Gazetenin Brüksel muhabiri Danil Boffey'in haberinde, Brüksel, Paris ve Berlin'den Erdoğan'ın "güçleri elinde toplamasının" anayasa değişikliğinin uygulanmasına ilişkin kaygıları yükselttiği belirtildi.
Avusturya Başbakanı Christian Kern'in en doğrudan mesajı verdiği belirtilen yazıda, Kern'in referendum sonrası "AB üyelik sürecinin pratikte toprağın altına gömüldüğü" yönündeki açıklaması yinelendi.
Avusturya Dışişleri Bakanı Sebastian Kurz de, "Türkiye referandumu sonrası eski günlük rutinimize dönemeyiz. AB Türkiye ilişkilerini artık dürüst bir çizgiye oturtmalıyız" demişti.
Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı'nın (AGİT) Yüksek Seçim Kurulu'nun (YSK) dışarıdan getirildiği kanıtlanmadıkça mühürsüz oyların da geçerli sayılacağını açıklamasının kanunla çeliştiği yönündeki raporu hatırlatılan haberde şu ifadelere yer verildi:
"Öte yandan, AB başkentlerinden referendum sonucuna getirilen dikkatli yanıtlar, Türkiye ile imzalanan mülteci anlaşmasının başarılı bir şekilde sürdürülmesi için birliğin önemine de dikkat çekiyor."
Guardian'dan Kareem Shaheen'in görüş notunda da, Erdoğan'ın idam cezasının geri getirilmesi yönünde referendum sonrası ve öncesinde yaptığı açıklamalar vurgulandı.
Shaheen'in yazısında, "İdam cezası Türkiye'nin AB üyeliği hedefini bitirir ve Ankara'nın NATO mütteffiklerinden yabancılaşmasına neden olur" denildi.
Almanya'da bazı partilerin Türkiye'deki kutuplaşma ortamının derinleşeceği kaygılarını paylaştığına yer verilen yazıda, referendum sonucunun tanınması ve ilişkilerin iki dost komşu ülke gibi yeni bir yaklaşımla yeniden ele alınması gerektiği yönündeki çağrılara da dikkat çekildi.
Yazıda yer verilen, Alman Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel'in konuyla ilgili açıklaması ise şu şekilde:
"AB'ye üyelikle ilgili herhangi bir karar gündemde olmayacak. Ne olursa olsun, Türkiye'nin AB'ye girmesi şu anda iyi sonuç vermez."