Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan, İngiltere, Fransa ve Almanya ile yapılan dörtlü zirvede liderlerin kendisine “Suriye’nin kuzeyinden ne zaman çıkacaksınız?” sorusunu yönelittiğini söyledi. Erdoğan, NATO zirvesinde yalnızca bir ülkenin Suriyelilerin Rojava’ya geri gönderilmesi planına destek verdiğini belirtti.
Türkiye İletişim Başkanlığından yapılan açıklamaya göre, Recep Tayyip Erdoğan, İngiltere'de gazetecilerle söyleşi gerçekleştirdi.
NATO'nun 70'inci yılını kutladıkları Liderler Zirvesini başarıyla tamamladıklarını belirten Erdoğan, zirvede NATO'nun gündeminde olan stratejik konuları etraflıca ele alma fırsatı bulduklarını, terörle mücadele, mülteci krizi, külfet paylaşımı, siber ve hibrit tehditler, ittifak dayanışmasının güçlendirilmesi, ayrıca Rusya ve Çin ile ilişkilerin ana konu başlıkları olduğunu bildirdi.
"Hepimiz güvende olmadan hiçbirimiz güvende olamayız"
“Bu küreselleşme çağında hepimiz güvende olmadan hiçbirimiz güvende olamayız. Biz NATO üyesi olarak, PKK/YPG, DEAŞ ve FETÖ başta olmak üzere pek çok terör örgütüne karşı mücadele eden tek NATO üyesiyiz” diyen Erdoğan, şunları kaydetti:
“Bazı dostların bir taraftan terörle mücadeleyi öne çıkartırken diğer taraftan bu terör grupları ile el ele olduklarını da üzülerek görüyoruz. Biz nasıl ittifakın güvenlik tehditlerini ciddiye alıyorsak, bütün müttefiklerin de bizim güvenlik kaygılarımızı ciddiye alması gerekir. Biz müttefik olmadan bu dayanışmanın gerçekleşemeyeceğini de ortaya koyuyoruz. Müttefik olmanın gereği budur. Bunun üzerinde tüm ortakların durması gerekir. Bu konuları hem zirve oturumunda hem de ikili görüşmelerde dile getirdik."
"Dörtlü Zirvede Barış Pınarı Harekatını ele aldık"
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, İngiltere Başbakanı Boris Johnson ve Almanya Başbakanı Angela Merkel ile Dörtlü Zirve gerçekleştirdiklerini anımsatan Erdoğan, zirvede özellikle Rojava’ya yönelik “Barış Pınarı” operasyonunu etraflıca ele aldıklarını belirtti.
Operasyon hakkında hazırladıkları belge ve bilgileri liderlere takdim ettiğini dile getiren Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bunun daha da ötesinde üzerinde durdukları bir konu var; 'buradan ne zaman çıkacaksınız?' Biz de kendilerine 'Peki sizin burada ne işiniz var?' diye soruyoruz. 'Sınırınız mı var burada?' Yok. 'Peki size karşı taciz mi var?' Yok. 'Taarruz mu var?' Yok. 'Peki, ne işiniz var burada?' Bizim burada 911 kilometre sınırımız var. Tacizse bize, taarruzsa bize... Bizler şehitler veriyoruz. 'Sizin herhangi bir can kaybınız, yaralınız var mı?' Yok. 'Peki burada ne işiniz var?', 'Bize bu soruyu sorma hakkını nereden elde ediyorsunuz?”
Erdoğan, görüşmede liderlere Gire Spi ve Sere Kaniye’den çekilmeyeceklerini ifade ederek, “Çok açık ve net söylüyorum; Tel Abyad ve Rasulayn'da, malum buranın uzunluğu 120 kilometre, derinliği 32 kilometre, belirlenen o barışı tesis etmeden buraları terk etmemiz mümkün değil. Çünkü biz buraya bir barış için girdik ve bu barışı burada tesis edeceğiz. Peki bunların güvenliği ne olacak? O da yine bizim sorumluluğumuzda. Eğer sizler de burada rol alırsanız, beraberce buranın lojistiği olarak bu güvenliği de tesis ederiz” dedi.
Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ayrıca şunu da söyledik; 'Bizim üzüntümüz şudur ki siz maalesef terör örgütü YPG/PYD ile berabersiniz ve 'Bunlarla DEAŞ'ı yok ettik' diyorsunuz. Kusura bakmayın DEAŞ'ı yok ettiğiniz falan yok. DEAŞ yine bulunduğu yerlerde. Biz ispatlı konuşuyoruz. El-Bab'da 3 bini aşkın DEAŞ'lıyı biz daha ilk harekatta, Fırat Kalkanı Operasyonu'nda etkisiz hale getirdik. Ondan sonra gerek Afrin'de gerek buralarda yaptığımız operasyonlarda binlerce DEAŞ'lıyı etkisiz hale getirdik. Şu anda bizim cezaevlerimizde DEAŞ'lılar var. Hala toplamaya devam ediyoruz. 7 bini aşkın DEAŞ'lıyı biz derdest ettik. Ülkelerine geri gönderiyoruz. Hala girmeye çalışanlara da kapılarımız kapalı."
"Dörtlü Zirve'yi en az yılda bir kez yapmayı karara bağladık"
Bu konunun Dörtlü Zirve'de de önem arz ettiğini vurgulayan Erdoğan, "O Dörtlü Zirve'de kendileri de buna hak verdiler. Gerek Almanya Başbakanı Merkel gerek Fransa Cumhurbaşkanı Macron… Tabi hepsinden öte İngiltere Başbakanı Johnson o bu işe çok önem veriyor. Bu Dörtlü Zirve'yi en az yılda bir kez yapmayı karara bağladık. Şimdi ikinci zirveyi de şubat ayında İstanbul'da yapacağız. Onu aramızda kararlaştırdık” ifadelerini kullandı.
ABD Başkanı Donald Trump ile de verimli bir görüşme gercekleştirdiklerine işaret eden Erdoğan, “Bazı sorun alanlarını gündeme getirdik. Onları tekrar konuştuk, görüştük. Bu konularla ilgili olarak da takibini ilgili arkadaşlarımız sürdürecekler. İkili ilişkilerde özellikle bu 100 milyar dolarlık ticaret hacmi üzerindeki çalışmaya ağırlık vereceğiz. Ayrıca NATO Zirvesi ve bölgesel konuları ele aldık. S-400 ve F-35 konusunda ise daha önce görevlendirdiğimiz arkadaşlarımız çalışmalarına devam edecekler” değerlendirmesinde bulundu.
“Trump'ın hakikatin yanında yer alması gerçekten manidardı”
Bir gazetecinin, “Macron 'NATO’nun beyin ölümü gerçekleşti' demişti. Siz de kendisine 'Önce sen kendi beyin ölümünü kontrol ettir' demiştiniz. Oldukça bozulmuş. Buraya geldiği gibi Trump’la görüşmesinde de Türkiye hakkında birtakım açıklamalar yaptı. S-400’ler konusunu gündeme getirdi ama Trump bile Türkiye’yi korudu, Obama’yı suçladı. Dörtlü Zirve’de Macron’un nasıl bir tavrı vardı?” şeklindeki sorusu üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi:
“Macron ile bu konulara hiç girmedik. Ama tabii Sayın Trump ile görüşmesinde Sayın Trump'ın hakikatin yanında yer alması gerçekten manidardı. Çünkü bizim Fransa ile çok farklı bir anlaşmamız var. Fransa - İtalya -Türkiye olarak bu adımı atacağız. Ama bu hala savsaklanıyor. Bunun yanında ikinci bir anlaşmamız daha olacak. Onunla ilgili de yine hala adımı atamıyoruz. Aradaki bu tür sıkıntılar nedeniyle maalesef yürümüyor. Halbuki onların bize ihtiyacı var, bizim de onlara ihtiyacımız var. 'Gecikiyor bu işler. Bu adımları atalım ve neticeye yürüyelim' dedik. O da kabullendi, 'Çalışmaları yürütelim' dedi. Temenni ederim ki bundan sonra bu tür şeyler olmaz."
Erdoğan, Baltık Planı’na evet oyu verme karşılığında YPG’nin “terör örgütü” olarak tanınması konusunda bir teminat alındı mı? şeklindeki soruya, "Orada konsey komisyon meselesi var. Bu konsey komisyon toplantısı ile ilgili o döneme kadar zaten bu işin şu anda geçerliliği adeta yok gibi. Süreç başlamıştır. Daha sonra 6 aylık periyodu var. Bu 6 aylık süreç işlerken böyle bir olay vuku bulduğu anda da burada başta NATO Genel Sekreterimiz olmak üzere hepsi devreye girerek bu işi tekrar yoluna rayına sokma şanslarına sahipler. Bu noktada bizi aşırı derecede bağlayıcı bir şey yok” sözleriyle karşılık verdi.
“Maalesef ülkelerin duyarsızlığı devam ediyor”
Dörtlü Zirve'de Rojava’da Güvenli Bölge'nin inşa ve imarına yönelik olumlu bir söz olup olmadığına ilişkin soruya Erdoğan, şu yanıtı verdi:
“Bana göre bu konuda maalesef ülkelerin duyarsızlığı devam ediyor. İsim vermeyeceğim, sadece bir ülke 'Bu konuda biz size gerekli desteği vereceğiz' dedi. Biz de diyoruz ki en azından biz imkanlarımız çerçevesinde Tel Abyad ve Rasulayn arasındaki bölgede bir çalışma başlatalım. Bu çalışmayla ortaya bir mülteciler şehri çıkartalım. Onun için de bazı planlarımız var, bu planları da işletelim diyoruz ve peyderpey ülkemizdeki Suriyeliler'den o bölgedeki toprak sahiplerini, ev sahiplerini kendi yerlerine gönüllülük esasına dayalı olarak geri gönderelim.”