DEM Parti, Parti Meclisi (PM) sonuç bildirgesinde, “barış ve demokratik çözüm” koşullarını açıkladı. “Abdullah Öcalan’ın geliştirdiği çözüm perspektifi, Türkiye’nin demokratikleşmesi ve kalıcı barışın sağlanması açısından tarihsel bir fırsattır” denilen açıklamada, “DEM Parti barışın gerçek ve kalıcı olması için üzerine düşen tarihsel sorumluluğun bilincindedir” denildi.
Kürt sorununun demokratik çözümü, Türkiye’nin demokratikleşmesi, halklarımızın ve emekçilerin sorunları ve ortak geleceği üzerine kapsamlı değerlendirmelerde bulunulduğu belirtilen bildirgede, "Barışın, sadece bir siyasi karar değil, halkın mücadelesiyle toplumsallaşan ve kök salan bir süreç” tanımlaması yapıldı. Açıklamada, “İçinde bulunduğumuz kritik süreçte, barışın gerçek ve kalıcı olması için üzerimize düşen sorumluluğu yerine getirecek, halkların müzakere zeminini genişletecek ve barışı sadece siyasi aktörlerin değil, Türkiye halklarının ortak talebi haline getirmek için çalışacağız” ifadelerine yer verildi.
DEM Parti bu kapsamda ‘çözüm’ için dört maddeyle önerilerini paylaştı.
‘Tecrit politikalarına son verilmesi’
DEM Parti PKK lideri Abdullah Öcalan’ın özgür çalışma koşullarının sağlanmasını isterken, toplumun yaşanan sürece dair gelişmeleri doğrudan öğrenebilmesinin barışın sağlanabilmesi açısından kritik bir öneme sahip olduğu ifade edildi.
‘Demokratik yeni bir toplumsal sözleşme’
Yayımlanan sonuç metninde ikinci olarak Kürt halkının demokratik ve siyasi haklarının anayasal güvence altına alınmasının koşullarının sağlanmasının gerektiği belirtilirken, Türkiye’de demokratikleşme sürecinin önünü açacak çoğulcu ve katılımcı kapsamlı bir inşa sürecinin başlatılmasının elzem olduğu ifade edildi.
‘Ortak vatanda eşit yaşam’
Türkiye’de yaşayan herkesin eşit haklara sahip vatandaşlar olarak ortak bir geleceği birlikte inşa etme hakkına sahip olduğu belirtilirken; Türkiye’de yaşan her türlü millet ve dinden hiç kimsenin ayrımcılığa uğramadan, anadilinde eğitim ve kültürel haklar başta olmak üzere tüm demokratik haklara sahip olması gerektiği belirtildi.
‘Savaş yerine diyalog ve barış politikalarının benimsenmesi’
Son madde olarak ise Türkiye’nin Ortadoğu’da savaş yerine diyalog ve barış politikalarını benimsemesin gerektiği belirtilirken, bölgede yaşayan tüm halklara eşit ve barışçıl ilişkilere dayalı diplomasi geliştirerek başta Kürtler olmak üzere bölgede yaşayan halklarla ilişkilerin savaş temelinde değil demokratik müzakere çerçevesinde ele alınması gerektiği dile getirildi.
