Erdoğan'ın açıklamasıyla Ankara-Şam hattında 2012'de kesilen ilişkilere rağmen diyaloğun tamamen sona ermediğinin teyidi oldu. Erdoğan’ın açıklaması iki başkent arasındaki temasa işaret etse de, bu temasın kapsamı ve içeriğine dair yeni soruları da beraberinde getirdi.
DW Türkçe'nin haberine göre, Türk Dışişleri yetkilileri, Ankara-Şam hattında istihbarat düzeyinde temas kurulmuş olmasının "sürpriz görülmemesi" gerektiğine işaret ediyor.
Türk yetkililer, siyasi liderler arasında temas olmasa bile dünyanın her yerinde istihbarat birimlerinin gerekli gördüğü her durumda temas halinde olabileceğine dikkat çekiyor.
Ankara-Şam hattındaki temasın "yeni bir diyalog kapısı" olarak nitelendirilmesinin de doğal olacağını söylemekten çekinmeyen yetkililer, bu temasta her iki ülkeyi yakınlaştıran konunun "terörle mücadele" olduğunu vurguluyor.
Yani Ankara’nın da Şam’ın da öncelikli hedefi YPG’yle mücadele. Temastan Esad’la görüşme çıkıp çıkmayacağına ilişkin ise "zamana bırakmakta fayda var" gibi temkinli bir değerlendirme yapılıyor.
Ankara, Şam’la temasın hızlanmasında ABD Başkanı Donald Trump’ın Suriye’den çekilme kararı ve arkasından özellikle Rusya ile kurulan yoğun temasın etkin rol oynadığına dikkat çekiyor.
Şam yönetimi ile Rusya’nın da desteğiyle "terörle mücadelede" ortak hareket etmenin Türkiye’nin çıkarına olduğunu belirten diplomatik yetkililer, önümüzdeki günlerde Moskova-Tahran ve Şam hattında diplomasi trafiğinin hızlanacağını söylüyor ve 14 Şubat’ta Soçi’de Erdoğan-Putin ve İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani’nin yapacağı üçlü zirvenin "kritik önemde" olduğunu vurguluyor.
Bu zirve Ankara için hem Şam’la temasta hem de Suriye’ye dönük askeri planlamalarla ilgili yeni bir yol haritası olarak değerlendiriliyor.