AP Türkiye Raportörü Nacho Sanchez Amor, AP Dış İlişkiler Komitesi’nin önceki gün yapılan toplantısında hazırladığı 2020 Türkiye Raporu’nu sundu. 2021 yılı Şubat ayında AP Genel Kurulu’nda oylanması beklenen raporun, Türkiye ile müzakerelerin devamı konusunda karar AB Konseyi’nde olduğu için bağlayıcı niteliği bulunmuyor.
Türkiye-AB ilişkilerinin “derinlikten uzak, güncel gelişmeler üzerine kurulu ve günü kurtarmaya dayalı bir şekil aldığı” tespiti yapılan raporda Türkiye’de “gerileme” yaşanan üç öncelikli alan olarak “hukukun üstünlüğü ve temel haklarda yaşanan gerileme”, “geriye gidişe yol açan kurumsal değişiklikler” ve “açık bir AB karşıtlığı da içeren çatışmacı dış politika” sıralandı.
Cumhuriyet'ten Hüseyin Hayatsever'in haberine göre, geçmiş raporlara göre Türkiye’nin son dönem dış politika adımlarının daha fazla yer tuttuğu raporda Türkiye’nin Suriye, Libya ve Dağlık Karabağ politikaları eleştirildi.
Raporda, AB’nin hiçbir teşvikinin, Türkiye’de olgun bir demokrasi inşa edilmesini sağlayacak siyasi irade oluşturulmasına yol açmayacağı ifade edildi. Türkiye ve AB’nin “ilişkilerin mevcut çerçevesini gerçekçi bir şekilde değerlendirmeleri ve ilişkilerde olası yeni modelleri araştırmaları için” müzakerelerin dondurulması çağrısı yapıldı.
Toplantıda taslak Türkiye raporunun sunuş konuşmasını yapan Amor, Türkiye'nin AB'ye aday bir ülke olmasına karşın son dönemde dış politika başta olmak üzere tüm alanlarda Avrupa değerlerinden ve siyasetinden uzaklaştığını söyledi. Amor, “Bu rapor, Türkiye’yi eleştirip yolumuza devam ettiğimiz diğer raporlar gibi olmamalı. AB-Türkiye ilişkilerini yeniden değerlendirmemiz gereken bir dönemdeyiz. İlişkilerin mevcut çerçevesi, hem AB hem de Türkiye için faydalı mı, bunu sormamız gerekiyor” dedi.
AB açısından Türkiye’deki hukukun üstünlüğü ve temel haklar konusundaki eksiklikler ile Türkiye’nin “kavgacı” dış politikasının ilişkilerde sorun yaratmaya devam ettiğini dile getiren Amor, “Türkiye-AB ilişkilerinin çerçevesinin yeniden ele alınması gerekiyor. Bu rapor, müzakere sürecinin dondurulmasını talep ediyor. Bunu bir ceza olarak değil, AB-Türkiye ilişkilerinin bir bütün olarak yeniden değerlendirilmesine ihtiyaç olduğu için talep ediyoruz” diye konuştu.
Amor Konsey ile Parlamento'nun farklı görüşlerde olmasını da eleştirdi, “Avrupa Konseyi Türkiye ile sanki bir aday ülke değilmiş gibi ilişki kuruyor, Avrupa Parlamentosu ise Türkiye’yi sadece bir aday ülkeden ibaretmiş gibi görüyor. Bizim, AB olarak Türkiye'yle ilişki kurmada tek bir dış polikaya sahip olmamız gerekiyor. Ancak bundan sonra ilişkilerimizi yeniden değerlendirebiliriz” dedi.