Son dönemde partisine yönelik eleştirileriyle kamuoyunun gündemine gelen AK Parti İstanbul Milletvekili Mustafa Yeneroğlu, partisinden istifa ettiğini Meclis'te düzenlediği basın açıklaması yoluyla duyurdu. Yeneroğlu, istifa kararını Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın çağrısı üzerine gerçekleştirdiğini duyurdu.
Siyasete Erdoğan’ın daveti üzerine girdiğini belirten Yeneroğlu, “Siyasete girerken hiçbir mücadele, hiçbir uğraş adaylık noktasında hiçbir çalışma yapmadım. İnsan hakları ihlallerine karşın hayatım boyunca mücadele etmiş olan birisiyim. Dolayısıyla Türkiye'ye geldikten sonra benim gibi düşünmeyen, benim gibi inanmayan, benim gibi yaşamayan insanların hakkını hukukunu korumank, bunları herkesten daha güçlü bir biçimde dillendirmek, ülkemde Hristiyanlara Yahudilere ayrımcılık yapılıyorsa buna karşı en güçlü sesi bir Müslüman olarak benim çıkarmam gerektiğini bilinciyle İnsan Hakları İnceleme Komisyonu'nda da mücadelemi verdim” dedi.
“Terörle mücadelede güvenlik güçleri bazzen çizgiyi aştı”
Yeneroğlu açıklamasında şu ifadelere yer verdi
Kolay bir süreç değildi, terörle mücadelede bazen güvenlik güçlerinin çizgiyi aştığı, ölçüyü aştığı durumda da benimle ciddi tartışma ve ayrışmalara girdiği bir süreçti. Son 2-3 yıldan beri partimin politikaları noktasında birçok huzursuzluk yaşadığımı, özellikle demokratikleşme sürecinde insan hakları ihlalleri ve demokratik kurumların tahrip edilmesi gibi rahatsızlık yaşadığım konuları hem parti içinde hem de kamuoyu ile paylaştım. Türkiye'nin demokratikleşme sürecinde karşı karşıya kaldığımız sıkıntılı süreçler oldu. Gezi Parkı sürecinde, FETÖ'nün darbe teşebbüsü sonrasında OHAL dönemiyle zorluk çektiğimiz birçok noktada itiraz ettiğim son zamanlarda bu itirazımı daha yüksek sesle dillendirdiğim birçok konuyu biliyorsunuz.
Son zamanlarda yüksek sesle dillendirdiği birçok konuyu biliyorsunuz. Cumhurbaşkanımızı takdir buyurdular MKYK üyeliğine seçildim. Türkiye’nin itibarını zedeleyen, insan hakları ihlallerinin ortadan kaldırılması konusunda hem partimle hem de vicdanım artık kaldırmadığı noktasında kamuoyuyla eleştirilerimi paylaştım. Son iki MKYK toplantısına bu rahatsızlıklarımın artık karşılık bulduğuna dair ya da bu rahatsızlıklarımın düzelebileceğine dair ümit taşıyamadığım için katılmadım. Ve 28 Ekim tarihinde de, konuştuğum takdirde saygısızlık olarak, konuşmadığım takdirde de ideallerime saygısızlık olacağını değerlendirerek MKYK üyeliğinden sayın Cumhurbaşkanımızı da bilgilendirerek istifa ettim.
“AK Parti kuruluş ilkelerine dönmesi gerekiyor”
Bugün sayın Fatih Şahin bey Genel Merkez’e çağırdı. Endişeleriminin olduğunu, bu eleştirilerimin bireysel bir endişe olmadığımı, bu eleştirilerimin dış dünyada da karşılık bulduğunu, Türkiye’nin itibarına zarar veren bir süreçle karşı karşıya olduğumuzu, Türkşye'nin demokratikleşmesi noktasında önümüzde çok ciddi meselelerin olduğunu bu meselelerin aşılması noktasında AK Parti’nin kuruluş ilkelerine dönmesi gerektiğini, tekrar özgürlükçü, katılımcı bir demokrasi noktasında bir yol almamız gerektiğini bildirdim. Sayın Genel Sekreter, benim görüşlerimi bildiklerini, bu çerçevede MKYK'da da bunların konuşulduğunu, sayın Cumhurbaşkanımızın benim istifa etmem noktasında bir karar ifade ettiğini bildirdiler. Ben de teşekkür ettim bugün bir basın toplantısıyla istifamı açıklayacağımı kendilerine bildirdim.
Özgürlükçü Türkiye tasavurum noktasında herhalde yalnızlaştık, yalnız kaldık ki böyle bir noktaya geldik. Bir taraftan vebal altında kalmamam noktasında gönül huzuru içerisindeyken, diğer taraftan AK Parti'nin kuruluş felsefesine baktığımızda, ne geçmişte olduğu gibi bize haksızlık yapmasın, ne de bir başkasının insan haklarını ihlal etmeyelim. Umarım bundan sonraki süreçte bunun başarılması noktasında, birbirimizi ötekileştirmeden, düşmanlaştırmadan birlikte bir Türkiye inşa etmenin bilinciyle hareket ederiz.
“Cumhurbaşkanımızın talebi doğrultusunda istifa ettim”
Ben herhangi bir hesapla siyasete girmedim. Milletvekilliğinden istifa edip etmemem noktasında böyle bir talep olmadı. Bundan sonraki süreçte herhangi bir hesap içinde olmadığımı özellikle ifade etmek isterim. Milletvekilliğinden istifa noktasında arkadaşlarımızın böyle bir talebi olmadı. AK Parti'nin kuruluşunda rahmetle yad edeceğim Erbakan Hocam'a yönelik eleştirilerin bugün çok daha şiddetli bir biçimde geçerli olması beni üzüyor.
Cumhurbaşkanımızın talebi doğrultusunda AK Parti'den de istifa ettim. Benim de sonuç olarak istenmediğim yerde kalmam mümkün değil, ilkelerimle uyuşmayan bir yerde kalmam hiç mümkün değil. Ama biliyorum ki AK Parti içinde birçok arkadaşım benden farklı düşünmüyor. Neden ben bunları ifade ediyorum? Bu bir sosyalizasyon meselesi. Ben otoriter bir eğitim sisteminde yetişmedim. Doğru bildiğini her ortamda söyleyen bir bireysellik içinde yetiştim. Bunun mücadelesini verdim. Türkiye'de bu bilincin gereğini yerine getirdim.
“Alevileri, Kürtleri reddeden bir partinin olamayacağını düşünüyorum”
AK Parti içinde birçok arkadaşımız benim gibi düşünüyor. Türkiye'nin geleceği noktasında birçok arkadaşta çok ciddi rahatsızlıkların olduğunu biliyorum. Ak Parti'nin kuruluşundaki adalet özgürlük iddiası ve bu iddialarının kurumsallaştırılması konusunda bugün geldiğimiz noktanın hiç iyi olmadığını ve bunun geliştirilmesi noktasının yine AK Parti'de olduğunu birçok arkadaşımız paylaşıyorlar.
Türkiye'deki siyasi partilerin daha çoğulcu olması gerektiğini düşünüyorum. Türkiye'deki tüm siyasi partilerin daha çoğulcu daha katılımcı olmasını bekliyorum. Muhafazakarlar itibariyle Alevileri, Kürtleri reddeden bir partinin olamayacağını düşünüyorum. Bu çerçevede sadece liderlerin talimatları doğrultusunda şekillenen bir partiden ziyade AK Parti'nin başlangıcında olduğu gibi konuşan Türkiye tasavvuruna sahip bir parti içerinde siyasetin gerçekleştirilmesini düşünüyorum. Ben bu siyasetin içerinde olurum olmam onunla ilgili hiçbir kanaatim yok. Milletvekilliğinden istifa da edebiliyorum bunu da belirttim."