Bir insan kendi olunca mı yoksa başkaları için kukla olunca mı kararında ve icraatında daha çok isabet eder? İnsan, gücün ve güçlünün mü yoksa hakkın tarafında mı yer almalıdır? İzzetli bir duruş hangisindedir?
Milletvekilliği nedir, Bakanlık nedir? Neyin vekaleti, kimin vekili, neye nezaret etmek, neyi gözetmek?.
Bir insan kendi olunca mı yoksa başkaları için kukla olunca mı kararında ve icraatında daha çok isabet eder? İnsan, gücün ve güçlünün mü yoksa hakkın tarafında mı yer almalıdır? İzzetli bir duruş hangisindedir?
İnsan sorumluluk üstlenince, işe nerden başlamalıdır sizce? Öncelikle seçmeninden mi başlamalıdır, dünyalığı mı toplamalıdır? Yoksa makamını şöhretine mi feda etmelidir? Alkışı mı, duayı mı? Hakkın ve halkın rızasını mı, bürokrasinin plaketini mi? Hangisini önemsemeli, hangisini istemelidir?
İşte sevgili büyüğümüz sayın Şerafettin ELÇİ, milletinden aldığı vekaletle milletine hizmetkar oldu. Makamının tüm olanaklarını halkının hizmeti için seferber edip buna nezaret etti.
Hep kendi oldu. Kimi \"tırşıkçı\" siyasiler gibi egemen gücün karşısında el pençe divan durup, izzetinden ve kişiliğinden ödün vermedi. Hem kendini hemde mensubiyetinden büyük onur duyduğu Kürd milletinin onur ve izzetini hep koruyup kolladı.
O işe başlarken dünyalığa ve şöhrete aldanmadı. Seçmeninden de öte bir hedefe odaklandı. O Kürd milletine hizmet etmeyi kendine görev saydı. O ulusal bir perspektife sahip bir insandı. İşte o aziz insan, böylesi büyük hedeflerin adamıydı.
Bunun Kürd milletindeki karşılığını, cenazesinde toplanan yaklaşık yüzbin insanın toplanmasında şahit olduk.
Bugün sevgili büyüğümüz sayın Şerafettin ELÇİ\'nin vefatının yıldönümü.
Kendisini rahmetle, sevgiyle, özlemle anıyorum.