Yunanistan Savunma Bakanı Nikolaos Panagiotopoulos, Yunan Action 24 televizyon kanalına verdiği özel mülakatında Türkiye-Yunanistan ilişkilerini değerlendirdi.
Türkiye ile Yunanistan arasında sıcak bir çatışmanın çıkmasına ihtimal vermeyen Panagiotopoulos, “Ancak Yunan silahlı kuvvetlerinin her ihtimale karşı hazır bulunması gerektiğini” belirtti.
“Türkiye tarafından ifade edilen düşmanca, tahrik ve hakaret söylemlerinin retorik alanında sürdüğünden” şikayet eden Panagiotopoulos, “Bu söylem alanındaki gerginliğin sahaya yansıyıp yansımayacağını zaman gösterecek” dedi.
Bu nedenle Yunan hava kuvvetlerinin Fransız yapımı Rafale tipi savaş uçaklarını satın almakla ve Yunan donanmasını güçlendirmek için yeni tip firkateynlerin Yunan tersanelerinde inşası için hem Fransa hem İtalya ile müzakerelerin sona yaklaştığını; eldeki Alman yapımı MEKO tipi firkateynlerin modernleştirilmesi için Almanya yapım şirketiyle anlaşma sağlandığından” söz etti.
Panagiotopoulosi, “Yunanistan’ın gerek Fransa gerekse ABD ile imzaladığı savunma işbirliği anlaşmaları sayesinde, gerek NATO içinde gerekse dışında kurduğu irili ufaklı ittifaklar sayesinde Yunanistan’ın kendisini daha fazla güvende hissettiğini” kaydetti.
Yunan Savunma Bakanı, Türkiye Savunma Bakanı Hulusi Akar ile her fırsatta görüştüğünü, aralarında açık bir hattın bulunduğunu ve mesajlaştıklarını söyledi.
Akar’ın kendisini eşi ile birlikte Türkiye’ye davet ettiğini belirten Panagiotopoulos, ayrıca iki ülke arasındaki güven artırıcı önlemleri öngören askeri heyetlerin tekrar müzakerelere başlaması ile ilgili davetini de değerlendirdiğini belirterek şu ifadeleri kullandı:
“Bu davetler hoş, güzel de ne askeri heyetlerin tekrar bir araya gelmesini ne de benim ve eşimin Türkiye’ye davet edilmemi kabul etmeme gibi bir karaktere sahip değilim. Ancak tepemizden Türk jetleri uçarken, hemen her gün ülkemize yönelik, tehditler, hakaret dolu söylemler, Cumhurbaşkanının bile ‘bir gece ansızın gelebiliriz’ şeklindeki tehditleri sürerken bu gibi askeri ya da sosyal içerikli ziyaretlerin anlamı olmaz. Bu askeri ya da sosyal içerikli ziyaretler ülkemize yönelik hakaret ve tehdit söylemlerinin sona ermesiyle gerçekleşebilir” şeklinde konuştu.
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Eylül ayında yaptığı bir konuşmada, son dönemde Yunanistan’la yaşanan gerilimlere değinerek, “Adaları işgal etmeniz falan bizi bağlamaz. Vakti saati geldiğinde gereğini yaparız. Hani diyoruz ya, bir gece ansızın gelebiliriz” ifadesini kullanmıştı.
Hulusi Akar ise geçen hafta yaptığı bir konuşmada, Yunanistan ile son dönemde yaşanan gelişmeleri değerlendirirken, "Kendi problemlerimizi çözebiliriz diye kendilerine söylüyoruz. Bu konuda Yunanistan'ın gerginliği artırıcı eylem ve söylemlerinden vazgeçmesini ve bu konuda olabildiğince sorumlu ve sağduyulu konuşmalarını beklediğimizi söylüyoruz. Ortamı germeyin, diyalog ortamını bozmayın diyoruz" ifadelerini kullanmıştı.
İki ülke arasındaki sorunları "diyalog yoluyla çözme" çağrısı yapan Akar, "Derinlikli problemler var. Çağırın bizi Yunanistan'a gelelim, konuşalım, gelin buraya konuşalım. Kendi problemlerimizi kendimiz çözebiliriz" demişti.
Panagiotopoulos, “İki ülke arasında bir anlaşma sağlanamaz mı?” sorusunu ise “İki ülkenin her konuda anlaşabileceğini varsayanlardanım. Ancak Türkiye’nin Yunanistan’a yönelik bu davranışları sona ererse olumlu adımlar atılabilir. Bir müttefik ülke diğer bir müttefik ülkeye doğrudan doğruya askeri tehditlerde bulunuyorsa anlaşmak mümkün olamaz” şeklinde yanıtladı.
“S-300’leri Ukrayna İstedi Ama Vermedik”
Panagiotopoulos, bu arada Yunanistan’ın elinde bulundurduğu Rus yapımı S-300 füzelerinin Ukrayna’ya verilmesi için Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy’nin önerisine olumlu cevap veremediğini açıkladı.
Zelenskiy’e “Biz şu anda tehdit altındayız. ‘Bir gece ansızın gelebiliriz’ gibi tehditlerle karşı karşıyayız. Bu nedenle savunmamızı zayıflatacak hiçbir silah yardımında bulunamayız” dediğini aktaran Panagiotopoulos, “Tehditler sonlandırılırsa bu teklife sıcak bakılabileceğini” belirtti ve “S-300’lerin Türkiye’nin elindeki S-400‘lerin teknolojik açıdan 20 yıl gerisinde bulunduğundan” söz etti.
S-300 füzeleri 1997 yılında Kıbrıs Cumhuriyeti tarafından Rusya’dan 250 milyon dolara satın alınmış; ancak Türkiye’nin tepki göstermesinden ve ABD ile yapılan anlaşmadan sonra Kıbrıs yerine Yunanistan’a sevk edilerek, Girit adasına konuşlandırılmıştı.