Amberin Zaman, Al Monitor gazetesinde yayınlanan haberinde isminin açıklanmasını istemeyen ve S-400 anlaşmazlığını yakından takip eden diplomatik kaynakların, bu konuda herhangi bir anlaşmanın olmadığını söylediklerini aktarıyor.
Rus S-400 füze sisteminin ABD gözetimine alınmasıyla NATO müttefikleri arasındaki ilişkileri kurtarmaya yardımcı olacak bir anlaşma olduğuna dair söylentiler döndüğünü yazan Zaman, bu iddialarla ilgili olarak üst düzey bir Türk yetkilinin, "Bunu ilk kez duyuyorum" dediğini, Batılı bir yetkilinin de söylentileri "blöf" olarak nitelendirdiğini vurguluyor.
Batılı yetkili, “Erdoğan [Türkiye] vazgeçilmezmiş gibi oynuyor. Rusya'nın S-400'ün ABD gözetiminde saklanmasını kabul etme şansı yok. Ticari broşürdeki temel gerçek - onlar [ABD yapımı] F-16 ve F-35 [savaş uçaklarını] düşürmek için imal edildiler" diyor.
Bazı uzmanların 14 Haziran’da Brüksel’de yapılacak NATO Zirvesi sırasında biraraya gelecek olan iki liderin bazı konularda anlaştığını, bazılarının ise bu tür iddialara şüphe ile baktıklarını yazan Zaman, Washington Yakın Doğu Politikaları Enstitüsü'nden Soner Çağaptay’ın konuyla ilgili twitter paylaşımlarına yer veriyor.
Çağaptay paylaşımında Ankara'nın, Kongre yaptırımlarına ve Türkiye'nin F-35 programından çıkarılmasına yol açan Rus füzelerini bir NATO tesisinde ABD-Türkiye ortak gözetimi altına almayı, karşılığında da ABD birliklerinin geri çekilmesinin ardından “Afganistan'daki koalisyon büyükelçiliklerinin güvende kalmasını temin ederek” Afganistan'ın Kabil havaalanını işletme ve korumayı teklif ettiğini öne sürüyor. Çağaptay, Biden'ın daha sonra S-400 yaptırımlarını kaldırmak için yürütme feragatnamesi yayınlayacağını da ileri sürüyor.
Al Monitor’deki 3 Haziran tarihli yazısında Metin Gürcan da, “Erdoğan'ın Biden'a yeni bir formül önerebileceğine dair işaretler var: Operasyon ve bakım konusunda herhangi bir Rus müdahalesi olmadan S-400'ler Türkiye'nin güneyindeki İncirlik hava üssünde ABD’nin kontrolü altında konuşlandırılacak” diyor.
Eski bir diplomat ve önde gelen uzmanlardan Sinan Ülgen de 9 Haziran'da Bloomberg için yazdığı makalede, Ankara'nın “sistemi yalnızca Türkiye'nin ulusal güvenliğini tehlikeye atan istisnai durumlarda kullanabileceği bir anlaşmayı kabul edebileceğini” savundu. Ülgen, “S-400'ün ABD'nin kullandığı İncirlik hava üssüne kurulması, anlaşmaya riayet edilip edilmediğinin kolayca izlenmesini sağlayacaktır" diyor.
Diğer uzmanların aynı fikirde olmadıklarını, bu tür bir anlaşmanın daha önce Trump tarafından önerildiğini ancak Ankara tarafından reddidildiğini aktaran Zaman, Ortadoğu Enstitüsü Türkiye programı direktörü Gönül Tol’un, "Bu seçenek artık masada değil" şeklindeki sözlerine yer veriyor.
Tol, "Bu yönetimin Türkiye ile herhangi bir büyük pazarlıkla ilgilendiğini düşünmüyorum" diyor.
Zaman’ın haberine göre Amerikan Gelişim Merkezi Türkiye uzmanlarından Alan Makovsky de, “Bu pek fazla bir hareket alanı bırakmıyor. Diplomatlar bahse konu mülkün” incelikli tanımlarıyla oynayabilirler, ancak Biden yönetiminin bu konuda Kongre'nin iradesini engelleyeceğini düşünmüyorum ve Türklerle herhangi bir anlaşmayı sonuçlandırmadan önce kongre liderliğine danışacağını sanıyorum" diyor.
Makovsky, “Bana göre tek olası çözüm, S-400'lerin Rusya'ya geri gönderilmesi veya başka bir NATO ülkesinde, belki de ABD-Türkiye ortak gözetimi altında depolamak olacaktır" ifadelerini de kullanıyor.
Anlaşma olabileceğine dair son iddiaların nereden kaynaklandığının belli olmadığına işaret eden Zaman, “Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Antony Blinken'le dışişleri bakanı olduktan sonra Mart ayında yaptığı ilk görüşmede, S-400'ün "bitmiş bir anlaşma" olduğunu ve Türkiye'nin Moskova ile yapılan anlaşmanın bir parçası olarak ikinci parti füze bataryalarını teslim alacağını söyledi. Bildirildiğine göre Blinken da, ABD'nin daha sonra büyük olasılıkla Türkiye'ye daha fazla yaptırım uygulayacağını söyledi” şeklinde yazıyor.
Çağatay’ın, iki taraf arasında kesin bir anlaşmaya varıldığından "emin" olmadığını kabul ettiğini ve bir "düzeltme" tweet'i attığını da yazan Zaman, Çağaptay’ın, “Erdoğan'ın Türk ekonomisi ile ilgili kötü gidişatı tersine çevirmek ve tabanını yeniden inşa etmek için gerçekten ABD ile iyi ilişkiler anlatısı yaratmak istediğini söyleyebilirim. Aksi takdirde biter” şeklindeki sözlerine yer veriyor.
Zaman’ın haberinde Makovsky, “Cumhurbaşkanı Erdoğan ve ekibinin itibarını kaybetmeden meselenin çözülebileceğini düşünmüyorum. Ancak Erdoğan için bunu yapmaya değer. İki yıl sonraki seçimde, seçmenler itibar kaybını hatırlamayacak veya umursamayacak bile. Aksine, görevine yeniden seçilebilmek için Erdoğan, Washington ile daha iyi ilişkilerin getireceği ekonomik iyileşmelerden faydalanacaktır" ifadelerini de kullanıyor.
Rusların S-400’lerle ilgili konuşulan senaryolardan hoşlanmayacağını öne süren Makovsky, “S-400'ler bir silah satışından daha fazlasıydı; Rusya'nın Türkiye'yi Batı ittifakına hançer sokmak için kullanma çabasını sembolize ediyorlardı. Aslında Erdoğan S-400'lerden vazgeçerse, bu, verilen çabanın başarısızlığının - en azından kısmi başarısızlığının - bir işareti olacaktır. Ancak Moskova'nın endişesinin teknolojisinden ödün vermek olacağından şüpheliyim. S-400'leri bir NATO ülkesine nakletmek konusunda ABD ve müttefiklerinin teknolojiyi incelemenin bir yolunu bulacağına dair bir illüzyonları yoktu kuşkusuz. Bu nedenle, Türkiye'nin S-400'ün Rusya'nın en gelişmiş versiyonunu almadığı kesin” diyor.
Batılı diplomatlar aynı fikirde olmadığını aktaran Zaman, bir diplomatın, “ABD, Türkiye'nin Patriot füzelerini Rus üssüne konuşlandırmasına izin verir mi? Vermez. Öyleyse Ruslar bunu neden kabul etsin?” şeklindeki yorumunu da aktarıyor. Zaman Rusya’nın şimdilik tartışılan iddiaları ciddiye almadığını ve bu yüzden yorumda bulunmadığını da belirtiyor.