Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "4. Antalya Diplomasi Forumu Resmi Açılış Töreni"nde önemli açıklamalarda bulundu.
Erdoğan’ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
'' Krizlere gebe bir ülkede bulunuyoruz. 1’inci dünya savaşından soğuk savaşa kadar büyük güçler arasındaki yıkıcı rekabetin en fazla hırpaladığı en fazla olumsuz etkilediği coğrafya yine burasıydı. Bugün de uluslararası siyasetin gündemini domine eden birçok sorun savaş, kriz ve gerilim yine bizim yakın çevremizde cereyan ediyor.
‘Kimsenin toprağında gözümüz yok’
Bizim kimsenin toprağında, egemenliğinde, kaynaklarında gözümüz yok. Türkiye olarak nerede varlık gösteriyorsak orada yerin altındakilerle değil yerin üstündekilerle yani insanlarla yani canla ilgileniyoruz.
İsrail hükümeti Filistin halkını topraklarından söküp atmaya çalışmaktadır. İşlediği her suç hukuk önünde cevapsız kalan İsrail her seferinde biraz daha pervasızlaşmaktadır.
İsrail özellikle Lübnan’a ve Suriye’ye yönelik saldırılarıyla bölgenin istikrarını doğrudan tehdit eden sorunlu bir ülkeye dönüşüyor. İsrail’in saldırıları DEAŞ ile mücadele çabalarını da sekteye uğratıyor.
‘Suriye halkı acıya, zulme, savaşa doymuştur’
Suriye halkı acıya, zulme ve savaşa doymuştur. Suriyeli kardeşlerimize bunları tekrar yaşatma niyetinde olanlar hesaplarını buna göre yapmalıdır. Soğuk kanlılığımızı, sabrımızı, meseleleri diyalog yoluyla çözme tavrımızı kimse yanlış anlamamalı, yanlış yorumlamamaları, sükunetimiz birilerini çok hatalı heveslere sürüklememelidir.
Suriye hükümeti ile aramızdaki mutabakatlar çerçevesinde gerekli bütün adımları atmayı kararlılıkla sürdüreceğiz. Türkiye üç kıtanın merkezinde yer alan bir ülkedir. Biz Avrupa ülkesi olduğumuz kadar bir Asya ve Afrika ülkesiyiz. Bu üç kıtanın tüm halkları ile aramızdaki bağları daha da ileri taşımanın, komşuluk hukukunu geliştirmenin mücadelesini veriyoruz.
AB’ye üyelik süreci hakkında
Türkiye’nin AB hedefinden uzaklaştığına dair iddia ve eleştirilerin bizim nazarımızda hiçbir geçerliliği yoktur. Bugün kimi Avrupa ülkeleri bundan üç çeyrek asır önce AB’ye hayat veren ufkun, cesaretin, stratejik bakış açısını maalesef ortaya koyamıyor. AB mevcut sınamaların üstesinden gelmek istiyorsa buna göre davranmalı bagajlarından kurtulmalı ve Türkiye tam üye olana kadar birlikteki sandalyesine bir an önce kavuşmalıdır.
Biz üyelik sürecini ilerletme noktasında hazırız ve kararlıyız. AB’den somut adımlar atmasını bekliyoruz. Güçlü bir savunma sanayii olmadan, güçlü bir dış politika olmaz. Türkiye olarak bugünkü özgüvenimizi, savunma sanayii alanındaki atılımlarımıza borçluyuz. Bugün bu alanda yüzde 80 seviyesinde yerlilik oranına ulaştık. Böylece kendi göbeğimizi kendimiz keser duruma geldik. Silahlı-silahsız, insansız hava araçlarımız gemilerimiz, tanklarımız, roket ve füzelerimizin yanı sıra pek çok yeteneğimizle kendi ihtiyaçlarımızı karşılamanın çok ötesine geçtik.
‘Amerika ile ilişkilerimizin her alanda serpileceğine inanıyorum’
ABD ile 100 milyar dolarlık ticaret hedefimize büyük önem veriyoruz. Başkan Trump’ın ikinci döneminde kendisi ile olan yakın dostluğumuzun katkısı ile Amerika ile ilişkilerimizin her alanda serpileceğine inanıyorum.''