Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Türkiye’yi yatırımların yanısıra özgürlüklerde de dünyanın en ileri ülkelerinden biri haline getirdiklerini söyledi.
Erdoğan, AK Parti Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı’nda yaptığı konuşmada özetle şunları söyledi:
"Ülkemizin dört bir yanına mührümüzü vurduk. 81 vilayetimizin her birinde eserimiz var. Türkiye’yi demokrasiden sağlığa, eğitimden adalete her alanda adeta şaha kaldırdık. Sadece yatırımlarda değil, özgürlüklerde de Türkiye’yi dünyanın en ileri ülkelerinden biri haline getirdik."
"Meydanı Çapulculara Bırakmadık"
"Merhum Menderes’ten, rahmetli Özal’a kadar CHP’nin sabotajlarına maruz kalmıştı. Biz de karşımızda ilk önce CHP’yi ve ortaklarını bulduk. Darbenin izlerini temizlemek istedik, karşımızda vesayetçi CHP’yi bulduk. Başörtüsü üzerinde antidemokratik kısıtlamaları kaldırmak istedik, karşımızda CHP’yi bulduk. Onlara rağmen biz bunları yaptık, yapmaya devam ettik, ediyoruz. Hızlı tren, köprü, Avrasya Tüneli’ni, Marmaray’ı yaptık; karşımızda yine CHP’yi bulduk. Gezi olaylarında milletin iradesine kast eden çapulculara meydanı bırakmadık; onlar bu çapulcuların arkasında yer aldılar."
Doğu Akdeniz Polemiği
1 Temmuz’da Astana formatındaki zirveyi Sayın Putin ve Sayın Ruhani ile video konferansla gerçekleştirdik. Bölgesel ilişkileri ele almak için Katar’a günübirlik ziyaret gerçekleştirdik. Sayın Trump, Sayın Merkel ve diğer liderlerle telefon diplomasisi yürüttük. Bugün yine Sayın Merkel ve AB Konseyi Başkanı ile bir görüşmemiz (Doğu Akdeniz gerilimi) olacak.
"Doğu Akdeniz'de Hakkımızı Yedirmeyiz"
Türkiye’nin dış siyasette daha aktif, daha kararlı bir tavır takınması, birilerini rahatsız etmektedir. Bizim haklarımıza sahip çıkmamızdan rahatsız oluyorlar. Türkiye, Doğu Akdeniz’de ne yaptıysa meşru temellerle ve Libya ile yapılan mutabakat çerçevesinde yapmıştır. Rum kesimi 2003 yılından beri adayı tapulu malı gibi görüyor, hiçbir hakkı olmadığı deniz yetki alanlarında petrol, doğalgaz aramaya yönelik imtiyaz ruhsatı veriyor. Bu sahalardan bazıları ise Türkiye ile çakışıyor. Hukuksuz adımların bir başkası da ülkemizi Antalya körfezine hapsetmektir. Son dönemde Doğu Akdeniz’e sahildar olmayan bir ülkenin kışkırtmasıyla Yunanistan ve Rum yönetiminin yanlış adımlar attığını görüyoruz. Kimse kendisini dev aynasında görmemeli, şov peşinde koşmamalı. Türkiye olarak Yunanistan ile sorunların çözümü diplomasi masasında aradık. Buradan şu gerçeğin altını çizmek istiyorum. Bizim kimsenin hakkın gözümüz yok ama hakkımızı yedirtmeyiz. Türkiye’yi ve Kıbrıs Türklerini dışlayan hiçbir girişimin başarı şansı yoktur.
"Hesabını Verirler"
Biz ruhsatları Resmi Gazete’de yayımlayarak dünya ile paylaştık. Oruç Reis gemimiz 23 Ağustos’a kadar çalışmalarını yürütecektir. Yunanistan’ın ortaya koyduğu tavır ise art niyetlidir. Türk kıyılarına 2 kilometre, Yunan anakarasına ise 580 kilometre uzaklıktaki Meis üzerinde deniz yetki alanı talep etmek akılla izah edilemez. Tansiyonu artıran Türkiye değil, Yunan zihniyetidir. Çözümün yolu diyalog ve aklı selimdir. Biz gereksiz macera peşinde değiliz, gerilim de aramıyoruz. Benim batı Trakya’daki kardeşlerimize saldıranlar uluslararası hukukta ve diğer yöntemlerle hesabını verirler. AB’yi de uyarıyorum. Biz adalet, hakkaniyet istiyoruz. Soydaşlarımızı korumak bizim görevimizdir.
Koronavirüs Salgını Uyarısı
Korona virüsü salgını hayatımızda pek çok şeyi kökten değiştirdi. Temizlik, maske ve mesafeyi tüm milletimden korumayı ve sahiplenmeyi istiyoruz. Bu üçlüye sahip çıkarsak biz çok daha az bu noktada dertli hale geliriz. Maskeyi taktığını söyleyen çenesinin altına koymuş; bu olmaz. Bunları dikkatle uygulamamız lazım. Herhalde hastane yataklarında komada yatmaktansa eğlenceye ara vermek daha evladır.