ABD'nin başkenti Washington'daki Kongre salonlarının, çeşitli siyasi çağrışımlar ve mesajlar taşıyan bir hamleyle, önümüzdeki pazartesi ve salı günü Suriye-Amerikan Demokrasi Konferansı'na ev sahipliği yapılması planlanıyor.
Konferans fikri, 6 Mart'ta yaşanan olaylardan bu yana Suriye sahnesini etkisi altına alan keskin gerginliklerin ardından Suriyeliler ile Amerikalı siyasi ve entelektüel figürler ve çeşitli milletlerden diğerleri arasında gerçekleşen yoğun siyasi tartışmalar ve müzakerelerden kaynaklandı.
Planlama ve hazırlık aşamasında organizatörler, konferansın Suriye'nin çeşitli coğrafyalarını yansıtmasını, tek bir renge sahip olmamasını, aksine Suriye toplumundaki çoğulculuğun gerçekliğini yansıtmasını sağlamaya çalıştılar. Bu nedenle diyaloğa ve demokrasiye inanan tüm Suriyelilere, yüz yüze veya uzaktan katılım kapısı açık bırakıldı. Organizatörlerden birinin An-Nahar'a yaptığı açıklamaya göre, davetiyeler organizatörlerin tüm siyasi ve dini grup ve bağlılıklardan temsilcilerin katılımına olan bağlılığını yansıtıyor. "Suriye'yi tek bir söyleme indirgemeyi reddettiklerini, ortak vatan fikrine itibar kazandırmaya çalıştıklarını" vurguladı.
Konferansın gündeminde insan hakları ve kadın hakları, ekonomik ve siyasi konular, Suriye'nin geleceğine ilişkin ileriye dönük bakış gibi özel önem taşıyan konular yer alıyor. Toplantıda, organizatör organların başkanları Aziz Wahba, Marhaf İbrahim ve Mudar Al-Hawrani'nin konuşmaları yer alacak.
Ancak en önemli kısım, ABD'de yaşayan bazı önde gelen Arap düşünce ve siyaset liderleriyle yapılacak açık görüşmeler ve angajmanlar olacak. Konferansın tanıtım duyurusunda, Walid Phares, Edmond Gharib, Jamal Suleiman, Khatib Badla, Tom Harb'ın yanı sıra çok sayıda Amerikalı ve uluslararası uzman, politikacı ve ekonomi ve hukuk alanlarında önde gelen isimlerin katılımı yer alıyor.
Doğu Fırat bölgesini yöneten DSG güçlerinin siyasi kanadı olan Suriye Demokratik Konseyi, konferansta konseyin Washington temsilcisi Sinam Muhammed tarafından temsil edilecek.
Konferans, Özgür Suriye Sivil Hareketi, ABD'li Aleviler Derneği ve Yeni Palmira Yardım Örgütü tarafından ortaklaşa düzenleniyor.
Konferansın Kongre binasında yapılacağı için Kongre'deki resmi ve parlamento figürlerinin katılımı ve takibi bekleniyor. Bu durum, konferansın özgür ve sivil bir ses olarak düzenlenmesi girişimine sembolik bir boyut ve destek katıyor.
Düzenleyiciler, konferansın mekanının Suriyeliler ve mağdurlarının özgürlük ve adalet değerlerini temsil eden bir merkezde karar alma süreçlerinin merkezine getirilmesini sağlamak amacıyla Kongre'nin seçildiğini belirtti.
Yeni Palmira Yardım Örgütü Başkanı Mudar el Hurani, yaptığı açıklamada, konferansın Suriye için çok önemli ve tarihi bir anda, tam olarak anlaşılamamış bir geçiş aşamasında düzenlendiğini ve sonucunun dini yönetim adına bir tür askeri diktatörlükten başka bir tür tiranlığa geçiş gibi göründüğünü söyledi.
"Konferans, Suriye'nin en büyük iki azınlığı olan Aleviler ve Dürziler'de sivillere yönelik iki katliamın ardından Suriye'de mezhepsel ve dini şiddetin tırmandığı bir zamanda gerçekleşiyor. Çoğu terörist grup olarak tanımlanan aşırı İslamcı gruplar tarafından işlenen ve fiili otoritelerin (Hayat Tahrir el-Şam) gözetimi altında gerçekleşen bu katliamlar, seslerini yükseltmek ve Suriye'deki ezilenlerin seslerini yükseltmek isteyen Amerika Birleşik Devletleri'nde yaşayan birçok Suriyeli Amerikalıyı, çoğulcu ve katılımcı bir Suriye talep etmeye ve dışlamayı ve mezhepçiliği reddetmeye yöneltti. Konferans, bu talepleri pekiştirmek için düzenlendi."
El Havrani, "Bu platform aracılığıyla sesimizin ABD'deki karar vericilere ulaşmasını istiyoruz. Çünkü onların bu büyük insani çabada ahlaki bir sorumluluğu ve önemli bir rolü var." dedi.
"Konferansın gerçek anlamda dar bir siyasi amaç taşımadığını, aksine tüm halkı için özgür, medeni ve adil bir Suriye için bir vicdan çığlığı olduğunu" vurguladı.
Beklenen tavsiyeler veya kararlar konusunda ise, "Hazırlık aşamasında konferansı diyaloğa açık bırakmaya çalıştık ve hiçbir türde kısıtlama getirmedik, böylece katılımcıları, üzerinde mutabakata varılmadan önce sonuçlara uymaya zorlamadık." dedi.
