarak Kürt ulusal sorunu ve çözümü konusunda aynı görüşteyiz” sözlerini sarf etti.
“Kürt oyları daha değerli hale geldi”
Mesut Tek, “PSK olarak seçimlere katılacak mısınız?” sorusuna, “Şu anda çok farklı bir gelişme olmazsa tavrımız seçime katılmaktan yanadır” yanıtını verdi.
Bunun gerekçelerini de sıralayan Tek, şunları söyledi:
“Kürtler seçime katılacaktır. Çünkü bu seçim diğer seçimlerden farklı olacaktır. Birincisi Türkiye’deki ekonomik durum kötüye gidiyor. İkincisi AK Parti hükumeti ve ortağı MHP bir çok toplumsal sorunla ve hatta derin krizlerle karşı karşıya. Siyasi kriz, ekonomik kriz öyle bir hal almış ki bu seçimi diğer seçimlerden daha önemli ve farklı hale getiriyor. Üstelik Türkiye bir yandan Güney Kürdistan’ı, Suriye Kürdistanı’nı işgal etmiş. Libya’da ve her yerde zor duruma düşmüş ki bu da Kürtler için bir fırsat. Nasıl bir fırsat; Türkiye’de başkanlık sistemi ile gündeme gelen 50+1 sistemi, Kürtlerin oylarının daha da önemli hale gelmesine ve daha değerli olmasına yol açmış. Türkiye’de önceki belediye seçimlerde de gördük ki İstanbul, Ankara, Adana gibi büyük şehirlerde belediyeler AK Parti’nin elindeydi. Fakat Kürtler CHP’yi desteklediği için bu belediyeler CHP’ye geçti. Bu da gösteriyor ki tüm taraflar için zaferin anahtarı Kürtlerin elindedir. Halk içerisinde yapılan anketler de iki ittifakın (Cumhur ve Millet) oy oranlarının hemen hemen aynı seviyeye geldiğini gösteriyor. Kürtler hangi tarafa meyil gösterirse o taraf kazanır. Bu nedenle bizim önerimiz şu; Kürtler bazı müşterek ulusal konular, yine temel insan hakları, düşünce özgürlüğü ve demokratik haklar konusunda anlaşıp ortak bir program sunmalı. Hangi taraf bu şartları kabul ederse o taraf desteklenir.”
“Önerilerimizi CHP’ye açıkça anlattık”
Daha önce CHP ile gerçekleştirdikleri görüşmede bu konudaki görüşlerini dile getirip getirmediklerini sorununu da yanıtlayan Tek, “Evet, bu konuları anlattık. Ancak daha da önemlisi CHP’ye açıkça şunu söyledik; Kürtlerin ‘eski kefen hırsızına bin rahmet’ diye bir atasözü var. Onlar biz iktidara geliyoruz diyorlar. Biz de diyoruz ki; öyle yapmayın ki biz Kürtler eski kefen hırsızına bin rahmet etmeyelim. Bazı taleplerimiz olduğunu ilettik. Bu taleplerin ulusal, demokratik ve temel haklar olduğunu söyledik. Nedir bu talepler? Kürt kimliği ve dilinin tanınması, Kürtçenin eğitimde, resmi kurumlarda kullanılması, Kürdistan isimli parti ve kurumların faaliyetlerinin serbest olması. Buna benzer bazı müşterek insan hakları, demokratik haklar vardı onları dile getirdik” diye konuştu.
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun sön dönemde, “Kürdistan lafından rahatsız oluyorum” şeklindeki sözlerini de değerlendiren PSK lideri Tek, “Kılıçdaroğlu’nun bu sözünden rahatsız olduğumuzu kendilerine ilettik. Keşke Kılıçdaroğlu Kürt ve Kürdistan konusunu Türk halkı içinde anlatsaydı. Bu da Türk siyasetinin paradokslarından biri. Kürdistan’a geldiğinde Kürtlerden bahsediyorlar. Ama biz kendimizi biliyoruz, taleplerimizi biliyoruz. Davutoğlu, Babacan, Kılıçdaroğlu veya Cumhurbaşkanı’nın gelip bize Kürtlerden Kürdistan’dan bahsetmesi gerekmiyor. Şart o ki bu söylediklerini gidip Kayseri’de, Ankara’da, Türkçülük fikrinin katı şekilde savunulduğu yerlerde anlatsınlar. O zaman bu söylediklerinin bir değeri olur” dedi.
Sadece CHP değil, diğer bir çok tarafla da görüşme talebinde bulunduklarını anlatan Tek, “DEVA Partisi, Gelecek Partisi, Saadet Partisi ile de görüşme talep ettik. HDP ile görüştük. Bu partimizin bir projesi. Sadece siyasi partileri değil, sendikaları, demokratik kurum ve dernekleri, Türkiye siyasetinde etkisi olan kurum ve kuruluşları ziyaret etme, görüşlerimizi onlara iletme ve onların da görüş ve önerilerini alma planımız var. Bu projeyi hayata geçirmeye başladık” ifadelerini kullandı.
“Kürt dili her partinin temel amaçlarından biri olmalı”
Kürtçe eğitim konusunda PSK’nin tavrı ve bu konuda bir kampanyalarının olup olmadığı şeklindeki bir soruyu yanıtlayan Tek, “Kürt kimliğinin en temel unsurlarından biri Kürt dilidir. Devlet de bunu çok iyi biliyor. Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundan bu yana devlet bütün gücü ile, tüm imkanları ile Kürt dilini yok etmeye çalışmıştır. Evet zayıflamıştır, Kürtçe konuşanların sayısı azalmıştır, bu zulüm hep süregelmiştir ama yine de Kürt dilini tamamen ortadan kaldırmayı ve asimile etmeyi başaramamıştır. Bu nedenle Kürt dilini korumak, Kürt kültürünü ileri taşımak ve geliştirmek Kürdistan’daki siyasi partilerin temel amaçlarından biri olmalıdır” diye konuştu.
Önceki yıllarda PSK’nin de katılımı ile Diyarbakır’da dil konferansı düzenlediklerini anımsatan Tek, “Konferansta komisyonlar oluşturuldu. Bu komisyonlar yasak ve hukuki açıdan Kürt dili için en yapılmalı konusunu tartıştı. Sonrasında hazırladıkları raporu sundular. Konferansta Kürt Dil Platformu kurulmasına karar verildi. Şu an dokuz Kürt partisi bu platform içerisinde yer alıyor. Fakat biliyoruz ki Kürt dilinin korunması, ilerletilmesi siyasetin olduğu kadar aydınların, dil bilimcilerin, sivil toplumun görevidir. Şartlar o zaman bu platformun siyasi partiler tarafından kurulmasını gerekli kılıyordu. Fakat biz bunun yetersiz olduğunu biliyorduk. Bir ayağı eksikti. Bu ayak da aydınlar, sanatçılar, yazarlar ve sivil toplum örgütlerinden oluşuyor” dedi.
“Kürt dili önündeki engellerden biri de devletin kendisidir”
Mesut Tek, sözlerine şunları ekledi:
“Yurt içinde ve dışında konferans yaparak uzmanlara, kurumlara, sanatçılara ve yazarlara çağrı yapmayı planlıyorduk ama koronavirüs belası buna imkan tanımadı. Ama Kürt Dil platformu bu güne kadar da çalışmalarına devam ediyor. Kürt Dil ve kültür Ağı ile işbirliği sağladı, birlikte Kürtçenin resmi eğitim dili olmasını amaçlayan bir kampanya başlattılar. İmza kampanyası yürüttüler, bu kapsamda siyasi partilerle görüştüler. HDP, DEVA Partisi, CHP ile görüştüler. Kürt Dil Platformu çok önemli ve güzel çalışmalar yaptı. Urfa’da, Batman ve Mardin’de şubelerini açtı. Şimdi de Van’da şube açmayı planlıyor. Bu noktada Platform önemli çalışmalara imza attı ama diğer tüm çalışmalarda olduğu gibi burada da engellerle karşılaştığımız oluyor. Bu engellerden biri de devletin kendisidir. Batman’da sadece basın açıklamasını engellemeyi bırakalım, imza toplanmasına bile izin vermediler. Çünkü hükumet de, rejim de Kürt dilinin, kültürünün gelişmesini kendisi için bir tehlike olarak görüyor.”
“Kürtler dil dersini tercih etmeli”
Kürtçe seçmeli ders konusunda ailelere ve öğrencilere de çağrıda bulunan Tek, “AK Parti hükumeti şimdi kendince uyanıklık yapıyor. Dilinizi ve dininizi seçim diyor. Ama biz din dersleri önünde bir engel olmadığını görüyoruz. Aksine zaten devlet din derslerinin artması için teşvik ediyor. Engellenen ve önü alınan dil dersleridir. Kimse din önünde bir engel oluşturmamıştır. Zaten okullarda, kurslarda özgürce öğreniliyor. Fakat Ahmedê Xanî bize yasaklanıyor. Dilimiz yasaklanıyor ve Kürtçe seçmeli ders bir lütufmuş gibi gösteriliyor ve ya din dersi yada dil dersini tercih edin diyorlar. Hayır, Kürtler dil dersini tercih etmelidir” dedi.