BM'in insan haklarını koruma ve adaleti uygulama görevine atıfta bulunan mektupta, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres'ten derhal bağımsız bir komite oluşturması ve İnsan Hakları Konseyi'nin İran'la ilgili olağanüstü bir oturumu düzenlenmesi talep edildi.
İran, Amerika, İngiltere, Kanada ve İsrail başta olmak üzere farklı ülkelerden 687 hukukçu ve aktivist tarafından imzalanan bu mektuba göre, yaygın insan hakları ihlalleri ile bilinen İran'da en son Doğu Kürdistanlı Jina Emini'nin polis tarafından öldürülmesinin ardından meydana gelen halk protestolarının insan haklarına aykırı bir şekilde bastırıldığı belirtildi.
Mektupta, cinsiyete dayalı kapsamlı ve sistematik baskı, Doğu Kürdistan, Sistan ve Belucistan illerinde askeri olmayan personelin genel olarak öldürülmesi ve çocukların doğrudan sokaklarda kurşuna dizilmesinden söz edilmekte ve İslam Cumhuriyeti'nden yaygınlaşan hak ihlallerinden bahsediliyor.
Çoğu "Duty Street Chambers", "Uluslararası Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Eylem Ağı" ve "Gelecek Nesil" gibi prestijli hukuk gruplarına üye olan imzacı avukatlar, kız öğrencilerin bilgilerinin sivil polisler tarafından kaçırılmasına da atıfta bulunularak, plakasız arabalarla, öğrenciler kaçırıldığına vurgu yapılarak bu eylemleri çocuk hakları sözleşmesine aykırı olarak nitelendirdiler.
Son olarak mektupta, tutsakların yaşam, sağlık ve haysiyetine saygı gösterilmediğini ve korunmadığını ifade etmekte ve bu tür davranışları tutsaklara yönelik asgari muamele standartlarının temel ilke ve kurallarına aykırı olduğu belirtildi.
Birleşmiş Milletler, İslam Cumhuriyeti yetkililerini araştırmak ve ciddi suçları araştırmak için savaş suçları, insan hakları ve çocuk hakları dahil olmak üzere uluslararası yasalara tabidir.