Gazete Oksijen'den İlke Gürsoy'a konuşan Bekir Ağırdır, ilk turda başa baş bir yarış olduğunu, iki aday arasında burun farkıyla Kemal Kılıçdaroğlu'nun önde olduğunu kaydederek, "Aslında seçmenin yüzde 80’inin oy tercihi artık belli. Kalan yüzde 20’nin ne kadarının sandığa gidip gitmeyeceği önemli. Gittikleri zaman da her 10 kişiden yedisinin muhalefete ya da Kemal Bey’e, üçünün Tayyip Bey’e oy vermeye daha yatkın olduğunu söylemek mümkün. İlk turda Oğan ve İnce’ye oy veren yüzde 7’nin ikinci turda Kılıçdaroğlu’na vereceği de hâlâ garanti değil" ifadelerini kullandı.
Ağırdır, Milletvekiliği seçimlerinde Millet İttifakı partilerinin toplamının, AKP-MHP'den biraz daha geride olduğunu ancak Emek ve Özgürlük İttifakı'yla birlikte Cumhur İttifakı'nın 300 milletvekilini geçemeyeceğini savundu.
Kürtler bu süreçte aktör olarak kabul görmek istiyor
Kürtler bu seçimden ne bekliyor ve sizce beklentilerinin ne kadarını alacak? Sorusuna ilşikin konuşan Ağırdır şu cevabı veriyor:
"Onlar adına konuşamam ama gözlediğim kadarıyla Kürt siyaseti kabaca iki şey bekliyor. Bir kere, bu gidişatın durdurulması. Çünkü şu anda baskıyı somut yaşayan taraf onlar. Tutuklamalar, işsizlik oranları, gelir dağılım oranları, yoksulluk oranlarıyla vesaire vesaire. Neresinden bakarsak bakalım. Dolayısıyla bu iktidarın değişmesi konusunda ana aktörlerden biri olacak. Ama ikinci bir talepleri var ve haklı bir talep. Yeni bir Türkiye, toplumsal uzlaşma, anayasa konuşacaksak oradaki maddelerin ne olup ne olmadığı değil tartışma. Ama Kürtlerin de kendi kimlikleriyle, siyasi aktörleri üzerinden, ihtiyaç ve talepleriyle o yeninin tanımlandığı, süreçte aktörlerden biri olarak kabul edilmek, var sayılmak. Onların oyunun dışında tutan ama onları da kapsayan yeni bir kurumlar ve kurallar dizisi sadece Kürtleri değil kimseyi tatmin etmez. Doğrusu da bu değil. Ama Kürtler şu anda en güçlü muhalif hareket ve demografik olarak en büyük farklı küme olarak o yeni sürecin ana aktörlerinden biri olmak istiyor. Kendi adlarına birinin onlara elbise dikip vermesini değil, o elbisenin dikimine tasarımına dahil olmak istiyorlar. Çok da haklılar. "