Selvi yazısında Ambargo süresince İran’ın parasının Rusya, Azerbaycan, Birleşik Arap Emirlikleri, Kanada ve Türkiye üzerinden dışarıya çıkarıldığının söylendiğini iddia etti.
Selvi'nin yazısının ilgili bölümü şu şekilde:
''Sarraf soruşturmasını yürüten savcıların iki nokta üzerinden hareket ettikleri dikkati çekiyor.
1- Bir siyasi koruma olmadan bu ticaret yapılamaz.
2- İran’la ticaretten ziyade şahsi hesaplardaki hareketlilik.
Ambargo süresince İran’ın parasının Rusya, Azerbaycan, Birleşik Arap Emirlikleri, Kanada ve Türkiye üzerinden dışarıya çıkarıldığı söyleniyor. İran’a ambargoda Türkiye sadece belli bir zaman diliminde yer alıyor. Ama ambargo faturasının tamamı Türkiye’ye kesilmek isteniyor. Bu noktada bir kuşkumu paylaşmak istiyorum. Zarrab soruşturmasında İran ve Birleşik Arap Emirlikleri, Zarrabsavcılarına belge ve bilgi temininde katkı sağladı mı? Sorunun çengelini zihinlere asıp, Zarrab’ın para trafiği için üzerinde durulan şirketleri paylaşmak istiyorum. Bunlar, Durak Döviz, Royal Holding, Vala Döviz Dış Ticaret, Asi Kıymetli Madenler Turizm, ECB Kuyumculuk, Güneş General Trading, Mapna Group, Birleşik Arap Emirlikleri’nde Al Nafee ve İran’dan Bank Mellat ile İran Ulusal petrol Şirketi(NİOC).
Sizi Zarrab soruşturmasının teknik detaylarıyla uğraştırma niyetinde değilim. Sadece 4 Aralık’taki duruşmanın yaklaşmasıyla birlikte Türkiye’yi bekleyen tehlikeye dikkat çekmek istiyorum. Maalesef biz baştan beri bu işi çok ciddiye almadık. Reza Zarrab’ın ABD’ye gidişini doğru okuyamadık. İşi Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan Reza Zarrab’ın mağduriyeti boyutunda gördük. Ama o bir operasyondu. Geldiğimiz noktada Zarrab davası, Türkiye’ye ekonomik ve siyasi darbe vurmak isteyenlerin kozuna dönüştü.''
Abdulkadir Selvi'nin yazısının tamamını için tıklayın:
http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/abdulkadir-selvi/zarrab-davasinin-iki-hedefi-40652219